Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kimse hayatını iki paralel yolda yaşadığını iddia etmek istemez ama hepimiz birden fazla hayat yaşarız, biri diğerinin altına sıkışmıştır ya da hemen yanı başındadır. bazı hayatlar sıralarını beklerler çünkü hiç yaşanmamışlardır, bazıları daha miadını dolduramadan yok olur, başkaları ise yeterince yaşanmadıkları için tekrar yaşanmayı bekler. kısacası zaman üstüne nasıl düşüneceğimizi bilemiyoruz çünkü zaman, zamanı bizim algıladığımız gibi algılamıyor; çünkü zaman, bizim zaman hakkında ne düşündüğümüzü zerre umursamıyor; çünkü zaman, hayat üzerine düşünmemizin kıvrak, güvenilmez bir metaforundan ibaret. çünkü neticede bizim için yanlış olan zaman değil, biz de zaman için yanlış değiliz. yanlış olanın hayatın ta kendisi olma ihtimali var.
Evet çürümüş, evet kangren olmuş, hepimiz öyleyiz. Hep birden benzersiz bir keşmekeşe doğru ilerliyoruz, çırpınıp duran ahmaklar gibi, halusinasyona kapılmış kuklalar gibi birbirimize dikleneceğiz...
Sayfa 44 - Metis
Reklam
Geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda korktum birden, kusacak gibi oldum ”olur öyle” dedi palyaço, ”herkes alçaktır biraz” ”otur ulan!” dedim, bağırdım ona ben bazen bağırırım biraz ”Rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!”
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta Herşey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.
Turgut Uyar
Turgut Uyar
464 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Pazarlıkçı Serisi 2 / Yabancı Bir İlahi Kitap İncelemesi
"Hepimiz parlayan bir ay gibiyiz ama görünmeyen karanlık bir tarafımız da var." -Halil Cibran Kitabı gerçekten çok beğendim, her şeyiyle harikaydı. Okumaktan çok keyif aldım. Normalde 10 verecektim ama bir yıldızı az sonra spoiler kısmında bahsedeceğim sebepten dolayı kırdım yoksa 10 yıldızlık bir kitaptı bana göre. 3. kitabı okumak
Yabancı Bir İlahi
Yabancı Bir İlahiLaura Thalassa · Martı Yayınları · 2022573 okunma
625 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
56 günde okudu
Birisi "Aşk" mı dedi ♡
Tarihin gördüğü, en tutkulu aşklardan birisi de hiç kuşkusuz Naciye Sultan ve Enver Paşa’nın aşkıdır. Bu eser, kabaca Enver paşanın yurt dışına çıkmak zorunda kaldığı (Çünkü 1.Dünya Savaşı sonunda İngilizler, İttihat ve Terakki Cemiyeti yöneticilerine karşı bir tutuklama emri çıkartmıştır. Bu yüzden o ve diğer arkadaşları mücadelelerine yurt
Naciyem Ruhum Efendim
Naciyem Ruhum EfendimMurat Bardakçı · İş Bankası Yayınları · 2016116 okunma
Reklam
“Ben çok hastayım Noah” dedim. Sesimi tam ayarlayamıştım. Yüksek çıkmıştı. “Yakında hiç hareket edemeyeceğim. Üçüncü kattaki odada ölene kadar kalacağım.” Ya Anita çenesine hakim olamayıp söylemişti ya da sarhoş olduğu için söylediklerimi anlamıyordu. Ama gördüğüm kadarıyla hiç şaşırmamıştı. “Ben kendimi buraya kapattım” dedi birden. “Ben hasta değilim! Ama kendimi bu eve kapattım.” Beklemiyorum Noah‘dan böyle bir cümle. Şaşırma sırası bendeydi. Demek ki kendini buraya, sahile, bu ülkeye kapattığını düşünüyordu. Çocukla aramızda hiç fark yoktu. Sadece ben daha dar bir yere sokuyordum vücudumu. O kadar. Hepimiz hapistik aslında, dünyada. Hepimiz de bir yerlere kapanmıştık, isteyerek. Farkımız var mıydı, uygar dünyanın mazoşist delilerinden? Kendilerine birilerinin zarar vermesinin, aşağılayıcı sözler söylemesinin hayalini kuranlardan farkımız var mıydı?…
Hepimiz bu dünyanın insanıydık, ama hiçbir zaman her yerde birden olamayacak, yaşamın yüceliğini tamamen, eşzamanlı kucaklayamayacaktık. Bir yere gidebilmek ancak başka bir yere vefa etmekle mümkün olduğuna göre, vardığımız yeni noktaya, kendi iç dünyamıza mahkum olacaktık hep.
