Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çoğumuz, ömrümüzü öteki yarımızı aramakla geçiririz. Fakat o kız ile o oğlanın diğer yarılarını aramalarına gerek yoktu. Doğuştan birbirlerini bulmuşlardı.
İnsanlar böyle değişiyorlar işte, dedim içimden. Fakat bu değişimi kimse anlayamıyor. Hiç kimse fark edemiyor. Benden başka kimse anlamıyor. Açıklasam bile, onlar anlayamazlar herhalde. İnanmaya bile çalışmazlar. Diyelim inandılar, benim neler hissettiğimi asla tam olarak ayrımsayamazlar. Onlar, beni kendilerinin varsayımlarından oluşan dünyalarını tehdit eden bir unsur olarak görürler yalnızca.
Reklam
Zifiri karanlık, uzayın kendisi gibi derin, çaresizlik hissi yüklüydü. Yapayalnızdım. Bilincim yoğunlaşıyor, genişliyordu. İstesem, o uzayı iyice derinliklerine kadar görebileceğime dair bir his vardı içimde.
Odaklanma yetisinden yoksun bir yaşam, gözler açıkken hiçbir şey görememekten farksızdı.
Yaşarken gerçeklik hissi vermeyen bir yaşam ne kadar uzun sürerse sürsün, bir anlamı olmayacağı kanısındayım.
Bir varsayım karşısında yapılabilecek en doğru şey yol alması için kendi haline bırakmak.
Reklam
İnsan vücudunu yatay konuma getirerek kaslarını dinlendiriyor, düşünmeye de ara veriyordu. Yine de, fazla gelen düşünceler, rüya haline gelerek doğal bir şelikde elektriğin boşaltılmasını sağlıyordu.
Böyle şeylere katlanabilecek durumda değildim. Yalnız başıma, sakince kitap okumak istiyordum ben.
Her şey geçip gider. Bu gidişi kimse durduramaz. Bizler böyle yaşarız.
“Herkes yürekten verdiğinin karşılığını alır.”
Reklam
İnsan ne kadar zavallı bir duruma düşerse düşsün bundan ders çıkarabilir; işte bu da her gün biraz da olsa yaşama devam etme gücü veren şey bana.
“Bana âşık mısın?” “Kesinlikle.” “Evlenmek istiyor musun?” “Hemen şimdi mi?” “Bir gün... ileride.” “Elbette seninle evlenmek istiyorum.” “Ama ben sana sorana dek sen bu konuda hiçbir şey demedin bana.” “Söylemeyi unuttum.” “... Çocuk istiyor musun?” “Üç çocuk.” “Oğlan? Kız?” “İki kız bir oğlan.” Ağzındaki lokmayı kahveyle yuttuktan sonra bana dik dik baktı. “YALANCI!” dedi.
Yalan ve sessizlik, günümüz toplumunun içine işlemiş iki büyük günah desem yeridir. Gerçekten de bizler hem yalan söylüyor, hem de sık sık susuyoruz. Ne var ki, bütün gün konuşup dursaydık ve sadece gerçekleri söyleseydik, o zaman da gerçek denen şey değerini kaybederdi belki de.
Bu odadaki en kutsal kitaba, alfabetik telefon rehberine el basarak gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğime yemin ederim. Hayat boştur.
Gerçekten güçlü olan kimse yoktur. Güçlüymüş gibi yapanlar vardır yalnızca.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.