Kahkahasının içinde birçok ses birden duyuluyordu: Sabah kuşları, kristal parçaları, taşların üstünden sekerek akan berrak bir su, Noel ağaçlarına asılan minik çıngıraklar, elele koşan küçük kızlar.
İnsan ruhunun bir bütün olmadığını, birbirinden farklı parçaların birbirine eklenmesinden oluştuğunu artık biliyordum. O "ek yerlerinin" her zaman, herkeste su sızdırdığını da tabii..
Korkacak bir şey yok hayatta... Hayat, yaşamaktan başka işe yaramaz. Cimri adamlar gibi her şeyi erteleyerek hayatı biriktirmeye kalkmak budalalık olur. Birikmez çünkü... Sen harcamasan da o kendi kendini harcar, tükenir.
Bazen bir insan sesi duymayı, bir insanla konuşmayı özlüyordum, ama kimseyle çok fazla konuşmaya tahammül edemiyordum, gene kendi içime çekilmek istiyordum.
Biraz anlaşılmak istedik, anlayacak birini bulamadık. İnsandan olma insanoğluna ihtiyaç duyduk. Milyarlarca insan içinde yalnız kaldık. Çok acılar çektik.. köşelerde yalnız başımıza ağladık.. sevdik, sevilmedik. Dost dediklerimiz bizi sırtımızdan vurdu..