BİR ÇEŞİT GÖZLEM: BİR ŞEY YAPMAK HİÇBİR ŞEY YAPMAMAKTAN DAHA İYİDİR.
Evet beyler bayanlar bugünkü değineceğimiz konu bu. Yine bir soruyla başlayalım. Bu söz sizin için ne kadar doğru ya da benim için ne kadar yanlış? Tabi ki benim ne düşündüğümü tahmin etmenizi beklemiyorum. Kimse kâhin değil sonuçta :) Evet kendimize ilk bu soruyu soralım. Sorduğunuzu varsayarak devam ediyorum. Bazen beklemek gerekir. Hiçbir şey yapmayarak. Sadece izleyerek görmek gerekir bazı şeyleri. Bakalım her şey siz bir şey yaptığınız için mi güzel yoksa doğal haliyle mi güzelmiş. Yoksa siz uğraşmayı bıraktığınız anda her şey birer birer kayıp mı oluyormuş. Görmek gerekir. Neden sürekli akış halinde olmak zorundayız ki? Neyden kaçıyoruz? Yoksa kendimizden mi? Bazen buna da ayar oluyorum biliyor musunuz. Durun bir bekleyin sakin olun. Biraz hayatınız kendi kendine demlensin. Demini alsın. Sürekli çayın başına geçip demlen demlen diye tekrarladığınızı düşünün. O çayın demlenme hızı değişir mi? Ne kadar saçma geliyor değil mi böyle söyleyince. Kendinizi hemen atağa neden geçiriyorsunuz? Niye bu sorumluluğu direkt kendinize yükleyip kendinizi yıpratıyorsunuz? Niye kendi değerinizi kendi elinizle öldürüyorsunuz? Bırakın her şey olacağına varsın. Herkes kendi değerini kendi belirlesin. Her şeyin fazlası zarardır. Sevginin fazlası, değerin fazlası, öfke, neşe, güven, iyi niyet ve merhamet. Bu hayatta denge esastır. Eğer dengede kalamazsanız kendi dengenizi bozarsınız. Kendi dengenizi bozmayın. Bu hayatta herkes gider siz kalırsınız. Yine kendinize arkadaş olacak kişi sizsiniz. Bu yüzden kendine iyi bak kıymetli dostum. Sevgiyle.
Çiçekler hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğretir bize; ne güzellikleri kalıcıdır ne de solgunlukları; çünkü sonra­ dan yeni tohumlar verirler. Mutluyken de üzgünken de hatırla bunu. Her şey geçip gider, yaşlanır, ölür ve yeniden doğar.
Reklam
Zamanı geri çeviremezsin derler. Bu bir tek, geçmiş geri getirilemez anlamında doğrudur. İyi de, şu geçmiş denen şey özünde neyin nesidir? Geçip gitmiş olan şey mi? O zaman, 'geçip gitmiş' ne demektir, özellikle de geçen her ânın, gelgeç olmayan şimdiki zamanın gerçekliğini herkes geçmişte buluyorken? Geçmiş bir anlamda şimdiden daha gerçek, en azından daha durağan, daha kararlıdır. Şimdiki zaman parmaklarımızın arasından akan kumlar gibi kayar gider ve önemli, ele gelir ağırlığı ancak anılarda kazanır.
İnsanlar, ânlar ve izler ..
İnsan ânlardan ibaret. Bunu genç yaşımda anladım. Bir kaç sene evvel pırıl pırıl bir kaç gencin vefat haberini aldım. Gençlerden biri bir müddet benim de hizmet ettiğim bir yayınevinin editörlüğünü yapıyordu. Amennâ ölüm hepimiz için hak. Beni bu hikâye de etkiyen şeyler başkaydı. Çalışmalarını yaptığı, hazırladığı bir çok kitap, dergi vefatından sonra ismi yazılarak basılmaya devam etti. Her baktığımda hala yüreğim sızlar, gözlerim dolar. İnsan böyle bir şey. Kendi gider ismi kalır. İzi kalır. Giden gider yakinen tanımasan da hikâyesinin sızısı kalır. İşin gönlümü yoran kısmı ise bahsettiğim genç kendi düğününde geçirdiği trafik kazası nedeniyle eşiyle beraber vefat etmiş olmasıydı. Düğün evinin cenaze evine dönmüş olması ayrı bir hüzün. Ve ayrı ayrı şehirlere defnedilmeleri ise başka bir hikâye.. Genç yaşımda kuşandım bu hüznü. Bu hikâyenin hiç bir yerindeyim. Ama çok şey öğrendim. Aylarca kendime gelemedim. Diyorum ya insan ânlardan ibaret. Bir şeyi bir ân öğrenirsiniz ve hayatınız o ân değişir. O gençten geriye kalanları gördüm. Minik bir kutu içine sığmıştı yayınevindeki eşyaları. Bir tesbih, bir seccade, bir takke, bir şemsiye, bir kalem, bir defter, bir kaç evrak ve binlerce hayal .. Kendisi gitti ama izi hâlâ kitaplar da.. Hâlâ miniklerin kalplerine dokunan o kitaplar da ismi var. Bir hoş sadâ bırakıp geçip gitti.. İnsan ânlardan ve izlerden ibaret bir varlık .. Bir hoş sadâ bırabilmek tek ümidim.
