ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Reklam
Deli Kurt'ta Zaman ve Tarih: Deli Kurt, 1403 yılının sonlarında başlar; bazı atlamalarla, 1444 Kasım'ının ortalarında biter. Eserin başlarındaki "Deli Kurt” başlıklı bölüme kadar (s. 32) 185 geriye dönüşlerle İsa Bey ile Çakır arasındaki ilişkiler anlatılır. "Aradan on yıl geçti." cümlesiyle başlayan "Deli Kurt”
Vücud ve iç Terkce
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Türkce
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Dünyaya gelende vardı sebebi? Yaşaya bilmedi amaç üretdi. Düşünür ne yapsam daha gerekli? Seçtiğim beni de yapsın önemli. Beni tanısın dünyadakı insan.
Dialog Türkce
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Reklam
İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu. Ve başlar bize maval okumaya. Ninniler uydurup uyutur bizi dedelerimizin derin boşluklar içinde, uzun, zifiri karanlık hayatından. Gösterir bize evvel zamanı, tek doğru, en güzel örnek, der. Bakarsın gelecek günlerin farkı yok geçen geceden. Senin tarih dediğin işte budur, alnında altı bin yıllık
Descartes'ın bilgi kuramının iki ana desteği vardır. Birincisi, cogito'nun ayırıcı özelliği, yani şüphe götürmezliği konusundaki aşikarlıktır. Descartes buna dayanarak genel bir kurala varır: "Açık seçik ve belirgin biçimde aklımızda canlanan şeylerin hepsi doğrudur".
Sayfa 18
kpss illeti' başka da bir şey değil. trenin peşinde koşuyor gibi hissediyorum ağaçlar, çiçekler, hava, yağmur, toprak, kuş... ümit etmem de yaratılışım gayesi lâkin hüzünlenmiyor değilim. şu an koca bir yeşil alanda deli gibi koşmak ve bağırmak vardı ruhumu nasıl bağladılar şu 'hiç iyi' olmayan dünyaya yaşıyor olmak savaşıyor
"Demin dedin ya 'kendimiz için değil sizin için,' filan diye... Ben ona inanmıyorum kusura bakma hiç... Belki siz öylesinizdir annemle... Ama o meydana toplananların hepsi ya kendine bir kimlik bulmak için ya da iktidardan payını almak için orada. Birey olabilenin böyle şeylere ihtiyacı olmaz. Valla alınacaksınız şimdi ama, sözüm
Sayfa 227 - Sözler: Öfke dev bir dalgaymış çekti götürdü dibeKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.