Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Hande Ceylan
Hande Ceylan
@hande164
Üniversite iktisat mezunu
Bursa
132 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Yazardan tanışma kitabımdı.Hepimizin denk geldiği,gördüğümüz ama görmezden geldiğimiz,görülmeyen yaşamları olan 5 insan.Evli ve 1 çocuk babası olan Musa bir sabah ceketini alıp dönmemek üzere evini terkeder sokaklarda yaşamaya dilenmeye başlar.Kitap Musa'nın anlatımıyla başlıyor.Sokakta sevgilisi onu başka erkeklere satmasın diye bacaklarını dizlerinden kesen Efsun abla,hafızasını yitirmiş Adnan abi,hayat kadını Hülya,ve çöpten buldukları bebek Matruşkayla tanışır.Hepsinin hikayesi farklı ortak dertleri barınacak bir yer bulmak.Onların tanrısı ile onlardan olmayanların tanrısı aynı değil.Sistemin dışına atılmış insanlar.Onların gözünden sistemin içinde yer alan bizlerin düşüncelerini,hissettiklerini okumak çok güzeldi.Gerçek ile rüya arasında bir kurgu.Kelimeler resmen dans ediyordu.Muhteşemdi.Altı çizilecek çok cümle vardı.Diğer kitaplarını da kesinlikle okuyacağım.
Kitapta romanın yazarı Adam Andrusierin tuhaf olaylarla dolu aile yaşantısını ve ünlülerden gerçek imza toplama maceralarını okuyorsunuz.Adam bu imzalarla bir koleksiyon ve albüm oluşturuyor.Bu ünlülerden bazıları Elvis,Hitler, Sinatra,Clint Eastwood,Ray Charles vb.Zamanla bu işi meslek hâline getiriyor.Beklentilerimi maalesef karşılamadı okurken çok sıkıldığım yerler oldu.Sadece değişik bir konusu vardı.
Hikaye Zehra'nın halası Münevverin (Mino'nun) vasiyetinin açıklanması için bağ evine gitmesiyle başlıyor ve mektuplarla devam ediyor.Zehra'nın annesi Ayşe hayatına uyum sağlamak zorunda kalmış ailesini ve çocuğunu düşünen asker bir ailenin ve sürekli şehir dışlarında ve korede görev almış disiplinli bir askerin eşidir.Yalnızlığını eşinin kızkardeşi Münevver ve onun bağ evlerindeki çalışan Nuri ve eşi Gülizarla geçirmektedir.Zehra çocukluğunu halası ve Nuri ve Gülizarin çocukları Hasan ve Hamileyle bağevinde baba hasreti çekerek geçirmiştir.Hasan çok kitap okuyan ideolojileri olan ve 1980 darbesinde yaşanan sağ sol olaylarından dolayı asılan ve Zehra'nın çocukluk aşkıdır.Hikayede oğlunun acısıyla yaşamaya mahkum Nuri ve Gülizarın hikayesini de okuyorsunuz.Ayrıca hala Münevver (Mino)yasaķ aşkı Cahitle yaşadıkları ve sırlarını paylaştığı tek insan olan Zehra'nın annesi Ayşe ile yazıştıkları mektuplarla devam ediyor.Mino üzerinde hak iddaa eden hayatını çizmesine, okumasına izin verilmeyen ama yıllar içinde abisine boyun eğmeyen duygularına esir olmayan bir kadındır.Cahitte evli 2 çocuklu hayal ettiği aşkı yaşayamamış gurbette çalışan ve minoya aşık olmuş ve eşinden ve çocuklarından vazgeçmiş bir adamdır.Minoyla ortak bir çocukları olsa da Mino yalnızlığı,uzaklığı çok sevdiği ve Cahiti her zaman içinde yaşattığı için kavuşmamışlardır.Kitabın çok akıcı ve sade bir dili var.İzmirin kasabasında geçiyor.Israrla okunsun diyemem.Türk filmi tarzı kitap arayanlara uygun olabilir.Bazı yerlerini okurken sıkıldığımı hissettim.Vakit geçirmek için çerezlik bir kitap
Okur Takip Önerileri
Algernon yapay yollarla zekası arttırılmış sevimli çok özel bir faredir.Charlie 32 yaşında fırıncılık yapan IQ su 70 olan küçükken anne ve babası tarafından terkedilmiş bir çocuk.Herşeyden habersiz kendi dünyasında yaşıyor.Hırsları kaygıları yok.Etrafındaki kötü insanların alay etmelerinin bile farkında değil.Sadece herkes gibi zeki olmak istiyor.Hayvanlar üzerinde denenen bir deneyi akıllı olmak için ablasının izin vermesiyle kabul ediyor.Ameliyat oluyor ve gün gün gelişmelerini yazıyor.