Burak Erdoğdu

Burak Erdoğdu
@hakuna_matata
Yazar ve çevirmen
268 okur puanı
Kasım 2014 tarihinde katıldı
-Peki Pelosium nedir? -Var oluşun özü!Onun gücünün sınırlarını senin hayal gücün oluşturur.
Sayfa 22 - Roza Yayınevi
Reklam
Sevdiğimiz zaman aşk o kadar büyüktür ki, bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdigimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran başlangıç noktasına dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte karşimizdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür, bizi girişten daha fazla etkilemesinin sebebi ise , kendimizden çıktığını fark etmeyisimizdir.
Sayfa 618 - ykyKitabı okudu
1 Acaba bugün mü ölsem? Var olmamın en ufak bir faydası yok. Hem ölüp gitsem kim fark edecek ki? 2 Ilık biram ve çırılçıplak bedenimle kırık sandalyeme oturmuş, ölüme hiç olmadığım kadar yakınken hissedebileceğim en saçma duyguyu hissediyorum… 3 Tanrı şahidim olsun ki unutulması imkansız şekilde, bir sabah evimde ölü bulunacağım... 4 Bilmekle kalmazlar. En büyük ilgi alanları olan “yadırgamayı” da asla ihmal etmezler. 5 O, eşeyli üreyen, çok hücreli, düşünebilen bir organizmadan ibaretti. 6 Açlık sınırının kıyısında gezinerek yaşamak en büyük hobisiydi. 7 Takriben bir sıkımlık olan canım o gün sarf ettiğin birkaç basit sözcükle bedenimi neredeyse terk edecekti. 8 Tabi ki o zamanlar yaş ve sevebilme yetisinin ters orantılı olduğundan bi haberdim. 9 Demetevler'in bir numaralı imitasyoncusu Fahri Baba'nın malları gibi gerçeğinden, kompedanı gelse ayırt edilemeyecek benzerlikte gülüyordun. 10 Cemşit makası sanki uzun namlulu bir silahmış gibi Hurşit hocanın kafasına doğrultmuştu. 11 Demokrat ev kadınları kapıyı insan haklarına saygılı bir şekilde Cemşit'in suratına çarptılar. 12 Cemşit parayı uzattı. Kalemin yazıp yazmadığını, siyah olup olmadığını, hatta kalem olup olmadığını bile kontrol etmeden aceleyle dükkandan çıktı.
Hafızam yanıltmıyorsa ki kendisi bildiğim en güvenilir kaynaklar arasında değildir. 55 sene evvel şimdilerde devasa apartmanlar tarafından istila edilen alanlar bizim mahalle maçı yaptığımız, boş ve buna rağmen üzerinde kimsenin rant talep etmediği ve işletmeye çalışmadığı, özgür toprak parçalarıydı. Biz de bu alanlarda topumuzu oynar ve doyasıya toprağa batardık. Kimi çocuklarının annesi eve çağırırdı, kimi çocukların babaları ayakkabıları yırtılıyor diye top oynatmazdı. Benim ailem açısından bu ikisi hiçbir zaman birinci derece aciliyetli sorunlar arasında olmadı. Bundan dolayı her gün rahatça topumu oynardım. Alan da boldu, vakit de... Oyunumuzun kuralları son derece esnek ve gelişen durumlara hızla adapte olabilen kurallardı. Maç biz ne zaman istersek o zaman biterdi. Faul, maruz kaldığını düşünen kişinin ısrar derecesine göre, gol ise atan oyuncunun sevinç şiddetine göre sayılırdı. Oyuncu sayısı dahi önemli değildi. Zira tek sayıda bile olsak bir oyuncuyu bir yarı bir takımdan yana diğer yarı karşı takımdan yana oynatarak sorunu çözerdik. Çözülemeyecek sorun olamayacağının minik kanıtlarıydık.