Bukowski içi dışı bir ve neyse o olan, benim gözümde belki de en samimi yazardır. Yazmaya en tutkulu yazar bile olabilir. Yazmayı gerçekten sevdiğini hayat hikayesini az çok bilen birisi tahmin edebilir. Kitap ise diğer kitapları gibi otobiyografik bir tarzda ve kendi dilinde bolca argo, cinsellik vb. ögeler barındıran bir yapıya sahip. Ama, Bukowski hikaye akarken öyle bir laf ediyor ki mesela şunun gibi :
“ İnsan ruhunun kökleri midededir. Güzel bir bifteği midene indirip viskini içmişsen bes sentlik gofretle beslenen adamdan çok daha iyi yazarsın. Aç sanatçı efsanesi bir aldatmacadır. Her şeyin bir aldatmaca olduğunu idrak ettiğin an uyanıp insanları kanatmaya
, mahvetmeye çalışırsın.”
O yüzden yazarın kitaplarının sürükleyiciliği ve tema çeşitliliği bana göre çok iyi olmasa bile az ve öz olan çıkarımları ve sözleri için bile okunmaya değer bir yazar.