416 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 17 days
Yoruma ne yazacağımı çok düşündüm. Çünkü bu kitap harika sevgili kitap dostlarım. Nasıl ifade edeceğimi tam olarak kestiremedim bir süre. İlk olarak şunu söyleyebilirim ki, tam bir uzay meraklısıyım. Uzay, uzaylılar, gezegenler, yıldızlar vs. hep merak ettiğim konular olmuştur. Bu kitabı bu sebeple okumak istedim. Kitap, Mars'ta tek başına mahsur kalan botanist Mark Watney'yi anlatıyor. Kitabın içinde aşırı bilgi var. Ama hepsi harika bilgiler. Yavaş yavaş okudum ki bilgileri anlayabileyim. Mars'ta mahsur kalsam, bu kitap sayesinde hayatta kalırım. Okurken kendimi kimya öğreniyor gibi hissettiğim doğrudur. Çünkü -tekrar söylüyorum- aşırı bilgi var. Hatta bir ara kitabın ortalarındayken bilgiden bunalmıştım, fakat bırakamadım kitabı. Çok merak ediyordum. Son elli sayfada heyecandan mahvodum. Bunu belirtmeden geçemem. Tam bir Mark Watney hayranı oldum. Esprileri çok komikti ve esprilerinde kahkahalarla güldüm. Ayrıca kitabın kapağı çok güzel. Garip bir dokusu var -nasıl isimlendirmeliyim bilmiyorum- ve çok hoşuma gitti. Kısacası, goodreads okurları tarafından 2014 yılının en iyi bilimkurgu romanı seçilen bu kitabı 2 Ekim'e kadar okumanızı öneriyorum. Çünkü o gün filmi vizyona girecek. Filmi iple çekiyorum! İyi okumalar dilerim!
Marslı
MarslıAndy Weir · İthaki Yayınları · 20228.7k okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Kitabı bir kez daha ama bu sefer elimde defter kalemle okumam gerekiyor. Hatta sanırım gerektiğinde arama yapabilmek, sözü geçen olayların ayrıntılarını öğrenebilmek için internet başında okumalıyım. Konstantiniyye Oteli'nin açılış davetine katılanlar etrafında gezinen bir kitap. Davet sahiplerini (yani aslında otelin sahipleri), onların sağ kolu Zehra'yı, Zehra'nın sevgilisi Emre'yi tanıyoruz başta. Ardından açılış gecesinde yer alan kimseler geliyor. Her kesimden (tabii zengin çoğu) davetli; hakim, psikiyatr, gazeteci, iş adamı, ihaleler kralı, müteahhit, "imparator"... Onlara servis yapan garsonlar, otelin güvenlik görevlisinin de hikayelerini okuyoruz. Araya ölüler de giriyor. Çok fazla karakter, çok fazla hikaye. Ama asla Elif Şafak'ın Baba ve Piç kitabında hissettiğim bulantı ve dahi bunaltıyı hissetmedim. Hikayelerin çoğu birbirinden bağımsız ve hepsi de çok sürükleyici. Tarihe dair, Edebiyata dair çok şey var. Ama ders verir gibi değil; "Benim dediklerim doğrudur! Ben en iyisini bilirim" gibi değil. Zülfü Livaneli resmen "Eğer ilgini çektiyse bir araştır" deyip, bir de göz kırpmış. Ben çok beğendim. Tavsiye ederim.
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018.5k okunma
Reklam
Yola nereden başlayacağımı kırk yaşımda anladım. Nereye varmam gerektiğini anlamam ise engelli, uzun ama tutkulu bir süreç oldu. Biliyorsun, şimdi televizyonda, gazetelerde görüyoruz, sahte ermişler, sahte peygamberler türüyor; bugünden yarına onların öğretilerine göre yaşayanlar da çığ gibi artıyor. Bütün bu tarikat önderlerinin, huzuru ve
Sayfa 139Kitabı okudu
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Zaman doldu, aşk kazandı;çünkü Daima Aşk Kazanır. Evet, bir kitap daha bitti ama ama neden bitti ki. Ne kadar yazılırsa, o kadar okunacak bir kitaptı. Rüya, iflas eden babasının intikamı almak için kuzeni Aylin ile kurduğu acemice bir plan doğrultusunda İstanbul'a geliyor. Tekin Soyönder, ultura zengin, yakışıklı mafya. Rüya, Tekin ile, Tekin'in
Daima Aşk Kazanır
Daima Aşk KazanırAsude · Ephesus Yayınları · 2016696 okunma
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir. Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık. Auerbach uzun incelemesinin sonunda devleti ve iktidarı önemseyen düşünürlerden bahsediyor ve şöyle diyordu: ... bu düşünürler devleti devlet uğruna talep ediyor veya Makyavel gibi canlı dinamiği karşısında sevinç duyuyor ya da en azından Hobbes gibi, iyi kurulmuş olduğunda, o zamanda ve mekânda yaşamakta olan insanlara sağlayabileceği yararlara enerjik bir ilgi gösteriyordu. Bütün bunlar Pascal için bir anlam taşımıyordu. Onun gözünde devletin dinamik bir iç hayatı yoktur; eğer olsaydı bunun kadim kötücül nitelikte olacağını düşünürdü. En iyi devletin hangisi olacağıyla ilgilenmez; çünkü hepsi aynı derecede berbattır.
Sayfa 416Kitabı okudu
705 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 29 days
Okuyan bilir Dostoyevski okumak, karakterlerinin iç seslerine kulak vermek demektir. Dostoyevski’yi okuyan bir birey gittiği yoldan sapar bununla kalmaz olaylara ve çevresine de daha farklı bakmaya başlar. Neden? Nedeni sizce de çok açık değil zira büyük usta, okurun fabrika ayarları ile oynar ve destekliyorsa yazılım güncellemesi
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225.4k okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.