Nefret; bilgi ve düşüncenin önüne öyle bir set koyar ki, insan yanlışların ve cahilliğin esiri olmaya mahkum kalır. Nefretin altında aslında korku yatar. İnsan korktuklarından ve bilmediklerinden nefret eder. Bir kısa bakış bir farklı görüş nefret etmesi için yeter. Oysa ki, tanıdığı zaman çoğunlukla karşısındaki insanın kendisi gibi aynı ihtiyaç ve zafiyetlerden yaratıldığını görecektir.
Bence erdem, korkulara kapılmadan herkesi anlamaya, ortak yön ve duygudaşlığı bulmaya çalışmaktır. Bir diğer deyişle erdem için, empati yapabilme kabiliyeti de denebilir.
Ve sanat düşünmeyi ve sorgulamayı sağlayan, sanatçılar tarafından üretilmiş eserlere denir.
Sanatçı ise sanat üreten erdemli insanlardır. En büyük sanatçılar, beyinlere empati yapma ve ön yargılardan kurtulmayı zorunluluk haline getiren, korku ve nefretin elinden insanı çekip alabilen kişilerdir.
En cahil insan korku ve nefrete hapsolmuş, erdemden yoksun insandır.