Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşama katkıda bulunma fırsatı her yerde ve her zaman var. Kendi özüyle sağlıklı ilişki kurabilen herkes bu katkıyı sunar.
üretmek
Yazarlık Yolunda 1. Yazı hakkında öğrendiğiniz her kuralı not edin. Bun- lar, "bir cümleye daima büyük harfle başlayın" ya da "hikâyede ilk olarak zamanını ve mekânını hatasız olarak kurgulayın" gibi her türlü kural olabilir. Bu kurallardan ya en çok ya da en az hoşunuza gideni seçin ve o kuralı çiğneyin. Bir şiir, hikâye ya
Reklam
Gençlik her yerde her zaman coşkulu, atılgan ve çalkantılı bir çağ olarak görülmüştür. Kabına sığmayan bir beden gücünün, yürekliliğin, kaynayan kanın ve uyanan cinsel isteklerin davranışa egemen olduğu çağdır.
Sayfa 20 - İnkılâp YayınlarıKitabı okudu
Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok konuşuyorlar ki... Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı... Kimsenin kimseyi anlamadığı bir
409 syf.
7/10 puan verdi
Merhabalarrr... Bugün sizlere yeni bir kitapla geldim. Kitabımızın adı ''Alemin Yeni Üyesi''. Kitap, sıra dışı şeylerin yaşandığı sıra dışı bir yerde başlıyor. Bu yerde her gün aynı şeyler tekrar ediyor. Zaman kavramı yok. Durduğunuz yerde belki de günler geçiyor ama bunun farkındalığı da yok. Başınızı göğe kaldırdığınızda o büyüleyici gökyüzünü ya da hareket eden herhangi bir şeyi göremiyorsunuz. Gün doğumu yok. Onu takip eden gün batımı da yok. Uyku yok. Uykunun beraberinde gelen rüyalar da yok. Böyle bir yerde yaşamın varlığından söz edebilir miyiz? Burası nasıl bir yer? Burada yaşam yok mu? dediğinizi duyar gibiyim. Elbette var. Bunun en büyük kanıtı da Rüyam ve Can. Peki, Rüyam ve Can kim? Böyle bir yerde ne yapıyorlar? Buraya nasıl geldiler? Buradan kurtulabilecekler mi? Can'ı neler bekliyor? Kitabın konusunu, var olan karakterlerini ve olayların yaşandığı mekânları sevdim. Bununla beraber bazı yerlerde yapılan tekrarlar, yazım yanlışları ve konunun işleniş şekli okumamı biraz zorlaştırdı. Bunların üzerinde biraz durulursa devam kitabının daha da iyi olacağını düşünüyorum. Sonraki kitaplarda görüşmek dileğiyle...
Alemin Yeni Üyesi
Alemin Yeni Üyesi
Mehmet Ata Üzüm
Mehmet Ata Üzüm
Alemin Yeni Üyesi
Alemin Yeni ÜyesiMehmet Ata Üzüm · Odessa Yayınevi · 20234 okunma
askerlik, gelibolu, adilhan, keşan, edirne, nahit hanım, orhan veli
az önce canım
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
ın
Vazgeçemediğim
Vazgeçemediğim
kitabında yolculuk adlı şiirini; Ne var ki yolculukta, Her sefer ağlatır beni, Ben ki yalnızım bu dünyada? Bir sabah kızıllığında Yola çıkarım Uzunköprü'den; Yaylının atları şıngır mıngır; Arabacım on dört yaşında, Dizi dizime değer bir tazenin, Çarşaflı, ama hafifmeşrep; Gönlüm şen olmalı dğeil
Reklam
İşte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben İşte şu begonya, işte yalnızlık İşte su damlacıkları, alnımda, kollarımda İşte yok oluşumdan doğan kent Hiçbir yere taşınıyorum, kendime sızıyorum yalnız Ben dediğim koskocaman bir oyuk Koltuğun üstünde, aynadaki yansıda Bir oyuk! sofada, mutfakta, yatağımda Yaşamayı tersinden kolluyorum sanki Yetişip
Beğendiği ve ince bulduğu bazı şiirlere bakıyordu karşılığını görmek için ve o karşılığı göremiyordu, onlara inansa, onları arasa mahvolacaktı, yarı mahvı zaten bu yüzdendi. Düşünceleri ile öyle böyle geçirecek, her büyük denen büyüğü kim büyütmüş, bu kimin büyüğü bilemeden kendini her büyüğün varisi sayarak küçülmemenin bir yolunu bulacaktı. Elbet kaybolacaktı ama herkesin kaybolduğu yerde galiba yolumu kaybettim demenin, herkesin boğulduğu yerde nefes alamıyorum demenin bir manası yoktu, havası da. Hava alamamak havalı bir şeydi hem. Onu beğenen olmayacaktı muhtemelen. Çünkü gösterecek çakısı, tarağı, şapkası yoktu. Vücut doğuştan havalı değildi, tıkızdı. Yüzü en sevmediği değirmi çehre, çene kayıp, elmacık kemiğini elma sanıp yemişler, adem elması bile boğazında kalmamış gibi ortalıkta görünmemede, Adem'in günahı boynumda değil, demesi o zaman yerli yerindeydi.
“Sürekli olarak ait olduğu hiçbir yer olmamıştı.İçinde bulunduğu her ortama uymuş, hakları uğruna savaşma isteği ve yeteneği gerek işte gerekse oyunda herkesi geçebilme özelliği ile kendini her zaman ve her yerde sevdirmişti. Ama asla bir yere kök salmamıştı. Kendini değil, dostlarını hoşnut etmek için çevresine uymuştu. Her zaman bir huzursuzluk duygusu ile rahatsız olmuş, uzaklarda bir yerden bir sesin onu çağırdığını işitmiş, ve ömrü boyunca dolaşıp durmuş, sonunda kitapları, sanatı ve aşkı bulmuştu.”
Sayfa 211 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.