Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum.
Tamam Tuna, bekliyorum.
Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
❝
Aşağıda İÖ 50 veya İS 50 yıllarına ait Ölüdeniz yakınında Kumran
mağaralarında bulunan yazma eserden Sara'nın hikâyesi:
Onun yüzüne bakınca o ne kadar güzel, başındaki saçlar ne ince, gözleri ne
kadar güzel, burnu ne hoş. Bütün ışıltılar onun yüzünde, göğsü nasıl güzel!
Beyazlığı ne sevimli. Kollarının görünüşü ne biçimli. Elleri ne kadar
Birkaç gün sonra, yalnızlık çöktü üstüme. Ciddi ve sıkıcı kitapların ortasında varoluşumun tekdüzeliğinden sıkılmış ve yorulmuştum. Faris Karami'yi ziyaret etmek üzere bir araba kiraladım. Birçok insanın gezinmekten hoşlandığı çam ormanına vardığımda, arabacı ağlayan söğütlerle çevrili özel bir yola girmek üzere anayoldan ayrıldı. Dalların arasından geçerken yemyeşil otlara, üzüm asmalarına, yakut kırmızısı, zümrüt yeşili ya da altın sarısı nisan çiçekleriyle donanmış koruluklara hayran oldum.