"İnsanlık, kendi ürettiği gelişmecilik kavramıyla, Hakikat'i öldürdü. 'Sonra', 'sonrası'... şeklinde bilgisel bir düzen kuruldu. İnsan fütürist bir duruş edindi.Her şey geleceğe, emellere uyarlanırken şimdi unutuldu. En büyük Hakikat'in ölüm olduğu gerçeği gözden kaçırıldı. Klasik/Modern, Modern/Modern sonrası,
Nesnel yasalar olduğu kadar tekil gerçeklikler de mevcuttur. İki ayrı gibi görünen kanalın kaçırdığı nokta, birinin diğerinin yanılsama olduğunu düşünmesidir. İsmet Özel’in, insanlar hangi dünyaya kulak kesildiyse öbürüne sağır, dediği dizesi buna iyi bir örnektir. Nesnel yasalara göre yaşamayan tikel varlıklar, mutsuz olmaya yazgılıdır. Mutsuz varlıklar olmaya yazgılı olmak ise salt bu tikel gerçekliklerle de sınırlı değil. Nesnelliğin mutlak hakikati de tikel insan varlığını mutsuz eder çünkü bir belirlenmiş, özgür iradenin yanılsama olduğunu ortaya koyar. O halde şeyleri hakikat ve gerçeklik olarak ele almak yetmez; hakikat ve gerçekliğin yanına, ikisinin mücadelesinden doğan çelişik bir ifadenin de yanılsama boyutu olduğunu tanıtlamamız gerekir. Her bir eylem ne iyiye ne de kötüye denktir. Bununla beraber yanılsama, insan duyumsallığının da yazgısıdır. Döngüsel tarih anlayışına sahip olan antikler, belirli bir süreden sonra nitel bir sıçramayı mitostan logosa/akla doğru evriltti. Ne nesnellik ne öznellik tek başına yeterlidir. Nesnellik bir hakikat rejimidir. Rejim olmak bakımından da yanılsama ve hayal gücüne sahip olan insan açısından kurtulamaz bir çiledir. İki ayrı uç da titizlikle ele alınmalı.
Reklam
Uyananlar, illüzyon gösterisine kurban verildiler
Yaşarken ölün diye diye sağ bırakmadılar bizi. Ölüyken sağ gibi yaşayanlara kurban ettiler özgürlüğünüzü. Dualarla, niyazlarla, meditasyon ve esmalarla. bilincimizi yok ettiler Biz olmamıza izin vermediler, siz ölünce tanrı doğacak diye. Bilmek için yola çıkanlara, kendilerini tanrının sözcüsü gibi tanıttılar ve tanrının kendi içlerinde olduğunu
BİLGİ FELSEFESİ Felsefenin, insan bilgisinin kaynağını, sınırlarını, geçerliliğini ele alan dalına bilgi felsefesi denir. O, belli bir bilgi türünü değil de, bilen özne ile bilinen obje arasındaki ilişki ile ortaya konulan bilgi sürecini genel olarak ele alır; bu sürece giren tüm öğeleri inceler. İnsanın sahip olduğu akıl, sezgi gibi
Bazı durumlar bazı bilgiler vardır. Bu durumlar ve bilgiler o kadar gelenekselleştirilmiş ve kalıplaştırılmıştır ki, aykırı bir gerçeklik ortaya koyduğunda toplum tarafından kabul görmez dışlanırsın. Bu durum, gelenekleştirilmiş bilgilerin doğru olduğundan değil, aslında tamamen toplum tarafından bir kalıba oturtulduğundan dolayıdır. Koyun sürüsü olmak istemiyorsan, kalıplaşmış bilgilerin dışındaki hakikat ve gerçekleri gör.
"Eğer insanlar yanlış yola saparsa, hakikat ve gerçeklik yerine görüntülere ve gölgelere inanırlar."
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
Reklam
140 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.