Çocuksu bir dil ve yazım hatalarıyla başlayan günlüğü ameliyat işe yarayınca düzeliyor.Deney hayatın buluşu olarak adlandırılıyor.Charlie çok fazla dil öğreniyor ve IQ su çok yükseliyor.Sorduğu sorulara cevap alamıyor çünkü insanlar ondan çok düşük seviyede kalıyorlar.Profesörler kendileri sayesinde böyle bir insan olduğundan bahsedip geçmişini siliyorlar.Charlie onunla alay edenlerle ve ailesiyle hesaplaşıyor. Algernona bir süre sonra gerileme başlıyor ve Charlie acaba bende de hata yaptılar mı diye araştırmalar yapıyor ve sorunu çözüyor.Algernon ölüyor.Charliede de acaba gerileme olacak mıdır?Kitap konusu ve hissedilen duyguları anlatması açısından çok güzeldi kesinlikle okunmalı
20 Şubat 1933'te Almanyanın en önemli 24 sanayicine Nazi partisinin propagandasını yapmak ve Hitlerle tanışmaları için bir toplantı düzenlendi.(Krupp,Telefunken,Bayer,Opel,Daimler,BMW,Siemens,Allianz vb)amaç bu kodamanlardan para toplamaktı çünkü Nazi partisinin seçimlere katılmak için tek kuruş parası yoktu.Bütün kodamanlar propaganda dan
Alman edebiyatının ve dünyanın en iyi yazarlarından Thomas Mann ve sıradışı ailesinin hikayesi.1929 yılında Nobel almış,2 savaş görmüş,çalkantılı dönemlerde devlet başkanlarıyla ilişkileri olan edebiyat tarihine adını yazdırabilmiş yazarlardan.Colm Toibin harika bir anlatımla yaşananları anlatıyor.ilkokul zamanından beri cinsel yönelimlerinin farkında olan yaptığı evlilikle 6 çocuk sahibi olan çocuklarının savaş mücadeleleri,kendisi gibi yazar olan oğlu Klaus Mann ve büyük kızı Erikayla olan ilişkileri,çocuklarının ve birbirlerinin sevgilileriyle beraber yaşadığı cinsel beraberlikler ve arka planda 2.dünya savaşında Almanyanın ve diğer ülkelerin tutumu,İsviçre ve Amerikadaki mülteci yaşamı öyle güzel anlatılmış ki her ne yaşanırsa yaşansın asla edebiyattan ve yazmaktan vazgeçmemiş olması olaylara bakış açısı ve disiplini çok iyi analiz edilmiş.Kendisi gibi yazar olan abisi Henrich Mann savaş karşıtı olan bir nazi düşmanıdır.Kitapları,gelirinin yüksekliği,verdiği dersler,Alman iktidarından gelen paralar ve Almanya da yaşayan yaşamlarını riske atmak istemediği eşinin yahudi ailesi Thomas Mann'ın savaş karşıtı olmasında onu hep duraksatmış ve bir süre abisiyle küsmesine ve çocuklarıyla mücadele etmesine sebep olmuş.Savaşa karşı çıkarsa kitapları yakılacak,dersleri sona erecek ve lüks yaşamı aksayacak o yüzden yaptıklarıyla bunları kaybetmemek için sihirbaz gibi davranıyor.Elbetteki belirli bir zaman sonra Hitlere karşı çıkıyor ama bütün herşeyi anlaması 74 yaşındayken gerçekleşiyor.Kesinlikle tavsiye ederim mükemmel anlatımlı bir biyografi okuyacaksınız.
1900ler'de kimi Japonya'nın şehirlerinden,dağ köylerinden,balıkçı kasabalarından yola çıkmış, ellerinde sadece fotoğraf ve birkaç mektupla,hiç görmedikleri müstakbel eşlerine kavuşmak ve mutlu bir yaşam arzusuyla binlerce kilometreden bambaşka kıtaya Amerikaya gelen bir grup japon kadının hikayesi.Evlilikleri,kocalarıyla,çocuklarıyla ilişkileri,hayal kırıklıkları,pişmanlıkları,sevinçleri, herşekilde sömürülmeleri,kültür farklılıkları,amerikan halkı ile ilişkileri,hayatta kalmak için seçtikleri yollar detaylıca anlatılmış.Hüzün,yoksulluk,göçmenliğin zorlukları,kadın ve erkeklerin düşünceleri,davranışları,bakış açıları dünyanın neresinde olursanız olun hep aynı.Değişen sadece isimler ve yüzler.Üslüp ve anlatım tarzı muhteşem.Bir satırda birçok hayatı aynı anda anlatıyor.Kitabın sonunda anlatıcı değişiyor ve hikayeyi birde Amerikalılar açısından okuyup değerlendiriyorsunuz.Gerçekten bir başyapıt.Çoğu yerde boğazınız düğüm düğüm oluyor.Yaşadıkları olaylara hem üzülüyor hemde kızıyorsunuz.Gerçekten çok beğendim.Kesinlikle tavsiyedir.
