BLACK BOX
İnsan nedir sorusuna sadece zihinsel fonksiyonların tanımlamasıyla var edilen bir önermenin sinematik bir dilde anlatılmasıyla açığa çıkan yapıtın temel teması şu olabilir; zihinsel varlığımız bizi ne kadar insan yapar? Bu sorunun ışığında düşünüldüğünde canlılığımızı kazandığımız andan itibaren belleğimize kayıt ettiğimiz her olgu ve olay hayatımızın tüm çeperlerinde bizi yaşamın kumarında kazanmamız için bütün kozlarını kullanmaktadır. Bağıntının farklı türevleri olsa dahi ana eklemi değişmemekte ve sürekli aynı çekirdeği karşımıza çıkartmaktadır. Hatıralarımızın farklı bir bedende var olması bizim kimliğimizi var eder mi? Ya da daha ince ve derin soru olarak; zihnimizin gerçekliği bedeni yaşantınızın gerçekliğine etkisi nedir? Bu soruların güdümünde ortaya çıkan tek soru şunu diyebiliriz; acaba gerçekten düşünmek bizi insan kılıyor mu? Veya düşündüklerimiz ne kadar kendiliğimize ait? İşte filmde verilmek istenen ve duygusal formlarla da desteklenen yapıt izleyeni kahramanla özdeşleşmesini sağlamaktadır. Ve şimdi son söz olarak; zihin, duygu, beden vb. tüm etmenler çıkarıldığında insan ne olacak? Ve insanlık nasıl şekillenecek? Düşünemeye ne dersiniz!!!