Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Popüler kültürün erk tekelciliğine (totaliterciliğe) yol açabi­leceği suçlaması şu sav temel alınarak geliştirilmiştir: Toplum­da merkeziyetçiliğin ve Karl Mannheim'm sözleriyle "işlevsel akılcılığın" gittikçe artması, ailenin, öteki birincil grupların, gönüllü derneklerin ve birey ile devlet arasında duran öbür ikincil grupların güç kaybetmelerine neden oluyor, bu da bireyi devlet karşısında güçsüz bir atom gibi bırakıyor. Eğer bir demagog kitle medyasını eline geçirecek olursa, şu anda medya reklamcıları tarafından kullandığı iddia edilen yöntemlere ben­zer kitle inandırma yöntemlerini kullanarak, bireyleri diktatör­lüğü kabul etmeleri yönünde ikna edebilir. Bu savı destekle­mek üzere sık sık, kendi erk tekelci yönetimlerini sürdürmek amacıyla kitle medyaları üzerindeki denetimlerini etkili bir bi­çimde kullanmış olan Hitler ve Stalin örnekleri veriliyor.
Sayfa 69
Eğer yeteri sayıda kimse güçlü bir lideri isterse ya da desteklerse, o lider kitle medyasının denetimini eline geçirebilir - hele hele medya sahiplerine ya da medya izleyici­lerine iktisadi ve toplumsal rahatlama sözü verdiyse. Ama bu durumda da medyanın rolü şu andakinden hiç farklı olmaya­caktır, yani var olan toplumsal eğilimleri güçlendirecektir. Kısacası, eğer izleyicilerin büyük bir bölümü diktatörlük yanlı­sıysa, kolaylıkla medyayı bu yönde destek sağlayacak bir içerik üretmeye zorlayabilirler. Ama kitle medyasının, oy verme dav­ranışlarını geniş ölçüde etkilemedeki yetersizliğine bakacak olursak, medyanın izleyicilerini diktatörlüğü onaylamaya ikna edebileceğini söyleyemeyiz. Popüler kültür diktatörlüğün bir aracı olabilir ama kendi başına tek-erkçi bir yönetimin kurul­masına maddi katkıda bulunamaz.
Sayfa 70
Reklam
Marcuse'a göre popüler kültür, yalnızca kullanıcılarına zararlı olduğu için değil, aynı zamanda var olan siyasi durumu kabul etmeleri amacıyla onları "uyuşturduğu" için de tehlikelidir. Böylece Marcuse, kitle kültürünün öteki eleştirmenlerinden de ileri giderek, popüler kültürden keyif almanın insanların var olan siyasi ve iktisadi düzeni yıkmasına da engel olduğunu ileri sürüyor.
Sayfa 72
Medya esasen parasını veren müşteriyle ilgilenmektedir.
Sayfa 15 - Yapı Kredi Yayınları
Popüler kültür yaratmanın olumsuz özelliği
Popüler kültür sevimsizdir; çünkü, yüksek kültürün aksine, kâr zihniyetli yatırımcılar tarafından sadece parasını ödeyen izleyiciyi memnun etmek üzere, toptan üretilir.
Sayfa 43 - Yapı Kredi Yayınları
Popüler kültür izleyicileri üzerindeki olumsuz etkiler
Popüler kültür içeriğinin tüketilmesi en iyi olasılıkla sahte mutluluklar yaratır, en kötü olasılıkla da, izleyiciye duygusal olarak zarar verir.
Sayfa 43 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Toplum üzerindeki olumsuz etkiler
Popüler kültürün yaygınlaşması yalnızca toplumun kültürel -ya da uygarlık kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda diktatörlüğe eğilimli demagogların kullandığı kitle ikna yollarına tuhaf bir biçimde ilgi gösteren, edilgen bir izleyici kitlesi yaratarak totaliter rejimlere çanak tutar.
Sayfa 43 - Yapı Kredi Yayınları
Popüler kültür duygusal olarak yıkıcıdır çünkü sahte hazlar sağlar ve şiddete, sekse verdiği ağırlık insanları kabalığa, yabanıllığa iter; zihinsel olarak yıkıcıdır çünkü cicili bicili, hayattan kaçan, hayali bir içerik sunarak insanların gerçeklikle baş etme yeteneklerini engeller.
Sayfa 53 - Yapı Kredi Yayınları
Van den Haag
"Tüm kitle medyası sonunda insanları kişisel yaşamdan yabancılaştırır ve her ne kadar dengeliyor gibi görünse de, birbirlerinden, gerçeklikten ve kendilerinden ahlaken soyutlanmalarını şiddetlendirir. Bir kimse yalnızsa ya da canı sıkılıyorsa kitle medyasından medet umabilir. Ama kitle medyası alışkanlık haline geldiği zaman anlamlı yaşama kapasitesini zedeler... Bu alışkanlık kendi kendini besler, tiryakiliklerde olduğu gibi bir kısırdöngü kurar... Yaşamdaki en derin ve engin deneyimler bile, (medya tarafından) hep aynı düzeyde ifade edilerek, bir klişeye indirgenir... Medya insanların, hayatın kendisini yaşama yeteneklerini azaltır."
Sayfa 54 - Yapı Kredi Yayınları
Görüldüğü kadarıyla alt-orta kamu, toplumun nasıl işlediğiyle pek ilgilenmiyor. Onların ilgisi daha çok, genelde alt-orta sınıf kültüründe geçerli olan önemli buldukları ahlak değerlerine olan güvenlerini tazelemek konusunda yoğunlaşıyor.
Sayfa 120 - Yapı Kredi Yayınları
38 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.