Devletlerin gücü ve zayıflığı, milletlerin refahı ve fakirliği sadece yöneticilerin dindarlığına veya kötülüğüne bağlı değildir. Yöneticiler, iyi veya kötü de olsalar, kahraman veya zalim de olsalar kendi halklarının birer parçasıdırlar. Milletlerinin ruhunu yansıtırlar. Kendi milletlerinin birer ürünüdürler. Halk nasılsa onlar da öyledir. Her halk hak ettiği şekilde yönetilir.
KOMPRADOR BÜYÜK BURJUVAZİ
Komprador Büyük Burjuvazi Komprador büyük burjuvazi, uluslararası burjuvaziyi kırsal ke- simde feodal güçlerle birleştirir ve ABD ile ve özellikle de şu an Japonya başta olmak üzere diğer emperyalist ülkelerle olan ticari ilişki- lerden yararlanır. ABD emperyalizminin ana ticaret ve finansal aracı rolünde en büyük sermayeyi yerel olarak
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Filipin toplumunun yarı-feodal karakteri, esas olarak eski feodal üretim tarzının tabi kılındığı ABD tekelci kapitalizmi tarafından belirlenmiştir. Yabancı tekelci kapitalizm ile iç feodalizmin iç içe geçmesinin somut sonucu, kendi kendine yeten doğal ekonominin erozyona uğraması ve bir meta ekonomisi lehine dağılmasıdır. Yabancı tekelci
Sayfa 102Kitabı okudu
6.cilt
1580. Cündeb İbni Abdullah radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Bir kişi: - Vallahi, Allah falan adamı bağışlamaz, diye yemin etti. Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah da: - "Falanı bağışlamayacağım hakkında benim adıma kim (yemin edip) hüküm verebilir? Ben onu
Şu anda ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir? Âlim mütefekkir insanların bir araya gelip bir şeyler yapması gerekiyor. İki sınıf düzgün olursa halk da düzgün olur, iki sınıf bozuk olursa halk da bozuk olur, buyruluyor hadiste: umera ve ulema: yani yöneticiler ve ilim adamları. Allahım sen bizlere yardım et.
Sayfa 133
Devletlerin gücü ve zayıflığı, ulusların refahı veya çürümesi sadece yöneticilerin yetkinliğine veya yetersizliğine bağlı değildir. Yöneticiler ne olursa olsun, iyi ya da kötü, kahraman ya da zalim her zaman halklarının bir yansımasıdır. Bunlar halkın ruhunun bir kopyası, kitlelerin üretimidir. Halk nasılsa onlar da öyledir. Bu nedenle uzun zaman önce her ulusun hak ettiği hükümete ve yöneticilere sahip olduğu söylenmiştir.
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Türkiye de Devleti yönetenler üzerine
YÖNETENLER, ya halkı sırtında taşır ya da kendilerini taşıtırlar. 1960'a kadar ülkenin sorumluluğunu yüklenen yöneticiler iktidar oldu. Atatürk'ün ya da halefi İnönü'nün davranışlarını, eylemlerini devlet adamı sorumluluğundan uzak saymak mümkün müdür? Birbirlerine tahammül bile edemeyen İnönü-Menderes ikilisinin belki de tek ortak yanı, devlete duydukları engin saygı ve sorumluluk duygusuydu Bu, onların yaptıklarının doğru olduğu anlamını kesinlikle taşımaz, ama böyle kişilere devletin gözü kapalı emanet edilebileceğini, onları gözetleyen ve denetleyen kimse olmasa, halkın tepkisinden korkmasalar bile ilkeleri dışına çıkmayacaklarını gösterir. İnönü'nün cıvık ve sıradan olmasını, Menderes'in devlete zarar verecek birşeyi, bilerek yapacağını düşünebilir misiniz? Bunlar sevmeyenlerin de saygı duyduğu kişilerdir. Halk yönetimlerinden hoşnut olmayabilir ama onlar için şüphe ve endişe taşımaz. Ülkenin kötü yönetildiği söylenebilir ama emin ellerdedir.
Sayfa 146Kitabı okudu
Devletlerin gücü ve zayıflığı, ulusların refahı veya çürümesi sadece yöneticilerin yetkinliğine veya yetersizliğine bağlı değildir. Yöneticiler ne olursa olsun, iyi ya da kötü, kahraman ya da zalim her zaman halklarının bir yansımasıdır. Bunlar halkın ruhunun bir kopyası, kitlelerin üretimidir. Halk nasılsa onlar da öyledir. Bu nedenle uzun zaman önce her ulusun hak ettiği hükümete ve yöneticilere sahip olduğu söylenmiştir.
Roma dünyasında hüküm süren çeşitli ibadet tarzlarının hepsi halk tarafından eşit ölçekte gerçek olarak, filozoflar tarafından eşit ölçekte yanlış olarak ve yöneticiler tarafindan ise eşit ölçekte yararlı olarak kabul edilirdi.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.