10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018503 okunma
Güneşe doğru yürüdüm ama ruhumda bir şey ölmüştü…
Sayfa 67
Reklam
Requiem
bıyıkları bile terlememişti henüz direnemedi merminin sıcağına, ölürken ne güneşi tanıdı ne güzü. sığmadı gün güneşe, pimi çekildi anacığının güneşinden vuruldu yeryüzü. ah oğul…! cinayeti yarattık ama kurtaramadık kendimizi ölümden kaç ölümdür bir yaşamın ederi? kurşun nasıl vurur bir çocuğu düşlerinden postal izi, barut kokusu mudur insanlığın kaderi? ah oğul…! gökkuşağının az sonrası -b a r ı ş- yakın mıdır acep kurtuluş günleri? acının deminde umudun ışığında yeşil bir zeytin dalı gibi yaşayarak azaltmalıyız ölümleri.
632 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Oblomovluk hastalığı !
Sahi nedir Oblomovluk? Salt tembellik olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa kurulu düzene karşı bilinçli olarak hiçbir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene kadar kendi içine kapanmak mıdır? Bu kitabı okuyup da oblomovluk kavramıyla meşgul olmayan, kendinde oblomovluk belirtisi var mı diye düşünmeyen yoktur sanırım. Biraz şakayla karışık, biraz
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,8bin okunma
750. Vuslat Yıl Dönümü Şeb-i Arûs
ETKİNLİK BAŞLANGIÇ TARİHİ:17.11.2023 ETKİNLİK BİTİŞ TARİHİ:17.12.2023 (#227403009) "Halbuki ona benim vuslatım lâzımdır.” Şu halde Allah, kulunu vuslat ile müjdeledi. Ancak bu vuslata ermek için kula ölüm gerekir demesi tâ ki ölüm sözüyle kulunu kederlendirmesin. Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’ın “Sizden
Üç arkadaş başları öne eğilmiş güneşten yoksun ayçiçekleri gibiydiler. Ayçiçekleri de güneşi görmediği zaman başını yere eğer için için ağlarlardı, güneşe aşıktılar, güneşe hasrettirler. Sabah gün doğumu ile birlikte onlar için bayram olurdu. Hepsi başını güneşe çevirir, çiçeklerine canlılık gelir, ışıl ışıl parlarlardı. Akşam olup da güneş batmaya başladığında yine o hüzünlü hallerine dönerlerdi, karanlıktan hiç hoşlanmazlardı. Gülenay ve arkadaşları boynu bükük odalarının yolunu tuttular.
Sayfa 18 - Dağlar Kızı Gülenay ÖğretmenKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.