Bir kimse halkın teveccühünü, âmirlerin onunla oturup kalkmasını te'min ve bununla kendisine müsavi olanlara iftihar etmek ve dünyalık elde etmek için ilim talep ederse, onun kazancında hayır yoktur ve bu alış-verişi de hüsrandır.
Peygamberimiz (s.a.v.): «Bir kimse ilmiyle iftihar etmek veya akılsızlarla münakaşa etmek ya da halkın teveccühünü kazanmak için ilim talep ederse Allah onu cehenneme sokar>> buyurmuştur.
Bayezid-i Bestâmî (r.a.) şöyle demiştir
«Otuz sene cihâd yaptım. İlim ve ilmin tehlikesinden daha şiddetli bir şey görmedim.»>
Şeytanın süsleyerek sana söyleyeceği şu sözden sakın:
Bayezid Bistâmî (r.a.) diyor ki: “Mücahede İçinde otuz sene çalıştım. Benim İçin ilimden ve ilme tabi olmaktan daha çetin olan bir şey görmedim”.
Kısaca, tabiat ve nefs İçin ateş üzerinde yürümek, (şeriat) ilmine uygun bir şekilde hareket etmekten daha kolaydır. Bir cahil İçin, sırat köprüsünden bir kere geçmek ilimden bir mesele öğrenmekten daha rahattır. Bir fasık İçin, Cehennemde çadır kurup içinde oturmak, ilimden bir meselenin gereğine göre hareket etmekten daha fazla arzu edilen bir husustur. Şu halde ilim öğrenmekten ve (şer’î) ilimde kemâl derecesini taleb etmekten sakin şaşma!
Bu tarz kitapların bir çoğunu okumama rağmen, finansal okur yazarlığıma herangi bir katkısını görmedim.
Bu yüzden finansal okur yazarlık adı altında uzak durulması gereken kitaplar listemde ilk 10' a girecek bir kitap.
Sıradan tavsiyeler alıp, gerçeği yansıtmayan abuk subuk hikayeler dinleyip ardından, arkadas ortamından iki teknik terim söyleyip hava basmak isteyenler için tercih edilebilir. :)
Ben burada şunu açık söyleyeyim ; Kürt ve Kürdistan kelimesinden Türkler hiç gıcık olmuyor buna kızmıyor buna kim kızıyor Çerkez Laz Boşnak Arnavut Gürcü Arap bunlar azınlıkta olduğu için yani kendileri köşeleride kapmışlar onlar yani bu işin şeyini yapıyorlar hiçbir Türk görmedim Türkçülük yapsın ırkçılık yapsın yani bu hususta Türkler ve Kürtler arasında yok fakat kendisini Türk olarak görüp yani deveyi homurtuy yutan diğer etnik gruplar bu meseleyi büyütüyorlar.
Babasından ayrılan birçok çocuklar babasız kalışlarına üzülürler... Ben tersine... Sevinmiştim... Niçin? Bilmem... Bu "hissizlikte" benim çocuk yapımın çok az etkisi olmalıydı.
Daha enflasyon veya hayat pahalılığınında yolun başındayız!
Daha ne gördünüz ki !
Sadece ormanda seçim telaşı bitti...
Artık kurak mevsimi olan bozkırda yaşam başlıyor.
SEBATİ 'yi yakalayın!
Yeni Şafak 'ta yazan İran zihniyetli beyinsiz Kavcıoğlu 'nu yakalayın!
Berat bayrakçıoğlunu yakalayın!
(Berat ismine ayrı bir uyuz oluyorum.)
Ankara Kızılay 'da jandarmaya gidin!
Ben böyle rahatlık görmedim...🤣
"İki insanın birbirine dişlerini göstererek bir yere vardıklarını hiç görmedim şimdiye kadar. İnsanlar ne kadar kızgın olursa olsun, masaya oturduklannda birtakım olumlu sonuçlara varırlar diye düşünmüşümdür her zaman."
Bütün bunları bir kenara koyuyorum artık. Bu tiplerin hepsi yorucu tipler. Ben dedeme dönmek istiyorum. Dedemin dinine. Atalar dininden bahsetmiyorum. Bizzat dedemin dininden bahsediyorum. Rahmetli şöyle derdi; "savm, salat, hac, zekât." İşte bu kadar. Bunu öğrenmişti köye gelen hocasından. Başka bir şey bilmiyordu. Namazını aksattığını görmedim. Şeker, onu oruç tutamaz hale getirene kadar hep tuttu. Kurbanını hep kesti. Hatta biz küçükken o keserdi köyde. 89 yaşında dünyasını değiştirdi ama son iki seneye kadar benim bile çıkarken zorlandığım uzunca bir yokuşu çıkarak camide cemaate devam etti. Kul hakkı yemedi, kimseye zulmetmedi. Oğulları ve kızları hacca göndermedi ama hep gitmek istedi. Gulhü değil de gulfü diye okurdu. Dede yanlış okuyorsun dediğimde ben öyle öğrendim bilmem derdi çünkü öğrendiği hocasına benden daha çok güveniyordu, muhtemeldir ki yanlış duydu ve hayatı boyunca öyle devam etti. Ben, adını aldığım Raşit dedemin dinine iman ettim. Gulfü demiyorum ama onun saflığında bir İslamlığı yaşamayı isterdim.