Gerilim,fantastik,bilimkurgu vb türlere sahip 10 öykü.Insanları lanetleyen olağanüstü güçlere sahip eşyalar,vücut artıklarından oluşan bedenler,kendi başına gelen olayları dışarıdan izleyen insanlar,doğum kontrol haplarıyla oluşan sarsıcı hamilelik,robotlar,konuşan tilkiler,gökyüzünde ilerleyen altın gemiler. Rahatsızlık hissettiren,ürküten saçma ama çarpıcı öyküler.Bana göre çok orjinal bir yapısı yok.Farklı bir hava yaratılmaya çalışılmış ama olmamış gibi.Kurgusal olarak bazı öykülerde eksiklik,saçmalıklar söz konusu.Çok başarısız değil ama ödül alabilecek yada çok satan kitaplar arasındaki kategoride olabilecek kadar da başarılı değil.Bazı öyküleri hiç sevemedim.Lanetli tavşan,elveda sevgilim,yara izleri,evim güzel evim ve rüzgarın ve kumların hükümdarı öyküleri fena değildi.
İki zamanlı kurgusu olan bir kitap.1942 nazi dönemi ve 2017 yılı.1940 lardan 2017 yıllarına kadar binlerce sırlarla dolu bir ev paristeki ev.2.dünya savaşı ortamı,ırklar arasındaki ilişkiler,politik direniş ve hayatta kalma mücadelesi,kaderini kabul etmektense ölmeyi tercih eden,korkusuzca başkaldıran,güçlü,fedakar kadınların hikayesi.Lia marsilyadan hiç ayrılmadığını bildiği anneannesinin paristeki evini kendisine miras bıraktığını öğrenince çok şaşırır.Lia dairede gezerken imzalı tablolar,şık tasarım elbiseler,Nazi Almanyasında ait belgeler gördüğünde anneannesinin Nazi işbirlikçisi olduğunu düşünerek,araştırma yaptığında karşısına Gabriel çıkar.Gerçekte tablolar çalıntı mı? ve anneannesi kim?Lia'nın anneannesi Estelle Allard ve Gabrielin halası Sophie Seymour ve Gabrielin büyükbabası William arasında ne gibi bağlantılar vardır.Okurken boğazınız düğüm düğüm olacak.Tempo hiç düşmüyor.Her ne kadar kurgusal bir roman olsa da kişiler ve yaşananlar gerçek olaylardan alınmış.Duygudan duyguya sürükleyen ruhuma harf harf işleyen derin izler bırakan bir kitap oldu.Dönem romanlarından hoşlanıyorsanız kesinlikle tavsiyedir.
Nagasaki'de gökyüzünün pırıl pırıl olduğu 9Ağustos 1945 te gökten yıllarca sürecek bir ölüm geldi.Savaş vardı ama bu bambaşka birşey vardı.Herkes normal hayatına devam ediyordu.Bu felaketi bizzat yaşayan radyolog Takaşi Nagai anlatıyor.Bilimsel verilerle bombanın atıldığı dakikalardan itibaren tüm ülkenin yaşadıklarını ve ayağa kalkma süreci çok güzel anlatılmış.Çok kısa sürede organize oluşları,çaresizlikle mücadele edişleri,ölümler,yenilginin üzüntüsü okuyucuya çok güzel iletiliyor.Aslında planlanan şehir Nagasaki değildir.Hava şartlarından dolayı son anda buraya atılması kararlaştırılır.Ölenlerin masum kalanların günahkar olduklarını düşünürler.Atom bombasının buluşuna hayran olunduğu gibi felaketine de tanık olurlar.İyi kullanılırsa insanlık uygarlığında muazzam ilerleme olur.Kötüye kullanılırsa dünyayı yıkıma sürükler.Bir ülkenin yıkımdan ayağa kalkıp teknoloji devi olmasının kenetlenmenin birbirlerine saygı duymalarının hikayesi.Kesinlikle tavsiye ederim.
194 senesinde Cezayirin Oran şehrinde ortaya çıkan veba salgınına karşı verilen mücadeleler.Yapılan saçma uygulamalarla halkın ve yetkililerin umursamazlığı sonucu salgın yayılınca oluşan panik havası anlatılıyor.Ama yinede şehre hapsedilen insanların sevdikleriyle ayrı kalmaları ölümden daha ağır basıyor ve gündelik hayat her şekilde devam ediyor.Psikolojik,sosyolojik tahliller ve papazın vaaz verdiği bölümler biraz sıkıcı olsada ne kadar zaman geçerse geçsin insan davranışları hiç değişmiyor.Çok beğenmedim maalesef ama Albert camu'nun başka kitaplarına da şans vermek istiyorum.
