Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hacer Öcal

Üzgünüm. Seni sevdiğim için.
Reklam
Gittin demek benden. Peki öyle olsun. Kırıldım ama çok, kırılsın diyorsan bak. Böyle olsun istemedim. Sadece senin için bir şeyler yapmak istedim. Bu yazdığım son oldu. Bitti artık herşey kül oldu. Bundan böyle olmayacak eskisi gibi hiç bir şey. Gemileri değil limanı yaktım ben. Demir atacağın o durağı imha ettin sen. Elveda demek zor olsa da, hoşçakal sevgilim...
Özür dilerim her şey için. Beni kendine inandırdın. En büyük enkazı sen yarattın. Üzgünüm seni seviyorum. Göz yaşlarımı da aldım gidiyorum. Artık bana kızmazsın sandım. Nereden bilecektim. Üzgünüm tüm olanlar için. Yalan değil söylediklerim, kandırmaya çalışmadım. Yalan söylemedim, üzgünüm, özür dilerim. Kalbim acıyor, tutamıyorum kendimi. Sadece sende baki olmaktı isteğim. Üzgünüm tüm yaşananlar için.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çok uzun zaman bekledim gelmeni sevgilim. Kalbim cam kırıklığıyla dolu. Yürüme oralarda ayakların kanar. Sana güvenmek istiyorum sevgilim. Ama bana biraz zaman ver. Beni sana aşık etmen gerek. Ürkek bir serçe gibi mizacım, ele avuca sığmaz ama kolay kolay da güvenemem. Sabret nolur, beni kırmadan, üzmeden ama kendini de eksiltmeden.
Gün doğana kadar kalsaydın bari. Bir yıl olacaktı tam. Giderken beni bıraksaydın bari. Böyle kalbimi bavula atıp, ruhumu ruhuna katıp gideceksen; adımı hafızana kazıman gerektiğini bilmen gerek. Gece iner ay doğarken usulca ufukta , işte orada kaybolacak kara siluetin. Sen gideceksin ben kalacağım. Belki küllerimden yeniden doğacağım. Ama sen... sen eksileceksin muhtemelen. Yolun açık olsun da diyemem, bahtın kara olmasın yeter. Hep gri kalacaksın, sen bilemezsin ama içini gördüm ben...
Reklam
Bir asır geldi geçti ömrüm, hiçbir şey olmadı. Bir asır daha geçti bir telaşla. Peş peşe bir kaç asır daha geçti. İnişli çıkışlı bir dönemle. Sonra bir kaç asır daha geçti ve en güzel zamanlar bitti.
Ziller çalıyor yine, kilisede bir çan. Aklım karışıyor bilemezsin neden. Sessizlik hakim ama kulaklarım çınlıyor. Vınlayarak geçiyor bir mermi, gözlerimin önünden. Şu an dünya yer çekimsiz ortam. Gözlerim var bir tek, ellerimde his yok. Değnekler üzerinde, başka bir bedendeyim. Hapsoldum anlayabiliyor musun neden. Cesetler yığını, etraf pis kan kokusu. Siyah ateş dumanı, yanan ölü kaplı ortalık.
Gözlerim çok ağırdı. Uykum vardı. Dinmek ne bilmeyen bir yorgunluk sarmıştı. En son ne zaman başım dikti. Kelimeler ağzımdan dökülmüyordu. Her biri kurşun gibiydi. Yaktı geçti, ama devirmedi. Başım yastıkta yer etti. Bakışlarım sabit birer kan çanağıydı. Yüreğim üşümüştü. Oda kalpsizler ordusuyla doluydu. Kimse konuşmadı. Sessizlik hâkimdi. Zaman ilaç olacaktı. Çamur attı izi kaldı. Ahımı aldı. Su serptim ferahlamadı. Günahsız bir gülü kopardı. Gül sustu, bülbül utandı...
Bana kendimi dünyada tekmişim gibi hissettirip sonra tek yapmaman gereken şeyi yapıyorsun ya hani, işte onun hayal kırıklığı gidişinden daha beter.
"Kimsesiz değilsin sen, sadece mutsuzsun. Etrafına bir bak, her yer gülen insanlarla dolu. Peki sen neden bu kadar kötümsersin?" "Sence bu insanlar iyimser mi? Hepsi de yalandan gülücük kondurmuş yüzüne."
