Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar arasında arkadaşlık ve dayanışma bağları kurulur ve sürdürülür. Aynı zamanda birbirlerine karşı rakiptirler. Pek çok ıstırap, kaygı, düşmanlık, kin buradan gelir.
Anılar, Erebos’un derinliklerinden, dört bir yandan gelerek yaşayanlar hakkında biraz bilgi edinmek için Odysseus’un kazdığı çukur etrafında toplaşıp kurban kanı içmeye çalışan o ölülere benzerler.
Reklam
Dışavurumda, bireysel bilinçlerin normal yaşam koşullarına uyarlanması eksikliğini düzenleyen bir boşluk mevcuttur.
“Sıklıkla,” diyor Rousseau, “yaşamımın çeşitli olaylarını düşleyerek o anki mutsuzluklarımdan uzaklaşırım ve pişmanlıklar, hoş anılar, özlemler, duygulanmalar, bir süreliğine ıstıraplarımı unutturma görevini aralarında paylaşırlar.”
Rüyalarımızın tüm malzemesi hafızadan gelir; rüyalar, o an için kavrayamadığımız ama çoğu durumda, uyandıktan sonra, doğası ve kökeni yeniden bulunması mümkün olan anılardır.
Bergson “bilinç öncelikle hafıza demektir” derken Henri Pieron, “hafızanın alanı, tümüyle zihinsel yaşamın alanıdır” diye belirtir.
Reklam
Nietzsche dinsel yaşamın her şeyden önce epey boş zaman gerektirdiğini ve çalışkan toplumlarımızda, insanların çoğunun dinin neye yaradığını artık bilmediğini, dinin varlığını derin bir şaşkınlıkla kaydetmekle yetindiklerini fark etmiştir.
Sayfa 279Kitabı okudu
Din, halkların ilksel tarihinin efsaneye dayalı yeniden üretimidir; eski inançların kalıntıları yeni dinlerde yaşar.
Ruskin’in dediği gibi, insanlar ilgilerini çok çabuk kaybettikleri için, belirli bir saatte okunması iyi olan kitaplar vardır, bir de her zaman, her saat okunabilecek olanlar: “books for the hour, and books for all time.”
Sayfa 173Kitabı okudu
Anatole France’ın dediği gibi, “artık var olmayan bir zamanın ruhunu hissetmenin, kendini eski zamanların insanlarıyla çağdaş kılmanının güçlüğü, neyin bilinmesi gerektiğinden ziyade, artık neyin bilinmemesi gerektiğindendir. Gerçekten XV.yy’de yaşamak istiyorsak, ne kadar çok şeyi unutmamız gerekir: Bilim, yöntemler, bizi modern yapan tüm kazanımlar! Dünyanın yuvarlak olduğunu, yaldızların kristal bir gök kubbeye asılmış lambalar değil de birer güneş olduğunu, Laplace’ın dünya sistemini unutmamız ve yalnızca Aziz Thomas’nın, Dante’nin ve de bize evrenin yedi günde yaratılışını, krallıkların, Büyük Truva’nın yıkılışından sonra Priamos’un çocukları tarafından kuruluşunu öğreten, Orta Çağ’ın kozmogaflarının ilmine inanmamız gerekir.” Aynı şekilde, çocukken sahip olduğumuz duygusal durumla aynı duygusal içinde bir kitabı yeniden okumak için de ne çok şeyi unutmak gerekecektir!
Sayfa 121Kitabı okudu
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.