Liberal feministlere göre çoğu toplum, kadınları eve veya düşük ücretlendirilen işe mahkum etme eğilimi taşıyan ve genellikle onların erkekler gibi tatmin edici hayatlar sürüp keyif almalarına engel olan yasal eşitsizlikler veya gayri resmi önyargılar ve engelleri içlerinde barındırır. Radikal feministlere göre hemen her toplum patriyarkaldir. Kültürleri, inanç sistemleri, kurumları ve normları erkekleri egemenlik peşinde koşmaya, kadınları ise boyun eğmeye iter. Sosyalist feministlere göre, modern toplumların ekonomik yapısı kapitalisttir ama kapitalizm, önceki patriyarkal fikirlerle etkileşime geçerek "toplumsal cinsiyete önyargılı" hale gelmiştir: kapitalizmin kurumları kadınları ve erkekleri farklı türde işlere dağıtır ve erkeklerin çalışmalarını daha fazla ödüllendirir. Siyah feministlere göreyse modern toplumların temel düzenlemeleri, tüm kadınların "toplumsal cinsiyetleriyle cezalandırıldıkları ama [bazılarının] ırklarıyla ayrıcalıklı konumda olduğu" bir baskı sistemleri ağını hayata geçirir (Hill Collins 1990: 225).