Reklam
Söyle, lütfen. Neydi günahım benim? Yıllarca seni beklemedim mi ben? Kendi geçmişimden bile kaçtım. Geriye bakmaya korkuyorum artık. Söyle hadi, neydi benim günahım? Söz verip kaçman için ne yaptım ben? Bu kırgınlıkları yaşamak için ne yaptım sana? Lütfen, söyle. Hani bana karşı çok nettin ya sen, ne oldu o dürüstlüğüne? Hesap sormuyorum! Israrla tekrarlayıp durma aynı şeyleri. Bir kez olsun ciddiye alın söylediklerimi. Sitem ediyor oluşum artık bunca yükün altından kalkamıyor oluşum. Taşıyamıyorum, anladın mı? Yaralı bir hayvana böyle mi davranıyorsunuz? O halde neden beni devamlı ağlatıyorsunuz?! Hani beni koruyacaktın her şeyden, ağlamayacaktım artık. Liman ol istedim bana, güvenmek istedim. Anlıyor musun? Sakinleşmek ve iyileşmek istedim. Hiç bırakmadan elimi tutmaya razıysan, gel yanıma, bir omuza ihtiyacım var. Kafan karışıksa beni yorma, sonradan gitmeler usandırdı beni. Konuşmasak da olur benim için. Biliyorum sen de sevmiyorsun fazla sözü. Kimseye benzemem söyledim sana. Beni avutup gidemezsin. Eğer geleceksen dertlerinle de olsa gel, kal bende. Birlikte çözelim, üstesinden beraber gelelim. Baştan dedim ya, sana yanlışım olmadı, yanlışı yapan sen oldun. Ve söyledim işte affederim ama nazik ve dürüst ol bana. Ben bana yanlış yapılmasını hak etmedim. Yalnızlık ile yeterince itham edildim.
Üzgünüm. Artık eski gücüm yok. En büyük hayal kırıklığını yaşadım. Bir kaç gün oldu daha, taze yara. Hayır, öyle deme. Çok eskiye dayanan bir geçmişi var. Anlatamam şimdi çok uzun sürer. Kalpleri hep sevenler kırar. Sözler unutulmak için var. Paramı sanıyorsunuz kalbi, bozdurup bozdurup harcıyor, üstelik 5 kuruş para üstü muamelesi yapıyosunuz. Ben bu kalbi milyonlarca 1 kuruşla doldurdum. Sayabilecek olan gelsin.
Yoruldum anlıyor musun? İnsanların kahpelikleri, ikiyüzlülükleri yordu beni. Birbirine değer veren kalmamış hiç. Herkesin değeri pahalı.(!) Karşılıksız seven yok artık. Seveni de kolay harcıyorlar. Hıh... Dostluklar yok olmuş, eskilerde yitip gitmiş. Eskimiş ve eskide kalmış. Kazıklı mit değilmiş, soğuk nefesini içinize üflemiş. Tüm arkadaşlıklar bu yüzden yalanmış. Aşk bir vaat olmuş. Kimse o sözün anlamını çözememiş. Aşklarda, arkadaşlıklar gibiymiş. Sabır ve gözyaşı istermiş. Ama ağlamayı acizlik sanıp kapak atmak diye değerlendirdiniz. Aşkları, arkadaşlıkları unutmuş herkes. Hiçbir şey istememişti oysa kalp. Karşılıklı sevgiden başka ne ister ki zaten. Bir çift göz tüm kelimelere bedel. El ele nice yıllar geçer.
Kadınlar sizin her şeyiniz. Anne, abla, kardeş, eş, dost ve çocuktur. Onlara iyi bakın. Çünkü kadınlar sizin mirasınızdır. Geleceğinizi onlara emanet edin. Çocuklarınıza güzel ahlakı onlar verecektir. Onları küçümsemeyin, aşağılamayın. Kendine güvenen, kendi ayakları üstünde duran kadınlar yetiştiren halkların geleceği parlaktır. Onları taciz etmeyin, korkutmayın. Gerekirse kendinizden bile koruyun kadınları.
Sevgili Rem., Sana öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Beni kırmayıp arkadaşlığını esirgemediğin için. Bunca zaman dertlerimi usanmadan can kulağıyla dinlediğin için. Sana anlatmak istediğim bir şey daha var. Yani, artık bu son olsa da, her ne kadar bana akıl veremeyeceğini bilsem de, içimde tutmak istemiyorum artık. Rem. biliyor musun, ben aşık
Kayıp giden zamana yazık. Hayıflanmalarım yok yere değil. Sana geç kalmış olmasam. Vallahi onca zamana yazık...
Reklam
Kime uzandıysa ellerim havada kaldı hep. Ben yoruldum dedikçe hayat daha fazla devam etti yormaya. Yapmayın artık bana bunu. Rica etmiyorum, lütfen de demeyeceğim. Istediğim şeyi almak için mücadele etmekten yoruldum. Ya gel ya da git. Arada kalma yeter.
Gece inmiş, gökte yıldızlar birer ikişer başlamış yanmaya. Toprak sıcaklığını bırakıyor, bak çıkan buğuya. Cırcır böceklerinin sesi ateş böceklerinin ışığına karışıyor. Tek tük yanan sokak ışıklarını görüyor musun? Karanlıkta ayak seslerim gecenin sisine karışıyor, duyuyor musun? Artık çiy düşmeye başlar. Hadi acele et gel benimle. Gecenin sisi, böceklerin sesi saklar bizi. Karanlığı, soğukluğu dert etme. Yıldızlar ve ateş böcekleri yeter bize.
