Hacivat Çelebi

Hacivat Çelebi
@hacivatcelebi
Yazar, Oyuncu, Seslendirme Sanatçısı
Lisans mezunu
İzmir
7 Temmuz
22 okur puanı
Haziran 2017 tarihinde katıldı
%26 (233/896)
·
Beğendi
Viking (Tek Cilt)
Viking (Tek Cilt)Tim Severin
8.2/10 · 72 okunma
Reklam
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Hikaye Anlatıcılığının Bilimi
Hikaye Anlatıcılığının BilimiWill Storr
8.8/10 · 71 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hacivat Çelebi
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde
8.5/10 · 72,3bin okunma
Reklam
"Bence 'yazar tutulması' denen șey, standartlarınız ile gösterdiğiniz performans arasındaki bir tür orantısızlıktan kaynaklanıyor... Kişi, aşılacak tek bir yazma eşiği bile kalmadığını hissedene dek standartlarını düşürmelidir. Yazmanın zor bir tarafı yok. Sizi yazmaktan alıkoyacak her nevi standarttan kurtulmanız gerekir." Not: Yazar bu kısmı şair William Stafford'un bir tavsiyesinden alıntılamıştır.
Sayfa 164Kitabı okudu
“1980’lerde psikolog Tom Wills göreli mahrumiyet fikrine yeni bir boyut kazandırdı. İnsanların kendilerinden daha az talihli insanlarla kendilerini kıyaslayarak özsaygılarını yükseltebildikleri -ve sıklıkla da yükselttikleri- hipotezini ortaya attı. Wills çeşitli stratejiler olduğunu fark etti. Bunlardan biri, kendini teselli etmek için bir kişiyi gizlice küçümsemektir: 'Benden daha fazla para kazanıyor olabilirler, ama benim işim çok daha anlamlı.' Bir diğeri de yüzlerine karşı başarılarını kasten değersizleştirmek: 'Yeni maaş zammını tebrik ederim!' Sonra da: 'Şirketin geçen yıl kaç kişiyi işten çıkardığını biliyor musun?' En yaygın teknikse, sizden daha kötü dönemden geçen kişi hakkındaki ayrıntıları duymak için her fırsatı değerlendirmektir: 'Demek işten kovuldu? Çok kötü… Peki ne olmuş?' Sıkıntı yaşayanlara ilgi gösteren veya bir komşunun yaşadığı trajedideki en son gelişmelerin dedikodusunu yapmayı seven insanlar daima olmuştur. Artık bunun bir ismi de var; ‘Kötüye doğru toplumsal kıyas’: Sizden daha kötülerle kendinizi kıyaslayarak özsaygınızı arttırma.”
“Adetler öyle istiyorsa hiçbir şey kabul edilmeyecek kadar kötü, kabul edilmeyecek kadar iğrenç değildir.” Bu kesinlikle harika bir söz.
“Cinsel rakibinin başarısızlığını görmek kendi cinsel cazibemize dair algımızı iyileştirir. Bir grup öğrenci, akranlarının başına gelen talihsizlikleri anlatan hikayeler okur; sınavda kopya çekerken yakalanma veya berberin saçları berbat etmesi gibi. Kadın öğrenciler, başka bir kadın öğrencinin görünümü ile ilgili sıkıntı yaşadığını (fazla kilo, sivilce gibi) okuduklarında, kompozisyon ödevinden kötü not almak gibi başka tür aksiliklere kıyasla Schadenfreude hissini daha yoğun yaşadıklarını söylerler. Erkek öğrencilerse, başka bir erkek öğrencinin psikologların ‘statü’ kaybı diye adlandırdığı durumu yaşadığını (sınavı kaçırma, seminer dersinde aptalca bir yanıt verme gibi) okuduklarında, örneğin söz konusu kişinin kilo almasına kıyasla daha fazla keyif aldıklarını ifade ederler. İncelemeyi yapanlar, en azından üniversite öğrencileri arasında Schadenfreude’nın en yoğun halinin, cinsel rakibi geleneksel olarak toplumsal cinsiyetinin cazibesiyle ilişkilendirilmiş niteliklerle bağlantılı bir talihsizlik yaşadığında hissedildiği sonucuna varır. … Potansiyel bir rakibin başına gelen aksilik ona kıyasla kendimizi daha seksi hissetmemizi sağlar. Kendi cazibemize daha yüksek not verdiğimizde kaçınılmaz olarak tüm o korkunç flörtleşme ve çıkma teklif etme meselelerine daha güvenle ve istekle yaklaşırız. Kim böyle biriyle yatmak istemez ki?”
YABANCI EL SENDROMU
Hikaye Anlatıcılığının Bilimi
Hikaye Anlatıcılığının Bilimi
Kitabın 143. sayfasında “Yabancı El Sendromu” (Alien Hand Syndrome) adı verilen bir sendromdan bahsediliyor. Bu sendroma göre uzuvlar (eller, kollar vs.) sahibinin iradesi dışında hareket edebiliyor. Çok enteresan!
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.