"Her insanın nasibi, hayali kadardır." Feridüddin Attar
Reklam
Bizim hayali Türk kahramanlara ihtiyacımız yok;her devirde,çoğrafyanın her yerinde varız zaten.
"Vardır bir nedeni, vardır bir izi, vardır bir lekesi, vardır bir hayali, vardır bir korkusu."
Bir tane bile önemli haber yoktu. Araları boşluklarla dolu hayali tuğlalardan örülmüş, hayali bir kule. Fakat gerçeklik sadece önemli şeylerden oluşsaydı, kafanıza göre dokunamayacağınız, tehlikeli, camdan bir yapı olurdu. Kısacası günlük hayat denen şey tam da bu başlıklardan ibaretti. Bu yüzden de herkes, anlamsızlığını bildiği halde, yaşadığı evi, pusulasının merkezine koyardı.
Sayfa 69
…Buralar öyle yerlerdir ki, böylesi koltuklara ulaşabilen insanların ellerinden doğru dürüst bir iş gelmeyeceği açıkça görülmesine karşın uzun hizmet geçmişleri ve sahip oldukları unvanlar düşünülerek bunların işlerine son verilmez, böylece hem gerçekte olmayan, yalnızca onlar için icat edilmiş hayalî makamlara sahip olurlar, hem de onlara elden ayaktan düşecekleri yaşlılık günlerine dek yetecek altıyla on bin ruble arası, hiç de hayalî olmayan bir maaşa konarlar.
Sayfa 13 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sigara içen yabancının görüntümden çıkaracağı sonuç , kaçınılmaz olarak bir karikatür olacaktır , kafasında benim düşünce dünyamla ilgili olarak oluşan resimde de birbiri üstüne karikatürler yığılacaktır .Böylece birbirimize iki kat yabancı olacağız , çünkü aramızda aldatıcı dış dünya değil , o dünyanın her iç dünyada oluşan hayali de bulunacaktır .
Cihân-ârâ cihân içindedir ârayı bilmezler O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler •Hayâlî Cihânı süsleyen Cenab-ı Hakk’ın (yüceliğine delalet edip ona ulaştıran) şu cihan içinde nice eserleri vardır ancak insanlar, onu aramayı bilmezler. Bu hâl, aynen denizde yaşayıp da denizin ne olduğunu bilmeyen balıklar gibidir.
Ne ben eskisi gibiyim artık ne de hayat eskiden önümde uzanan o uzun, güneşli yol. Yolun gittikçe kısaldığını, göğün usul usul karardığını anlayan herkes gibi, nicedir hep geriye doğru yürümeye, handiyse kaçmaya uğraşıyorum. Her fırsatta maziyi ortaya dökmeler, kırılıp dökülmeler hep bundan. Yaşımdan çok erken çökdüğün farkındayım ama zaten insan yaşı değil, hayatı yaşlandırıyor. Bazen yaşadıkları, bazen de yaşayamadıkları. Kuracak hayali kalmayan, otuzunda bile doksanına varabiliyor. Önce ruh pörsüyor, sonra beden de ona uyuyor.
Köylü milletin efendisidir..
Yaşamak sadece şehir insanının hakkıymış gibi bir kanı var hepimizde. Köylü yaşadığı dünyanın kıymetini bilmez, ona ağaç sebze meyve veriyorsa ağaçtır, toprak sebze veriyorsa toprak. Şehirdekinin hayali bir ağaç altıdır işte, varsın ağaç kuru ağaç olsun, onlar onu da seviyor.
Sayfa 20 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.