Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lowenthal
‘Modern uygarlığın mekanikleşmiş çalışma sürecinde bireyin önemini kaybedişi, halk sanatının ya da “yüksek” sanatın yerini alan kitle kültürünü ortaya çıkartmıştır. Bir popüler kültür ürünü gerçek sanatın hiç bir özelliğini taşımaz, ama tüm popüler kültür medyasında görüldüğü üzere kendine özgü özellikleri vardır: standardizasyon, stereotipleme, tutuculuk, kandırmaca, dalavere ile yutturulmuş tüketim malları.’
Sayfa 44 - Yapı Kredi Yayınları
Dwight MacDonald
‘Kitle kültürü yukarıdan dayatılmaktadır. İşadamlarının tuttuğu teknisyenlerce üretilir; izleyicisi, katılımı satın alma ya da almama seçiminden ibaret olan edilgen tüketicilerdir. Kısacası, “kitsch`in efendileri, kar etmek ve/veya sınıfsal egemenliklerini sürdürmek amacıyla kitlelerin kültürel gereksinimlerini sömürürler.’
Yapı Kredi Yayınları
Reklam
‘Sanayi öncesi dönemde Avrupa toplumları kültürel olarak ikiye ayrılmışlardı: yüksek kültür ve halk kültürü. Halk kültürü dağınıktı, evlerde yapılıyordu ve köylüler uzak, birbirinden kopuk köylerde yaşadığı için, çoğunlukla gözlerden ırak kalıyordu. Yüksek kültür ise kentlerde yaşayan seçkinler, yani saray, soylular, ruhban sınıfı ve tüccarlar gibi, eğlenceye ve sanata harcayacak kaynakları, zamanı, eğitimi olanlar ve kendilerine sanat üretmeleri için küçük sayıda bir grup yaratıcı insana parasal yardımda bulunabilenler tarafından destekleniyordu. Sanatçılar da aydınlar da iktidar kaynaklarına yakındılar. Hatta bir bölümü, patronlarının ve işverenlerinin ayrıcalıklarını, şan ve şöhretini paylaşıyordu. Halk kültürünün düşük toplumsal konumu ve coğrafi soyutlanmışlığı nedeniyle de, hem kamu hem de görünürdeki kültür üzerinde güçlü bir tekel kurmuşlardı.’
Sayfa 76 - Yapı Kredi Yayınları
Edward Shils
‘Yeni toplumun bir kitle toplumu olması, tam olarak nüfus kitlesinin olduğu gibi toplumun içine alınması anlamındadır. Toplumun merkezi -merkezdeki kurumlar ve bu kurumları yönlendiren, meşrulaştıran merkezi değer sistemleri- sınırlarını aşmıştır. Nüfusun büyük bir bölümü (“kitle”) artık merkezle, modern öncesi toplumlarda olduğundan da, modern toplumların erken dönemlerinde olduğundan da çok daha yakın bir ilişki içindedir. Daha önceki toplumlarda, insanların önemli bir bölümü, genellikle çoğunluğu, “yabancı” doğuyordu ve ömrünün sonuna kadar da “yabancı” kalıyordu.’
Sayfa 81 - Yapı Kredi Yayınları
‘Popüler kültür, sıradan insanların kişilere dönüşebilmesine olanak sağlayan süreçte, kimliklerinin gelişmesinde, yaratıcılığa ulaşmalarında ve kendilerini ifade etme yolları bulmalarında yararlı bir rol oynamıştır. Popüler kültür bu değişikliklere yol açmamıştır; yalnızca örnekler sağlayarak ve fikir vererek zaten eğitimli insanların bunlara ulaşmalarına yardımcı olmuştur.’
Sayfa 81 - Yapı Kredi Yayınları
Yüksek Kültür
‘Yüksek kültürün asıl bağlılığı kendi yaratıcıya yönelik kamusunadır, ama aynı zamanda kendini estetik ölçüler koyma ve bütün topluma uygun bir kültür sağlama konusunda da sorumlu görür. Her ne kadar kitle kamusu eleştirisinde önemli bir yer tutan bu algılama çok abartılmaktaysa da, yüksek kültür öteki beğeni kültürleri ve toplumun bütünü için en azından bir tane, çok önemli ve ayrıcalıklı işlev görür. Yüksek kültür yaratıcıya yönelik olduğundan ve yaratıcıları da iyi eğitim görmüş, iyi yetiştirilmiş kimseler olduğundan, öteki kültürlerden çok daha düzenli, çok daha yoğun olarak soyut toplumsal, siyasal ve felsefi konulara ve sorunlara eğilir. Bu yüksek kültürün bütün temel sorunlarla ilgilendiği, aşağı kültürlerin de bunları göz ardı ettiği anlamına gelmez. Popüler eğlence programlarında ahlaki konular sık sık ele alınır, felsefi sorunlar da, özellikle somut olaylarla örneklenerek, gündeme gelir. Buna karşılık yüksek kültür, ekmek parası kazanmak gibi “dünyevi” konularla ilgilenmez; çünkü böyle konular kamusu tarafından sorun olarak görülmez.’
