Bu insanlar ne zaman akıllanacaktı? Nefret söylemlerinin tuzağına neden sürekli düşüyorlardı? İnsanları kötü şeylere inandırmak neden böylesine basitti? Neden kolayca birilerine alet oluyorlardı?
İnsanoğlu iyilikle karşılaştığını neredeyse her zaman hissederken,içgüdünün kötülük karşısında işlevini her zaman yerine getirememesi hayatın bir cilvesidir.
Bu insanlar ne zaman akıllanacaktı?
Nefret söylemlerinin tuzağına neden sürekli düşüyorlardı?
Insanları kötü şeylere inandırmak neden böylesine basitti?
Neden kolayca birilerine alet oluyorlardı?
Yazarın okuduğum ilk kitabı . Aşkı, kini , nefreti , hırsı öyle güzel anlatmış ki. Deborah ve Marlene'nin sağlam arkadaşlıkları, aralarındaki bağ beni çok etkiledi. Sonunda hem mutlu oldum hem şaşırdım. Mutlaka okunması gereken bir kitap.
Felicity bir anda ortadan kaybolan annesinin izinden Roma ya gittiğinde ailesinin geçmişini öğrenir.
Büyük büyük annesi 1930 lu yıllarda Almanya da opera sanatçısıdır. Büyük büyük babası da Yahudi bir doktordur. Ancak bir gün büyük büyük babası hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur büyük annesi Elizabeth kocasını bulmak ve çocuklarını korumak için hiç olmayacak birine başvurur . Nazi subayı Albrect Brunnmann.
Ama ondan yardım almak Elizabeth in hiç tahmin etmeyeceği hatalara neden olur Bu hataların bedelini Elizabet ölünce piyanist kızı Deborah öder Hiçbir şeyin farkında olmayan Deborah gün geçtikçe gerçeklerin farkına varır
Ayrıca romanda tarihi bilgiler de var
1930 lu yıllarda Almanya daki siyasi , ekonomik , toplumsal koşulları ve bu koşullar da Nazilerin iktidara nasıl geldiği de anlatılmış.
Aşk her şey olabilir ;hercai ve kırıcı, taşkın sömürücü, ölçüsüz ve alabildiğine yıkıcı. Öyle ki insanın yüreğini alevler içinde bırakır ve geride soğuk küllerden başka bir şey kalmaz...
Aşk her şey olabilir
Hercai ve kırıcı taşkın ve sömürücü.
Ölçüsüz ve alabildiğine yıkıcı
Öyle ki ınsanın yüreğini alevler içinde bırakır ve geride soğuk küllerden başka bir şey kalmaz