Merhabalar, bugün sanatçı kişiliği ve duruşu ile şahsına hayran olduğum kendi ifadesi ile 90’ların değil 70’lerin nostaljisini özlemle andığını dile getirse de her döneme adapte olmuş, sesi ve güzelliği ile yıllara meydan okuyan Sanatçı Ayşegül Aldinç’in yazarlık yaptığı gazetedeki köşesinin de adını taşıyan son kitabı "Malumatfuruş " ile geldim . Günlük türündeki kitap yazım dili ve üslubuyla öyle içten, öyle samimi ve öyle eğlenceli ki..
Haziran 2020 ve Ekim 2023 tarihleri arasındaki döneme kendi nahif ,mizahi ve postmodern bakış açısı ile yaklaşan ;hayatın hazin ve hüzünlü yanlarına, olaylarına başka bir perspektiften bakmanızı sağlayan bir yazın.
Karşınızda sohbet ediyor muşsunuz hissini yaşarken kimi satırlarında hüzünlendiren kimi satırlarında tebessüm ettiren özellikle annesi ile evinin terasında kaldığı ve pandemi nedeniyle insanların izole olduğu günlerdeki anısına bayıldım.
Yaşamın zor ve stresli dönemlerinden geçerken bu kitabı okumak bana nefes almak gibi geldi.
Bu keyifli kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum .
AKP propaganda bütün manipülasyonlarına rağmen Türkiye 2002-2018 arasında 1960'tan bu yana en düşük büyüme sürecinden geçmiştir. 2002-2018 arasında büyüme oranı ise sadece yüzde 4,4 olmuştur. Bu dönemin ilk aşaması olan 2002-2007 arasında yüzde 6,8 iken, 2008-2019 arasında ise yüzde 3,6'ya düşmüştür. Ve bu büyüme, kalitesi düşük büyüme olmuştur. AKP propaganda mekanizması çok övülen AKP dönemindeki kalkınma, gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ- Gelişmekte olan Ülkeler) altında kalmıştır. 2002-2018 arasında GOÜ yüzde 5,8 oranında büyürken, AKP Türkiye'si yüzde 4,4 oranında büyümüştür. Gerçekleşen büyüme de tamamen dış borca dayalı bir büyüme olmuştur. 2002 yılında 128 milyar dolar olan dış borcumuz 2020 Haziran ayı itibarı ile 530 milyar dolara yükselmiştir. AKP iktidarı Türkiye'yi üretimi değil tüketimi teşvik için dış borç batağına sürüklemekle kalmamış, Cumhuriyet tarihi boyunca Türk milletinin dişinden tırnağından artırarak inşa ettiği her türlü tesisi ve fabrikayı yok pahasına bir ekonomi bakanının ifadesi ile “babalar gibi” satmıştır. 2003-2017 arasında 101 kuruluştaki kamu hisseleri satılmıştır. 85 elektrik santrali satılmıştır. 40 işletme, 10 liman, devlete ait 11 otel ve 3630 taşınmaz ile 37 maden sahası satılmıştır. Devlete ait 6800 makine ve teçhizat ile 155 isim hakkı satılmıştır. Bu özelleştirme adı verilen süreç sonunda 60 milyar dolar elde edilmiş, bu miktarın 1 doları üretim için harcanmamıştır.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı, savaşın ilk yılları olan 2012 yılında 14 bin 237 iken, 2013 yılında 224 bin 655'e yükseldi, 2014 yılına gelindiğinde 1 milyon 519 bin 286 kişiye ulaştı. Yoğun dış göçe maruz kalan Türkiye'de, 2020 yılına gelindiğinde 3 milyon 641 bin 370'e ulaşan Suriyeli sayısı, 2021 yılında 3 milyon 737 bin 369 oldu. Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre Türkiye'de yaşayan Suriyeli sayısı 2 Haziran 2022 itibarıyla 3 milyon 763 bin 864 kişi oldu.
Sayfa 87 - Kırmızı Kedi Yayınevi 1. BasımKitabı okudu