Hikayemiz ortaçağ Floransasında 1550 lerde yaşayan Ferrara Düşesi Lucrezia Di Cosimo De' Medici D'este'nin gerçek yaşamına dair çok az bilinen bilgiler kullanılarak, Robert Drowning'in bu hikayeyi anlattığı ünlü Son Düşesim şiirinden hemde Lucrezia'nın kalan tek portresinden ilham alınarak bu kurgu oluşturulmuş.Medicilerin en küçük kızları Lucrezia ablasının ölümüyle 15 yaşında ablasının nişanlısı Ferrara Dükü Alfonso ile evleniyor.Ailesinin sevgisini,ilgisini hissetmemiş bu genç kız evlilikle sevileceğini,mutlu olacağına inanır.Ama onu bekleyen olaylar bambaşka gelişir.Kitap 2 zaman diliminde ilerliyor.Evlilikte yaşananları okurken aynı zamanda çocukluğuna dair bilgilerde ediniyoruz.Evliliğin ve saray hayatının entrikaları,bu uğurda verilen mücadeleler damızlık hayvan muamelesi gören soylu kadınların yaşadıkları,hissettikleri sade ve akıcı bir dille anlatılmış.Ozamanlarda da erkek egemen dünyada kadınların gözden kolayca çıkarılmalarını öğreniyoruz.Lucrezia'nın başına gelecekleri biliyor olması,endişesi,çaresizliği düşeşlerin bile aslında hapis hayatı yaşamaya mahkum olmaları çok iyi anlatılmış.Olağanüstü masalsı bir anlatımı var.Adeta mekanlarda dolaşıyor ve duyguları hissediyorsunuz.Tarihi kurguları seviyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.Ben çok sevdim.
1945 yılında 2.dünya savaşı sona ererken İngilizlere yakalanıp ağzına sakladığı siyanür kapsülüyle intihar ettiği öne sürülen SS lideri Hitlerden sonraki 2.büyük kişi Henrich Himmler aslında sahte kimlik kullanarak Amerikanın yardımıyla japonyanın dağ köylerinde gizlenmiştir.Savaştan 5 yıl sonra savaştan kaçan diğer nazi savaş suçlularıyla irtibat kurarak tekrar ari ırk emellerini gerçekleştirme hayalleri kurmaktadır.İrtibatları çok güçlüdür.Amerika ve bölünmüş batı Almanyada çok güçlü istihbaratçı arkadaşları vardır.Ama olaylar yaşanan aksiliklerden dolayı çok uzun zamana yayılır.işin içine Yahudilere uygulanan katliamın intikamını almak isteyen İsrail devleti de onları yakalamak için Mossad ajanlarını devreye sokar.Çok sağlam ve güzel bir kurguydu.Çok akıcı ve komik unsurlar barındıran bölümler vardı.Zevkle okudum çok sevdim tavsiye ederim
Kolombiya'da 1928 yılında çalışma şartlarını protesto etmek için grev yapan muz işçilerine ördü müdahale etmiştir.Resmi kayıtlara göre 47 kişi kaynaklara göre 3000 kişi öldürülmüştür.Kolombiya şirketi çok sert müdahalede bulunmuştur.Sebebide ABD hükümeti Kolombiya hükümetine muz şirketinin çıkarlarını korumasını yoksa ülkeyi işgal etmekle tehdit eder.Bu yüzden kolombiya hükümeti işçilerin üzerine orduyu göndermiştir.United Fruit Company şirketi Güney Amerika ülkesinin tarım ürünlerini sömüren bir şirkettir.Kitap çok boğucu ve sıkıcı geldi.Aslında konu tarihsel ve gerçek bir olay ama yazım şeklinden dolayı maalesef beni çekmedi sevemedim
Aşırı akıcı anlatımı olan bir eser ama olumsuz olarak ne varsa hepsi var.Okurken irkiliyorsunuz.Anlatılanları sindirmek zor.Lucas ve Claus anneleri tarafından anneannelerine teslim edilen ikizler.Kalpsiz anneannelerinin yanında sevgisiz büyürken hayatlarına ayak uydurmaya çalışıyorlar.Anne babaları yok oyun yok savaşın içinde yoksulluk ve açlıkla yaşam kurmaya çalışıyorlar.İkizlerden biri sınırı geçip gidiyor ve hayatları değişiyor.Kalanmı şanslı?giden mi şanslı?Gerçeklerin içinde yalanlar,yalanların içinde gerçekler.Yoksa ikizler yok mu?Şok oluyorsunuz işin içinden çıkmak zor.Beyniniz kısa devre yapıyor.Muazzam bir kurgu,olağanüstü bir metin.Kusursuz.Kesinlikle okunmalı.
