Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

gülben keskinoğlu

gülben keskinoğlu
@gulbenkeskin
Avukat
Hukuk
Samsun
35 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Tüm bu kelimeler varoluşun bilinçsizliği ve yok olmanın arzusu kıskacında, tatmin edilemeyen düşüncenin sistemsiz bir doyuma ulaşma çabasından ibaret bir zihin istifrasıdır.
Reklam
Yıldızlardan af diledim Ve geceyle yoldaşlık etmek için Tekrar Tekrar, soyundum varlığa.
Merhaba Sevgilim Öncelikle bu mektubum ve diğer mektuplarım ve de bundan sonraki muhtemel mektuplarım için senden özür diliyorum. Insanın, var oluşundan ötürü özrü çok incitici değil mi? Varım. Yok etmeye çalışsan da gitmiyorum. Nefret etmeme uğraşsan da etmiyorum." Senden nefret etmeyeceğim." demiştim sana. Tutabildiğim bir söz oldu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Merhaba Sevgilim, Sana yazmak bir şifa oldu bana. Derdin dermanı da şifası da kendisidir. Galiba tam şu anda, rüzgâr penceremi zorlarken ve ben doğacak günden daha şimdiden sıkılmışken, nerden geldiği bilinmez bir ağrının orta yerinde kıvranmaktayım. Ruhsal ağrılarım bitmemişken bu fiziksel ağrı nereden çıktı da kendi canımın bir kıymeti olduğunu
Reklam
"Sonunu yazamadığım, imkansız bir aşk romanı gibi Son cümlesini yazarsam son bulmasından korktuğum bir aşkın, sonsuz romanı. Öyleyse, yazmadığım cümle var oldukça, aşk var olacak."
Merhaba Sevgilim, Bugün de bana yazmadığın gerçeği yutkundurdu cümlelerimi. Yazmadığın her mektupta, kendimi terbiye ediyorum. Sevmek diyorum, sevmek karşılık bulmayınca sevmek olmaz mı? Sevgisizliğin, sevgimi bastırmaya yeter mi? Inan bana sevgilim, seni bu kadar çok sevdiğimi ben de bilmiyordum. Geçen gün sarı bir kelebek söyledi. Yine işe geç kalmışken ben, bir taraftan yürüyorum bir taraftan telefondayım, elimde dosyalar, öyle kalakaldım yol ortasında. Sarı bir kelebek karşıdan geldi etrafımda döndü ve gitti. Sanki beni tavaf etti. Şaşkınlığımdan mı, kutsanmışlığımdan mı yoksa korna sesinden mi bilemiyorum titreyerek kendime geldim. Hani o sabah huysuzluğum vardır ya benim, kayboldu. Benim memleketime o anda bahar geldi. Sarı kelebeği, kanadında sizin memleketin baharıyla sen mi göndermiştin sevgilim? Işte, kelebekten gelen baharla anladım ki seni senin bildiğinden de çok seviyormuşum. Bundan bir utanmam yoktur, bil isterim. Sevmek, nefret etmek kadar kolay değil bunu da sen bil isterim. Bir filmde "aşığa günah sorulmaz" diye bir replik duydum. Hem katıldım hem de dedim ki, aşığın günahı aşkından korkmaktır. Kendimi öyle özgür hissediyorum ki sevgilim, insan olmanın dayanılmaz acizliğini aşık olmanın yadırganan biçareliğine bağlayıp, ezbere öğretilen tüm düşünceleri uğurladım zihnimden. Uğurlar ola hepsine. Artık bana yaz da demiyorum sana. Muhtaçlığım, sözlerine hasretliğim bitmiş değil. Lâkin gözlerin, bana yazarken yaşaracaksa, yazmayasın. Yine de her satırına cümle kelimeler dizerim. Her yerinden.
Merhaba Sevgilim, Bir güneşi daha batırdık. Bir kez daha doğacaktır güneş, bizimle veya bizsiz. Doğa kendi kendine, insansız var olabiliyor sevgilim. Ama insan öyle değil. İnsan, kendi kendine bir arpa boyu yol alamıyor. Doğa karşısındaki acziyetimizden bahis açsam, eminim ki bilmediğim çokça şeyi anlatırsın. Şimdi ben desem ki Ay, Dünya'ya çok yakın ve her yerden görünüyor. Insan insana yakın değil her yerden görünemiyor. Bütün ciddiyetinle dünyanın ve ayın konumu üzerine söylev verirsin. Oysa hiçbirine ikna olmam. Ay, dünyaya bu kadar yakınken benim sana bu denli uzak oluşumu, bilimsel hangi teori izah edebilir? Bu pazarlar, beni büsbütün benden soğutuyor. Öyle geçmez, halimi öyle beğenmez, yirmi dört saat uyku, yirmi dört saat var olma çabası... Sevgilim, çok mu saçmaladım? Senin pazarların nasıl geçiyor? Sen pazarları seversin. Ben de seni severim. Senin pazar günlerin, ekmek ucu gibi keyiflidir. Günlerini, bir akşamüstü dinginliğinde geçirmen için dua ediyorum. Benim günlerim yok. Günler var ve de bitmek bilmiyolar, bir de ben varım, öylece yürüyorum. Günler geçiyor, ben yürüyorum. Ben geçmiyorum. Gitmiyorum. Bitmiyorum. Öylece. Beni bitirememek acizliği ile beni var edememek çaresizliği arasında, hiçliğin boşluğundayım. Ellerim, saçlarımda. Saçlarım her yerdeler. O kadar az kaldılar ki, ben bitemiyorum. Sevgilim, yazıyorsam yaşıyorumdur. Yaşıyorsam, seviyorum. Her yerinden.