Günün anlam ve önemine binaen 2
Maddeci Anlayış, Insanları Çıkarcı Yapıyor İnsanlar maddeci oldukça hizmetten kaçıyorlar ve sadece kendi günübirlik çıkarlarının peşinde koşuyorlar. Halbuki hepimiz gemideyiz. Nasıl ki, bir gemideki bütün mürettebat tehlike anında hep birden gemiyi kurtarmaya çalışırlarsa, biz de su alan ülke gemisini kurtarmak için hep beraber el ele vermeli değil miyiz? Zira Allah korusun, gemi batarsa zarar herkese ait olacaktır. Ne yazık ki, dilimizde birtakım kötü deyişler var. Mesela bazılarınız, "Gördün bir iş, hemen sıvış; gördün bir aş, hemen yanaş," diyorlar. Böyleleri iş ve emek çıktığında en arkaya, ücret dağıtımında da en öne fırlıyorlar. Böyle düşünen insanlarla, hiçbir ciddi iş başarıya ulaştırılamaz. Zaten bu tür tembel açıkgözlerin kendilerine de faydaları olmaz. Kendisine, ülkesine ve bütün insanlığa faydalı olanların ölçüsü, hizmette ve iş zamanında en önde, ücret paylaşımında ise en gerilerde bulunmaktır.
Sayfa 164Kitabı okudu
İnanca yönelik darbeler sadece bilimden · gelmez. İletişim ve seyahat de bunu yapar. Ben cennete inanıyorsam, gezegenin başka bir yerindeki milyarlarca insan da reenkarnasyona inanır. Hepimiz birden nasıl haklı olabiliriz? Ve benim dinimin bir kısmı yanlışsa, tamamı hakkında ne söylemek gerekir? Ve karşılaştırmalı din çalışmaları bunların, sadece doğal fenomenlere açıklama getirme çabası olduğunu ortaya koymamış mıdır? Bu durumda neden bu batıl inançlar ve duygusal koltuk değnekleri olmadan yaşamayalım? Ayrıca bir Tanrı varsa dünyadaki tüm zulüm nasıl açıklanır? Ve tam da bu noktada bu zulümün önemli bir kısmının dinden kaynaklanmasına ne demeli? Şüpheli sesler böyle konuşur.
Reklam
397 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
I thought that I heard you laughing
Merhaba. İlk incelemem. Çok gerginim. Sebebi bunu ilk defa yapmam değil elbette. İnceleme yapmak için teorik arka plana ihtiyacın olmaması. IG'de ve 1K'de insanların okudukları romanlar hakkında yorum içeren yazılar yazdıklarını, mantıklı bir sebebe oturtma gereği duymadan kitapları beğenip beğenmediklerini söylediklerini
Wanderlust Çernobil Kontrol Projesi
Wanderlust Çernobil Kontrol ProjesiNarin Aymandir · Orionebula Yayınevi · 020 okunma
Birden şimşek gibi çaktı beynimde, ölüm gibi, yıkım gibi. Taburemden kalkıp oradan hızla uzaklaştım. Kaldırımda hırslı bir şekilde yürüyordum, bana son derece garip görünen insanların yanından geçerek, hayaletlerin; dünya bir hayal gibiydi, şeffaf bir düzlemdi ve üstündeki herkes çok kısa bir süre için ordaydılar; hepimiz, Bandini, Hackmuth, Camilla, Vera, hepimiz kısa bir süre için vardık, sonra başka bir yere gidecektik; hayatta değildik aslında, hayatta olmaya çok yaklaşıyor ama olamıyorduk. Öleceğiz. Herkes faniydi. Sen bile
gecenin tuzlu tadı
“Bir kitap kahramanı olsam yazar beni nasıl anlatırdı?” Bu soru sessiz gözyaşlarımın arasında birden aklıma düşüverdi. Bazen öyle yapayalnız, öyle küçücük hissediyorum ki kendimi; bir kitap karakteri olsaydım sanki varlığım daha çok anlam kazanırdı gibi geliyor. Bilmem… Var olmanın dayanılmaz sancısı beni sanrılara itiyor belki. Kendimi çok ahmak, budala, ikiyüzlü, kötü kalpli, bir kitabın kötü karakteri yaptığım çok oluyor. Aslında o kötü diye nitelendirdiğimiz karakterlerden bir parça iz yok mu hepimizde? Ve iyilerden? İşin içine herkesi katarak vicdanımı hafifletmektir belki de amacım. Çünkü insan bir kitabı okurken en çok iyi karakterle bağdaştırır kendini, kendinden parçalar görmek istercesine okur onu. Hepimiz vicdan mahkemelerimizde temize çıkmak istiyoruz bir bakıma. Oysa başkalarının mahkemesinde çoğu zaman hüküm bile giymişizdir. Öyleyse kimin kürsüsü daha adaletli?..
Hanife
Hanife
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.