Ömür geçip giderken kalbinde, gözünde tüten sayısız hasretin sızısı, yaşanmış birçok acı ve tatlı hâtıralar, yarım kalmış nice hayâller, kurşun gibi ağır nice ukdeler, durmaksızın kanayan görünmez yaralar vardı.
Hayat birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyor. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değil ve sadece hatıralar iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değil.
Birşey kaybettiğimizde Peygamberimizin tavsiye ettiği dua:
Yâ câmi'en-nâsi yevme lâ raybe fîhi icma'nî alâ dâllatî...
"Ey bütün insanları, şüphesiz, mahşerde bir araya toplayacak olan Allah! Yâ Rabbi! Beni kayıbımla birleştir. Kaybettiğim şeyi bana buldur. Meleklerine buldur Allah'ım!"
~√~
Sayfa 132Kitabı okudu
Köy kokusu.
"Köy yaşayan, çalışan bir mahluktur ve bu koku onun ter kokusudur. Dünyada hiçbir koku beni bu kadar saramamış, kafamdan birbiri arkasına bu kadar çok hatıralar yuvarlayıp geçirmemiştir."
Sayfa 8 - Parodi YayınlarıKitabı okudu
Hatıralar ve umut, tamamen şimdiki zamanda bulunma mutluluğunu insanın elinden alır gibidir; onu, kendisine ait olan şimdiki zamandan yoksun bırakır ve artık varolmayan ya da henüz varolmayan zamanlara sürükler; bunlar, insanı varolmayana bırakır ve anlamsızlığa terk ederler. Zira geçmiş ve gelecek zamanlar, insanı hiçliğe çeken düşkünlük dalgasına daldırırlar.
Sayfa 116 - II. Bekleyişin ve Umudun İmgeleri / Umut Felsefesi ve TeolojisiKitabı okudu
Günler geçtikçe, sadece kötü hatıralar artıyor.
Sayfa 36 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ruhunu ve masumiyetini kaybedince olağan hisler bunlar tabi:
Artık hatıralar benim için değil. Ben artık hatıralarıma sığınamıyorum. Benim hatıralarım olduğundan bile şüphe ediyorum...
Sayfa 185Kitabı okudu