Sayfa 112 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Üst-Orta Kültür
‘Üst-orta kültürün kullanıcıları -en azından erkekleri- iktisadi ve siyasi olarak etkili konumlarda bulundukları için, onların roman kahramanları da başkalarına, bürokrasiye ya da doğaya karşı giriştikleri yarışlarda kazanmak, amaçlarına ulaşmak ister; yüksek kültür kahramanlarının aksine, toplum karşısında yabancılaşmış bireyler de değillerdir. Sözün kısası, bu kamuyu çeken, bireysel kazanımların ve yükselmenin konu edildiği romanlar, tiyatro yapıtları ve özyaşamöyküleridir. Öyle sanıyorum ki üst-orta kamunun kadınları, erkek-egemen girişimlerde erkeklerle yarışan kadınların savaşımını konu edinen, kocaları işleriyle evli olan kadınların yaşadığı sıkıntıları anlatan; son zamanlarda da, kadın hareketlerinin gücünü ve sorunlarını irdeleyen romanlara eğilim gösteriyor.’
Sayfa 116 - Yapı Kredi Yayınları
Alt-Orta Kültür
‘Alt-orta kültürün estetik anlayışı öze, esasa önem verir; biçim, özü daha anlaşılır kılmak, daha doyurucu hale getirmek için kullanılmalıdır. Dramatik malzeme kültürün kendi fikirlerini, kendi duygularını anlatmak ve güçlendirmekte yalnızca bir araçtır. Bir yere kadar sorgulamaya izin verilebilir, ancak çoğu zaman öykünün sonunda kuşkular mutlaka çözümlenmelidir. Kahramanları sıradan insanlardır. Sıra dışı olsalar da, sonunda “namus” gibi geleneksel değerlerin, din gibi geleneksel kurumların geçerliliğini kabul ederler.’
Sayfa 119 - Yapı Kredi Yayınları
Aşağı Kültür
‘Aşağı kültürün estetik standartları öz üzerinde durur, biçimi tümüyle gördüğü işleve indirger, soyut fikirlerle, hatta çağdaş toplumsal sorunların kurgusal biçimleriyle bile görünürde hiçbir ilgisi yoktur. Sonuç olarak, yüksek ve üst-orta kültürden hemen hemen hiçbir alıntı yapılmaz, hiçbir şey uyarlanmaz. Aşağı kültür de ahlak oyunlarına önem verir ancak kendini birincil olarak aileye ilişkin ve bireysel sorunlarla ve bu sorunlar çerçevesinde uygulanabilecek değerlerle sınırlı tutar. Böylece aşağı kültür içeriği, çelişkili davranış biçimlerine göz kırpan, kışkırtıcı baştan çıkarmalara karşı nasıl olup da geleneksel işçi sınıfı değerlerinin hep kazandığını gösterir. Kültürün egemen değerleri, alt-orta sınıf kültüründe olduğundan çok daha abartılı bir biçimde dramatize edilir, sansayonel bir hale getirilir; iyi ile kötünün ayrımı vurgulanır. Çoğunlukla melodramatik olan aşağı kültür romanında dünya iyi kahramanlarla kötü adamlar arasında çok kesin bir biçimde bölünmüştür; ne olursa olsun, eninde sonunda iyiler kazanır.’
Sayfa 123 - Yapı Kredi Yayınları
248 syf.
8/10 puan verdi
Yazarın doktora tezi olan eserde yazar popüler kültürün insanlara ve topluma herhangi bir zararı olmadığını söylese de popüler kültür eleştirilerine bazı noktalarda hak vermekten kaçamıyor... #kitapşuuru
Popüler Kültür ve Yüksek Kültür
Popüler Kültür ve Yüksek KültürHerbert J. Gans · Yapı Kredi Yayınları · 201833 okunma
Reklam
Yüksek kültür ve popüler kültür ideal tipler ya da stereotiplerdir. Bunlar aynı zamanda, Almanca orijinalindeki Kultur ve Massenkultur ayrımının Amerikan uyarlamalarıdır ve çoğun­lukla "kültür" ve "kitle kültürü" olarak çevrilirler. Masse ya da "mass" (kitle), yoksul ve eğitimsiz sınıfları tanımlamak için Av­rupa'da kullanılan, eski bir sosyoloji ve siyaset bilim terimidir ve çoğunlukla küçültücü bir tonda kullanıldığı için, ben daha yansız olan "popüler kültür" terimini kullanmayı yeğliyorum.
Sayfa 20
Beğeni kültürü kavramı bir soyutlamadır; kültürü, onu "uygulayan" insanlardan ayırır. Bu soyutlama yalnızca çözüm­leme amacıyla haklı çıkartılabilir çünkü kültür, belki gidilip görülmeyen müzeler dışında hiçbir yerde, onu yaratan ve kul­lanan insanların dışında var olamaz.
Sayfa 23
Dahası, rock konserlerine hücum eden insanlar, ertesi gün­kü oda müziği konserini dinlemeye gitmiyor, göz boyayıcı ka­paklarla yayınlanan popüler romanları okuyanlar aynı zaman­ da "ciddi" romanları da almıyorlar. Eğer bunları yapsalardı, oda müziği konser biletlerinin ve kitapların satışında devasa bir artış olurdu. Son çeyrek yüzyıldır kültür ve sınıf konusun­ da yapılan sosyolojik çalışmaların çoğu, sınıfın kültürel seçim­leri ne kadar çok etkilediğini gösteriyor.
Sayfa 24
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.