Sen beni sevmiyordun, biliyordum Bir hayal gibi gözünde büyüyordum Büyüsü bozulunca ilk giden olacaktın En başından beri biliyordum Hep öyle değil midir zaten Biri hep daha açık net görür Olacağı önceden gördüm ben Sessizliği ilk bozacak olan hangimiz? Henüz birbirinden kaçan gözler yakalanmamışken. Islak ve dağınık saçlarımız Biraz daha
Sen hiç olmayı denedin mi hiç? Ben denemedim. Gerek yok, zaten biliyorum. (!) Avucumda tuttuğum bir kaç tane çakıl taşı. Sana verdiğim şanslara sayıyorum. Eğer denize taş atacaksan kendine seçmeyi bileceksin. Çok değil bendekiler de, hepitopu iki üç tane. Sen anlat ben dinliyorum. Ama önce bir izin ver ben diyeceğimi diyeyim. Kazığı insana dost bildiği atar, aynı benim bu taşları attığım gibi. İnsan da derdini içine atar, denizin dibini gören taşlar gibi. Eğer affedilmek istiyorsan attığım o taşları çıkarmakla başlamalısın. Herkesin taşıyabileceği bir yük, herkesin taşacağı bir an vardır. Ama unutma elimdeki taşları belki görmedin, rast gele bir taş getirme. Çünkü ben gördüm attığım taşları. Görünce anlarsın anlatmak istediğimi belki, aklın başına geç gelse de daha fazla gecikme. Bir yerden başla.
Bir kitaptı bu çok iyi biliyorum. Hatta filminide çok iyi uyarladıklarını düşünmüştüm. Olay şuydu özetle: Zeki bir çocuk komutan, ona verilen emir doğrultusunda son bir simülasyona girer ve var olmayan düşmanlarını yener. Onun başarısını izleyen generaller takdirle alkışlamaya başlar. Fakat çocuk o an bir şeyin farkına varır. Oyun değildi bu simülasyon, aslında gerçekti. Dehşetle, kalbi paramparça vaziyette, vicdanı ise bir ırkı katledip tamamen yok ettiği için tarifi mümkün olmayan derecede rahatsız. Dönüp generallere dediği şey ise "Beni kullandınız, kandırdınız ve kendi ellerinizi kirletmemek için benim ellerimi o kadar kişinin kanına buladınız. Hayır, sakın bana eğer biz onlara saldırmasaydık onlar bize saldıracaktı demeyin. Konuşmayı denemediniz. Aynı anlaşmaların sonu gelmezliği gibi savaş da sonu gelmez bir mücadele. Eğer bunu bilseydim, bunun bir oyun değilde gerçek olduğunu bilseydim; kendi askerlerimi de ölüme göndermezdim. Konuşmayı denerdim. Çünkü fedakarlık bazılarımız rahat içinde yaşarken bazılarının ölmesi gerektiği demek değil. Fedakarlık daha fazlasına göz dikmemek aslında." Benim demem odur ki bunu düşünen 12 yaşında bir çocuk, bu çocuk bir kitap karakteri, yani her şey kurgu aslında. Düşünmeden edemiyorum ama. Neyi eksik olabilir tahtında düz oturamayan kralın? Nereden bilecekler onlar ölüm bir ocağa nasıl düşer?
İrili ufaklı taşlar biriktirdim Herkes misketlerle oynarken Çocukluğum öyle geçti işte En güzel taşları aramakla Halbuki diğer çocuklar başkaydı Onlar satın alırdı misketlerini Sanki insan arkadaşını satın alabilirmiş gibi. Büyüdükçe daha hummalı bir hal aldı arayışım Her yerde bir taş buldum kendime Hiç de ağır gelmediler bir kere İnsana sevdiği yük olur muydu hiç. Ama hala bulamadım ilk taşımı Kayboldu dediler o taşın Topladığım her taşta bir parça Her taştan da bir parça.
Reklam
Pdf
Pdf kitap bulma konusunda bir çok kişiden tr.pdfdrive.com duyuyorum. Ben de uzun zamandır kullanıyorum. Epey bir indirmede yaptım. kitapindir.in sitesi vardı birde. Bir aya yakındır girmiyordum. Bugün denedim hata verdi. hattusa.org sitesinde uzun zamandır aradığım Ender'in oyunu serisini buldum. Kötü yanı her kitabı bulamıyorum ve ücretsiz üyelik açtırarak ayda 10 kitap indirmeye müsade ediyor. kitapindir.in tr.pdfdrive.com hattusa.org pdfekitaparsivi.com troy.tc ekitappdfoku.com fullpdfkitapindir.com
Ay parlatıyor karın üstünü. Kız duruyor karın üstünde. Çiçek çıkıyor karın üstüne.
Fareler ve Insanlar'ı okuduktan sonra fark etmiştim, bazı derin yaraların oluşması için ille de bir yaşanmışlık olması gerekmiyormuş.