Aklı başında insan, kendini hayalî "fikirler" den [gerçeklik
hakkındaki karakterolojik yalandan] kurtaran ve hayata
cesaretle bakan, hayattaki her şeyin problematik olduğunu
fark eden ve kendini kaybettiğini hisseden insandır. Ve
bu basit bir gerçektir -kendini kaybettiğini hissetmek yaşamaktır-
bunu kabul eden insan, kendini bulmaya, sağlam
zeminde durmaya başlar. Kazazedenin içgüdüsel olarak
yaptığı gibi, bir şeye tutunmak için çevresine bakınacaktır,
bu korkunç amansız bakış kesinlikle içtendir, çünkü
bu onun kurtuluş sorunudur ve hayatındaki kaosa düzen
getirmesini sağlar. Bunlar sadece hakiki fikirlerdir, kazazedenin
fikirleridir. Bütün geri kalan retorik, yapmacıklık
ve komedidir. Gerçekten kendini kaybettiğini hissetmeyen
insan, feragatsizdir; yani, kendini asla bulamaz, asla kendi
gerçekliğini karşılayamaz
-Ortega, The Revolt of the Mases, s. 157