" 'Bir kız arkadaştan, bir sevgiliden çok bir...' Yine kelimeyi bulamadı. Yine hatırlattım.
"Bir anne gibi..."
Buruk bir sesle mırıldandı.
"Bir anne gibi olmalı... Annemiz olmadı ki bilelim başkomserim o duyguyu." Gözlerim doldu, aramızda masa olmasa kalkıp sarılacaktım serseriye, 'Anla Ali, anla artık, bu kız seni çok seviyor' demekle yetindim."
Amcama kendisi gibi saygıdeğer bir şeyhin, dini bütün bir adamın karısını dövme alışkanlığında olamayacağını hatırlattım. Yengem, asıl ulemaların karılarını dövdüğü karşılığını verdi. Din kuralları böyle bir cezaya izin veriyordu. Dini bütün bir kadın kocasından yakınmamalıydı. Kadının görevi, kocasına sorgusuz sualsiz itaat etmekti.
Ona göre insanların adaleti hiçbir şeydi, Tanrı’nınkiyse her şey. Beni mahkum edenin insanların adaleti olduğunu hatırlattım. O da bana yine de bunun günahımı temizlemediğini söyledi. Günahın ne anlama geldiğini bilmediğimi söyledim. Bana yalnızca bir suçlu olduğum söylenmişti; suçluydum, bedelini ödüyordum, daha fazlasını isteyemezlerdi.
“Az bir yol gitmiştim ki gördüm onu. Sokağın karşı tarafındaydı, beni görmedi. O anın benim için bunca önemli, onun için bunca önemsiz olması tuhaf geldi. Ama sonra galaksilerin çarpıştıkları zaman birbirlerinin içinden geçip gittiklerini hatırlattım kendime.
(Normalde Viking gibi huysuz biridir ama regl dönemlerinde kadın çalışanlarına aylık bakım paketi ve ıslak kek getiren bir patrondur.)
"Burada ne halt ediyorsun? Regl gecesindeyiz?"
Barı bakışlarımla tararken "Buranın sahibi benim" diye hatırlattım.
"Evet, öylesin. Ayrıca vardiyada mensturasyon döneminde olan üç kadın varken buraya gelmeyecek kadar akıllı bir adamsın."
"Naomi nerese?" diye sordum.
"Bugün benimle bu ses tonuyla konuşma, Knoxy. Yoksa suratını dağıtırım."
Sesimde bir sorun yoktu ama bunu özellikle belirtmemem gerektiğini biliyordum. "Size ıslak kek getirdim."
"Mutfakta ağlamamız için bize kek getiriyorsun."
Haklıydı,işletme müdürüm sakladığım sırrı biliyordu. Gözyaşyalı benim kriptonitimdi. Bir kadının ağlamasına dayanamazdım. Kendimi çaresiz, aciz ve sinirli hisssetmeme neden oluyordu.
Ona göre insanların adaleti hiçbir şeydi, Tanrı'nınkiyse her şey. Beni mahkûm edenin insanların adaleti olduğunu hatırlattım. O da bana yine de bunun günahımı temizlemediğini söyledi.