°° Çiçekler hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğretir bize; ne güzellikleri kalıcıdır ne de solgunlukları; çünkü sonradan yeni tohumlar verirler. Mutluyken de üzgünken de hatırla bunu. Her şey geçip gider, yaşlanır, ölür ve yeniden doğar
Reklam
"Rüzgardan mamüldür hayat, Geçip gider. Geçip gider.. Lakin fırtınanın dinmesini beklemek değildir yaşamak. Yağmurda dans etmek, Kırılan bir bileğin üzerinde sek sek oynayabilmektir. Yani ki, yaşamak ciddi hadisedir. Başlayan her şey bitmekle kaimdir. En uzun, en çaresiz geceni düşün, sabah olmadı mı? Ey Adem, yazgının sisifos'tan ayrı olduğunu kim söyledi sana? Hani şu, ömrü boyunca koca bir kayayı dik bir dağın doruğuna yuvarlamaya mahkum edilen bahtsız. Ne zaman doruğa ulaşsa kaya hep elinden kaçar Ve Sisifos her şeye yeniden başlamak mecburiyetinde kalır. Yolu yok; bulup buluşturacak, gerekirse borç harç denkleyecek, umut edeceksin. Çünkü güneş yalnızca umut edebilme kabiliyetine sahip insanların yüzü suyu hürmetine doğar. Karamsar olma hakkın yok. İyi olacağız! İyi .."
Her şey geçip gider; bu yüzden her şey layıktır geçip gitmeye...
Niçe
Zaten her şey geçip gider. Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır, onlar da ebediyen devam edecek, sonu gelmez bir akış içinde birbiriyle itişip çekişecek o ölümsüz tipleri ortaya çıkarır: rahibi, askeri ve kralı.
Reklam
'Her şey geçip gider, bu yüzden layıktır her şey geçip gitmeye!'
Sayfa 138
Her şey geçip gider. Bu gidişi kimse durduramaz. Bizler böyle yaşarız.
68 syf.
·
Not rated
Öncelikle kitap bence mutlaka okunmalı, tek solukta 3 saatte bitebilecek bir kitap. Herkesin takıntı dediği fakat bence meraktan hayranlığa, hayranlıktan hoşlantıya, hoşlantıdan masumane bir çocukluk sevgisine, çocukluk sevgisinden bir genç kızın aşkına ve oradan takıntıya giden bir serüven bu. Direkt "takıntı" diye adlandırmak doğru gelmedi bana. Ulaşması imkansız oldukça kamçılanan duygunun, bir kadını ihtirasa sürükleyerek içinde büyütmesini anlatıyor. "Dün çocuğumuz öldü ve sen onu hiç tanımadın" kitapta beni en etkileyen cümle bu olsa gerek.. çocuğunun annesini bile tanımayan bir adamdan çocuğunu tanıması beklenemez zaten ( -ki bir çocuğu olduğundan haberdar bile değilken). Kitaptaki gizemli kadında eleştirdiğim bir husus oldu; adamın karşısına bir kez dahi olsa geçip kendini, yaşadıklarını, aşkını, duygularını ve onun için nelere katlandığını anlatmadan direkt olarak (her ne kadar "seni suçlamıyorum" dese de) adamı suçlaması yanlıştı kanımca. Çıkaracağımız dersler olmalı, evet kimse seveceği kişiyi seçemez, gönül kime vurulursa kişi peşinden gider fakat seviyoruz diye gururumuzu ayaklar altına alıp tabiri caizse o kişiyi tanrılaştırmamamız gerekir şayet kendisine saygı ve sevgi duymayan biri karşıdan da böyle bir şey göremez. Hem şaşırtıp hem üzen ve ders veren kısa bir eserdi..
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224.2k okunma
Eski uygarlıklar nasıl yıkıldıysa bu yeni uygarlıklar da geçip gidecek. O uygarlığı inşa etmek 50.000 yıl alsa da geçip gidecek. Zaten her şey geçip gider. Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır, onlar da ebediyen devam edecek, sonu gelmez bir akış içinde birbiriyle itişip çekişecek o ölümsüz tipleri ortaya çıkarır: rahibi, askeri ve kralı…kimisi savaşacak, kimisi yönetecek, kimisi dua edecek!
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.