Görmezden gelinen bir başka olguyu hatırlayalım: Günümüzde, Beyazlar ile Siyahlar arasındaki eşitlik Amerikan Rüyası'nın bir parçası olarak yüceltiliyor, kanıtlanması gerekmeyen, bariz bir siya- sal-etik aksiyom olarak görülüyor-oysa 1920'ler ve 1930'larda irk- lar arasındaki tam eşitliği yalnız Komünistlerin savunduğunu hatırlayan var mı?
Kapitalizm ile demokrasi arasında doğal bir bağlantı olduğunu savunanlar, tıpkı totalitarizm tehdidi karşısında kendini demokrasi ve insan haklarının “doğal" savunucusu olarak takdim eden Katolik kilisesi gibi -sanki Kilise demokrasiyi ancak 19. yüzyılın sonunda, o da dişlerini gıcırdatarak, çaresiz kabul ettiği bir taviz olarak, monarşiyi tercih ettiğini, yeni çağlara ödün verdiğini açıkça belirterek kabul etmemiş gibi- hile yapıyor. Bir de Katolik Kilisesi özgürlük ve insan onuruna saygının kılavuzu olacak ha?
Zihnimizde basit bir deney yapalım. 1960'ların başına kadar, (sıradan) Katolikler için okunması yasaklanmış kitaplarla ilgili o malum Dizin'i yayımlamayı sürdürüyordu Kilise; bu Dizin'e şu veya bu zamanda girmiş bütün eserleri yok ettiğimiz takdirde Avrupa' nin sanatsal ve entelektüel tarihinin nasıl olacağını bir canlandırın zihninizde: Descartes'sız, Spinoza'sız, Leibniz, Hume, Kant, Hegel, Marx, Nietzsche, Kafka, Sartre'sız bir modern Avrupa-modern edebiyat klasiklerinin çoğunu saymaya bile gerek yok.
Slavoj Žižek
Demokrasi ne Âlemde?, Hazırlayan: Eric Hazan
Sayfa 108 - Metis, 3.cü baskı - Mart 2023Kitabı okudu
İlla ömrümüzün kıyısında köşesinde bir yerlerdedir umut.
Bir gencin geleceğinde, bir yaşlının hatıralarında, bir aşığın maşukundadır, kahkaların bile neşesidir...
Demokrasiden Tanrısal Şiddete
IDEOLOJİLERİ geride bıraktığını iddia eden günümüzde ideoloji hiç olmadığı kadar bir mücadele alanı başka mücadelelerin yanı sıra geçmiş gelenekleri sahiplenme mücadelesinin alam- durumunda- dir. İçinde bulunduğumuz müşkül durumun en açık belirtilerinden biri, Martin Luther King'in liberallerce sahiplenilmesidir