Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Musa ile Kapışan Sihirbazlar
Günün başında kâfir olan bu sihirbazlar, günün sonunda şehidler kafilesine dahil oldular.
Aslında caddelerle nehirler karşılaştırılamaz çünkü caddeler tarihin bir parçasıyken, nehirler coğrafyanın bir parçasıdır. Yani? Tarihi insanlar yazmaz, aynı coğrafyaya katlandıkları gibi, tarihe de katlanırlar sadece. Tarih ise coğrafya için çalışır. İnsanlar dağları delerek, nehirlerin yönünü değiştirerek coğrafyayı düzeltmeye çalışır ve böyle yaparak tarihe bir yön verdiklerini zannederler ama aslında bir haltı değiştirdikleri yoktur. Günün birinde hepsi yerle bir olacaktır. Sular köprüleri yutacak, barajları yıkacak, madenleri dolduracak; evler, meydanlar ve saraylar yerle bir olacak, kaldırımlardan otlar fışkıracak ve sonunda her şey yeniden toprağa dönecek. Hayatta kalanlar, ellerinde taşlarla canavarlara karşı savaşmak zorunda kalacak.
Reklam
Geçmişe ait bir kurum veya hadisenin, o günün mantığına göre normal olabileceği düşünülmediğinden, bazı kişiler akılları sıra bunları temize çıkarmak için tarihi tahrif etmektedirler. Bu tarzların her ikisi de tarihin anlaşılmasını tamamen önlemektedir.
Süt şişesinde üç etiket!
Japonlar taze yiyecek delisidir. Amerika Birleşik Devletleri'nde süt şişesinin üzerinde yalnızca bir tek tarih vardır: son kullanma tarihi... Tokyo'da bir Japon süpermarketine gittiğimiz zaman süt kabının üzerinde üç tarih görünce şaşırdık. Tarihlerden biri sütün imal tarihiydi, ikincisi süpermarkete geliş tarihi, üçüncüsü de son kullanma tarihi. Japonya'da süt üretimi her zaman geceyarısını bir geçe başlar, böylece sabah süpermarkete giden süte o günün etiketi yapıştırılabilir. Süt 23.59'da üretilse, kabın üzerindeki tarih bir önceki günün tarihi olur ve o sütü hiçbir Japon tüketicisi almaz.
“Günün sonuna varıldığında, darmadağın haldeki perişan görünümlü harap yeryüzü ve katledilmiş insanların arasında, her iki taraf da kafalarındaki sorunun cevabı görmüştü. Ne bir çöküş vardı ne de bir yol. Hiçbir ırk, savaşı kazanmamıştı, kazanamazdı da. Kazanan savaşın kendisiydi ve kazanmaya da devam edecekti.”
Sayfa 211Kitabı okudu
“Anayasalar eninde sonunda mutlak tiranlığa dönüşür,” dedi Paul. “Onlar ezici olabilecek kadar organize olmuş güçlerdir. Anayasa harekete geçirilmiş toplumsal güçtür ve vicdanı yoktur. Ayrım gözetmeksizin herkesi ezebilir, insanlık onurunu ve bireyselliği ayaklar altına alabilir. Kararsız bir denge noktasına sahiptir ve sınırları yoktur. Ama benim var. Halkımı korumak adına, bir anayasa hazırlanmasına izin vermiyorum. Kararname, günün tarihi, vs. vs.”
Reklam
Şimdi Aleksandr Köprüsü'nden dönüşümüz öyle zor ki... Halk gece yarısındakinin en az birkaç katı bir kalabalıkla yönelmiş saraya doğru. "Seni Torid Sarayı'na götürmek istiyorum Katyuşa" diyorum ona... "Bak kendi gözlerinle gör inanılmazı. Mümkünsüzdür denileni. Yönetimin kimlerin eline geçtiğini görmeni istiyorum. Ben ne
Sayfa 194 - CeylanKitabı okuyor
İnsan hep biraz daha yaşamak ister ve mümkün olan en uzak tarihi seçsem bile sürekli olarak o günün giderek yaklaştığı saplantısı ile yaşarım ve ister bir ay ister yüz yıl sonra olsun, o günün arifesinde, korkudan tir tir titrerim.
Aşireti Devlet Yapan Büyük Kurucu Osman Gazi (1258-1326)
Osman Bey, düşmanlarına bile iyi muamele eder, adalet yolundan hiç ayrılmazdı. Bu yüzden düşmanları dahi onu sever ve sayarlardı. Devletten hiç maaş almadı. Sadece kendisine ait sürülerin geliriyle yaşadı. Konaklarda değil, herkesin oturduğu evlerde oturdu. Fakirler için günün her saati evinde yemek pişerdi.
Sayfa 21 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
dünyanın her ülkesinde milliyetçiliğin, milli kimliğin ortaya çıkışı ve kabul edilişi kendine özgü şartlarla, gelişmelerle olur. fransız'ın milli kimliği doğrudan doğruya fransa krallığı, fransa birliği, fransız ihtilali gibi olaylara bağlıdır. italya'nınki (irredantizm) birleşmedir. türk'ün milli kimliği ise imparatorluğun parçalanması sırasında kan, barut, ateş, ter ve gözyaşıdır. yani kaç asırdır oturduğu rumeli'nin köylerinden birkaç günün içersinde sökülüp atılması, perişan olması, yollarda ölmesi, mahvolmasıdır. kuşkusuz balkan muharebesi feci bir olaydır. biz söz konusu savaşları kitaplardan şöyle bir okuyup geçiyoruz. ama aslında sonuçları itibariyle tarihteki etkisi çok daha derindir. öyle ki daha öncede belirttiğim gibi balkan savaşlarıyla türkiye sadece imparatorluğu değil, anavatanının önemli bir parçasını kaybediyor
Sayfa 28 - 29-timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Reklam
Günün birinde hem yerin altında kaynak bırakmamış, hem dc çevreyi sonuna kadar kir içinde bırakmış bir duruma düşebiliriz. İşte önlememiz gereken tehlike budur.
Sayfa 54 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hz. Nûh dedi ki
"Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum." (Araf, 59.)
Klasik anlayıştan ayrılıklarını belirtmek isteğiyle Shakespea- re'in, Calderon'un yapıtlarına romantik denilebilir. Ama on doku­ zuncu yüzyılın romantik oyunları bambaşka şeylerdi. Büyük harf­ le yazılan Romantizm, Almanya'da Goethe ile Schiller'in Sturm und Drang hareketi içinde verdikleri yapıtlarla başlar. Victor Hu­ go (1802-1885), Lord Byron (1788-1824) gibi sanatçılar yetiştiren, elli yıl kadar süren Romantizm şöyle tanımlanabilir: Zengin, çok süslü bir renklilik; silahlı serüvenlere duyulan yakınlık; çağdaş modaları, ilgileri beğenmemek; akla karşı sezgiyi, bilime karşı he­ yecanı değerlendirmek... Romantizm yalnız günün gerçeklerin­ den değil, klasik gerçeklerden de kaçıyordu.
Sayfa 185 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Günün bi­rinde felsefede, Türk İnsanının da söyleyebileceği birşey olursa, o zaman Aster'in adı içten bir şükran duy­gusuyla anılacaktır. Macit Gökberk
1.413 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.