Çöpe atma zahmetine girişilmeyecek kadar değersiz bir nesne gibi; Kullanılmış, kendi kendini yok etmesi beklenilen; yok olunca, varlığı akla dâhi gelmeyen. Fazlalıklar, eksik cümleleriyle hoşça kallar.
Geçmişle Geçmemiş Şeyler Üzerine Sohbetler
Geçmiş! Geçtin mi sahiden? Kurudu mu pencere önü menekşelerin ? Kapıların kapandı mı bir bir? Hiç aralık bırakmadın mı yedi yaşlarına İkişer ikişer çıktığın merdivenlere düşürdüğün saç lastiklerini bulamadan, Öylece kapattın mı mişli geçmiş zamanı? Hani o bir gülüşün vardı Kahkaha mıydı adı can suyu muydu Yerine eksik tebessümler
Reklam
Korkunç olan, ölmek değildi. Yaşamak mecburiyeti, asıl korkunç olandı. Evet. Yaşamaya mecbur olmak, korkaklık.vs.
Gezilmemiş Yerler Üzerine Sohbetler
Bu meydan Küçükken kaybolmuştum caminin tam karışısında seni beklemiştim Gelmediğin günlerde Şu ırmak, yeşili benden Kavuşulmamış aşkların destanı olan Kurduğum hayalleri akışında bıraktım
Merhaba sevgilim. Bugün günlerden sendi, saat şu an sana beş var. Dün ise günlerden senertesiydi. Bu mektubu sana hangi tarihte göndereceğimi bilemiyorum. Itiraf edeyim sevgilim; bu defa göndermek de istemiyorum. Hani istememek derken, seninle konuşurken var olduğumu inkar etme niyetinde değilim. Ama doğrusu biraz gücendim sana. Kaç mektuptur
Şiiri Beceremedim
Bir öncekinin benzeri şiirler yazmak için oturdum masaya Bir öncekinin benzeri aşklar yaşamak için ayağa kalkar gibi. Birazdan kirlenecek olan kağıdı, sanki ben karalamayacakmışım gibi sevdim Affetsin diye bir damla gözyaşı serdim satırlarına (Affedeyim diye bir dünya hiç koymuşlar avuçlarıma.) Kullanılmaktan incinmesin diye uzunca şiirler fısıldadım kulağına (incindiklerimin yerine uzunca susuşlar fısıldadım kulağıma.) Parmak uçlarımla öpüşler kondurdum rastgele yerlerine Ürperince masada duran mumu yaktım, Ürperince içim, gittim pencereyi açtım. Hececilerden ve aruzculardan özür diledim, 'şiiri beceremedim'                                                      G.K
"Her söylediğine inanıyorum." Gel ve yaşamaya inandır beni.
Merhaba sevgilim. Bugün, sana gelmemek için çok tuttum kendimi. Inan bana çok haklı nedenlerim vardı. Ama sevgilim insanın haklılığı, inancı, vicdanı, aklı hiçbir şeyi sevgisinden kuvvetli değil. Sevmek, bütün duyguların en yücesi. Öyleyse, sana gelmem sevmemdemdir. Öyleyse yine sana geldim diye kimse ama hiç kimse ve hatta sen ve ben bile benim bu sana gelmelerime kızamaz. Kızmazsın değil mi sevgilim? Ben kalbimin çoğuyla ve aklımın en derinliğiyle sana geliyorum diye, senin hayatın altüst olmaz değil mi? Dengeni ben bozamam, değil mi? Günlerin nasıl geçiyor sevgilim? Anlatmazsın biliyorum da öylesine soruyorum. Aslında bir umut " sensiz her günüm kötü" cevabını duymak istiyorum. Insan işte böyle bencil sevgilim. Bir yandan çok mutlu ol istiyorum bir yandan da... Sevgilim, bilirim uzun yazışlarımı seversin. Ben de uzun anlatışlarını çok severim. Bir de seni. Yazıp yazıp silmelerim başladı sevgilim. Öyle çok korkuyorum ki yanlış bir şey demekten. Hani demiştin ya "hissediyor musun" diye, bir şeyleri hissediyorum. Senin için seviniyorum ama asıl onun için daha çok seviniyorum. Haddimi aştıysam affet, küçüklüğüme ver. Unutmadan iki satır yahut tek kelime, esirgeme. Her yerinden.
320 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.