Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.
Sürünerek çıkmak yükselmek demek değildir. Sen yukarılara doğru çıksan bile alçaksın. Ben aşağıya düşerken bile yükseğim. Sen yılan gibi yükseldin. Ben doğan gibi düşüyorum.
Sarı yılan memnundu. Bir zafer haykırışı ona bağırdı:
- "Yarışı kazandım. Senden önce buraya geldim. Senden yüksekteyim."
Bozdoğan acı acı gülerek cevap verdi:
- "Sürünerek çıkmak yükselmek demek değildir. Sen yukarılara doğru çıksan bile yine alçaksın. Ben aşağıya düşerken bile yükseğim. Sen yılan gibi yükseldin. Ben doğan gibi düşüyorum."
Sarı yılan memnundu. Bir zafer haykırışı ona bağırdı:
-“Yarışı kazandım. Senden önce buraya geldim. Senden yüksekteyim.”
Bozdoğan acı acı gülerek cevap verdi:
-“Sürünerek çıkmak yükselmek demek değildir. Sen yukarılara doğru çıksan bile yine alçaksın. Ben aşağıya düşerken bile yükseğim. Sen yılan gibi yükseldin. Ben doğan gibi düşüyorum.”
Sayfa 68 - Ötüken Neşriyat, Bozdoğanla Sarı YılanKitabı okudu
"-Sürünerek çıkmak yükselmek demek değildir. Sen yukarılara doğru çıksan bile yine alçaksın. Ben aşağıya düşerken bile yükseğim. Sen yılan gibi yükseldin. Ben doğan gibi düşüyorum."
Hikâyenin sonundaki cümlelerin, Cenap Şahabettin'in "Zirvelerde kartallar da yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir." vecizesine telmihte bulunduğu açıktır. Bu telmihten de anlaşılmaktadır ki Sarı Yılan'la Bozdoğan, bir makama dalkavukluk yaparak, sürünerek çıkan insanlarla başı dik, hakkıyla yükselen insanların sembolleridir.
...
Hikâyenin adından önceki "Her Çağın Masalı" ibaresinin sonradan, yani 1966'daki ikinci yayımlama sırasında koyulduğunu görüyoruz. Evet, hikâye 25 yıl önce yazılmıştır ama 25 yıl sonra da aynı "masal" geçerlidir. Bugün de zirvelere doğan gibi süzülerek çıkanlar yanında yılan gibi sürünerek çıkanlar da vardır.
-Atsız'ın Hikâyeleri, Ahmet Bican Ercilasun
"Sürünerek çıkmak yükselmek demek değildir. Sen yukarılara doğru çıksan bile yine alçaksın. Ben aşağıya düşerken bile yükseğim. Sen yılan gibi yükseldin. Ben doğan gibi düşüyorum."