Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Her sabah ve her gece öylesine sevgisiz ki."
Sayfa 11 - Yapı Kredi YayınlarKitabı okuyor
Kimin için, niçin savaşıyoruz? Her gün kuşku artı­ yor, onunla birlikte korku da. O hale geldim ki, hayatı­mın en dayanılabilir anlan, elde tüfekle geçirdiğim anlar oluyor. Savaşırken düşünecek ne gücüm var ne zama­nım. Hayatımı korumak için, hayvan gibi savaşmaktan başka bir şey yapmıyorum. Ama kargaşalık sona erince korkunç soru, bir yılan gibi gırtlağını şişirerek karşıma dikiliyor. Yalan ve haksızlık uğruna, Yunanistan’ı köle kılmak, kurtarılmaya hak kazanmayanları kurtarmak için çarpışan biz miyiz yoksa? Biz miyiz satılmışlar, hainler? Dağdakiler 1821’in haydutları mı yoksa? Haklı olan, uğruna hayatımı feda edebileceğim dava hangisi? Bir savaşçı için bundan daha büyük işkence olamaz, sanıyorum. Komutan, bu sabah, orduya katılmak istemedikleri için beş genci, beş yakı­şıklı delikanlıyı kurşuna dizdirdi. Böylesine yüce bir yi­ğitliğe, ölümü hiçe saymaya yol açan ideal, haksız olabi­lir mi? Bütün gün, kendi kendime hep bunu sordum durdum. Ama yanıtını bulamadım. Çünkü tanıdığım Kara Takkeliler var, en az onlar kadar yürekli davrandılar.
Reklam
Gün, hayat denen bu oyunda her gün kaybettiğimiz ve her sabah yeniden kazandığımız yeni bir can gibidir.
İstemem Eksik Olsun!
“ — Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
Aklım fikrim sende, seni ne zaman göreceğimde...
"Yolunu bekliyorum. Her sabah, Bugün acaba onu görecek miyim? diye uyanıyorum. Gel artık. Yol parası çok bir şey değil. Hemen gel! Avare oldum. Ne kitap okuyabiliyorum, ne İngilizceye çalışıyorum, ne de resim yapabiliyorum, aklım fikrim sende, senin gelişinde, seni ne zaman göreceğimde, seni nasıl göreceğimde, beni görür görmez ne diyeceğinde…" Nazım Hikmet Ran - Piraye’ye Mektuplar
Islak çimlerde yalınayak durur, bülbüllerin sabah konserini dinlerdi; her gün doğumunda tazelenen ve dünyanın yarısı tarafından gözden kaçırılan bu sessiz, dingin güzelliğin...
Sayfa 133 - Epsilon YayıneviKitabı okuyor
Reklam
292 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bağırsak deyip geçmeyin!!!
~ Öyle bir kitap okudum ki mikropların gözüme bu kadar sağlıklı gözükeceğini düşünmezdim. Her sayfasında bağırsak organının sağlığımda bu denli rol alacağını tahmin etmezdim. Bir bardak kefirin ya da sabah aç karnına yiyeceğimiz bir kase yoğurdun (bu arada ev yoğurdu) vücudumdaki etkilerinin bu kadar çok olduğunu bilmezdim. Mikropların sadece hasta ettiğini düşünürdüm ama yanılıyormuşum. ~ Bazı mikroplar sağlığımızı korumak için bizimle iş birliği içesindeler ve bu mikropların büyük çoğunluğu kalın bağırsağımızda yer alır. Biz eğer bağırsak mikrobiyotamızı koruyabilirsek bağışıklık sistemimizi güçlendirip kötü mikroplarla savaşabiliriz. Eğer bozarsak ve bağırsakları iyi çalıştırmazsak pek çok hastalıklara yol açmış oluruz. ~ Çocuklarımızı kötü mikroplardan arındıralım derken iyi mikroplarında sayısını düşürüyoruz. Kullandığımız antibiyotikler bunun örneği. ~İyi mikropları koruyalım. ~ Doğal ve dengeli beslenelim. ~ Çocuklarımıza otun, taşın, çamurun hasta etmeyeceğini de söyleyelim. (Köy, yayla gibi yerler iyi mikroplar için birebir yerlermiş.) Vee unutmadan; ~ Kirlenmek güzeldir. ✓ Kitabı okurken gerçekten çok yanlış beslendiğimi öğrendim. 9 bölümden oluşan ve çok daha fazla bilgiler içeren bu kitabın içinde sağlıklı tarifler de mevcut. Kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap oldu. Keyifli okumalar dilerim
Sağlıklı Bağırsak
Sağlıklı BağırsakErica Sonnenburg · Doğan Kitap · 04 okunma
Hoşnutsuzluğumuz birden gökten zembille inmedi ya da bir yıldırım çarpması gibi olmadı. Bir sabah uyanıp, “Aman Allahım! Dün her şey yolundaydı ama bugün mutsuzum,” demedik. Mutsuzluk böyle değil, daha çok içten içe yanan bir ateş gibi, yıllarca süren hoşnutsuzluktan sonra hayatınıza yavaşça giren tehlikeli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Allah'ım biraz konuşabilir miyim bağışla Konuşuyorsun sen, duymuyorum ben ah bağışla Ben de konuştum çok, çoğu boş, boşlukları doldurdum Yarım kalmış bir çay gibi soğuttum kendimi, İçime şeker attın, tatlanmadım yine Seni anlayamadım, tişört yazıları, sokak isimleri, Plaka harfleri, medet umdum tümünden, bir tıkız idrakle tıkandım, Yağmurları
Her sabah yeni bir gün doğarken, Bir gün de eksilir ömürden; Her şafak bir hırsız gibidir Elinde bir fenerle gelen.
Sayfa 6
Reklam
İçerim sabah öğlen akşam her gece
335 syf.
1/10 puan verdi
Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt. Dağda on yıl zaman zarfında, bıkmadan, usanmadan hep ruhunu dinledi... Ve sonunda içinde, gönlünün derinliklerinde bir değişiklik duyumsadı. Günlerden bir gün yıldız, aydınlatacak bir şeyin kalmasaydı yazgın ne olurdu? On yıl var ki buruya mağarama çıkıyorsun. Eğer, ben, kartalım ve yılanım olmasaydık, ışığından ve yolundan bezerdin. Fakat her sabah seni bekledik. Işığının fazlasını aldık ve bunun için seni kutsadık. Bak! Ben, fazla bal toplamış arı gibi uzanacak ellere muhtacım. İnsanlar arasında, akıllılar deliliklerine; fakirlerde zenginliklerine kavuştuğu o derin sevinci tekrar yaşatmak için armağanlarımı paylaştırmak istiyorum. Bunun için aşağılara inmeliyim. Nasıl ki sen, cömert yıldız, akşamları denizin arkasına iniyor ve arkadaki dünyaya ışık götürüyorsan, ben de senin gibi, inmek istediğim insanların arasına girmek istiyorum. Ey, en büyük mutluluğu bile kıskanmadan görebilen tek göz, beni kutsa!... Taşmak isteyen kadehi kutsa ki içinden su, altın gibi aksın ve mutluluğun parıltılarını her tarafa saçsın. "Bak, bu kadeh yine boşalmak, Zerdüşt yine insan olmak istiyor." Zerdüşt'ün on yıl sonra insanların arasına karışma isteği ve dağdan inişi böyle başladı
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,6bin okunma
SENİ SEVİYORUM... SEN varsın; Her şarkıda, Her notada, Duyduğum her seste... Akşam uyuyorum SEN, Sabah uyanıyorum, Yine SEN... ~Özdemir ASAF~
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.