İstanbul
Asma köprülerin halatlarıyla bağlı ellerini çözerek gökdelenlerin arasından seni kurtarmak isteyen çocuklar örgüt kurmasın diye arka bahçeli bütün evlerini yıktılar İstanbul
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"Oğlum, çiftleşme dönemin mi senin? Böyle de yapılmaz ki ama! Hangi tavuk yaklaşsın sana? Bak, bir dişi olarak söylüyorum, işin çok zor senin bu kafayla." Sinirlenmişti bu dediğime. Bir daha uçup duvara hızla kafa attı. Hezarfen Ahmet Çelebi bile bu kadar denememiştir. Olmuyorsa zorlama be kardeşim. "Derdin ne senin benimle?" diye bağırdım aşağıya doğru. " Manyak mısın be? Ne olur, git buradan!". "Gökçen!" Kepçük... Yetiş... Aşağıya bir bakış attım. Murathan yoktu. Sadece Chucky kılıklı horoz vardı. Allah seni bildiği gibi yapsın. Çiftleşecek tavuk bulama! Manyak!
Sayfa 104 - Gökçen AlptekinKitabı okuyor
Reklam
Dünyadaki Yerimizin İzini Sürmek
Kimi insanlar var, kısacık ömürlerine büyük anlam sığdırıyor. Örneğin Atatürk, vefat ettiğinde yalnızca 56 yaşındaydı. "Hezarfen" yani bin bilimli olarak nitelenen Ulu Önder'in kısacık ömründen geriye yoktan var edilmiş bir ulus ve sayısız devrimle inşa edilmiş yeni bir devlet kaldı. Dünya tarihine baktığımız zaman; ömürleri küçük, kendileri büyük insanların ilham verici hikâyelerine de rastlıyoruz. Kimi insanlar da var ki, ne kadar yaşasalar da kimseye bir faydaları dokunmuyor. Konu da bu ya: Anlamlı bir hayat yaşadıktan sonra ne kadar yaşadığımızın bir önemi yok. Bana kalırsa insan yaşamının temel gayesi de bu kadar basit.
"... bizim kültürümüzde "hezarfen" diye bir sıfat var. Hezarfen, "bin bilim" demektir ve pek çok farklı disiplinde engin bilgiye sahip olan kişilere verilen bir isimdir. Tarihte çok sayıda hezarfen olduğunu kitaplardan öğreniyoruz..."
Sayfa 124 - aşinakitapKitabı okudu
Fuzuli' nin hezarfen olması*
Fuzuli iyi bir öğrenim görmüştür .Türkçe divanının önsözünde , 'Bilimsiz şiirin temelsiz duvar gibi olduğunu ve temelsiz duvarın çok değersiz olduğunu,bilimsiz şiirden ruhsuz kalıp gibi nefret ettiğini ' söyleyen şair, bir süre 'akli' /geometri,fizik,doğa bilimleri) ve 'nakli' (hadis,tefsir vb) öğrendiğini, üç dilde nazım ve nesir yazdığını bildirir. Nitekim ,çağdaşı Ahdi' nin tezkiresinde ' hendese,hikmet ve hey'et ' (geometri,fizik ve astronomi ) bilimlerini bildiği ve üç dille /Arapça, Farsça ve Türkçe) şiirler yazdığı belirtilmiştir.
Rüknettin’in kalbi için kehanetler
ı rüknettin'in aynalarda ağladığı kadar var. bir mevsimin kıyısından tutarsan rüknettin kurak ovalara yağmurlar yağar ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi kalbin şiir olup vadilerini sular. senin de vadilerin vardır rüknettin! kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini kurtarıp o yangında ilk önce kalbini niyedir, aynalarda azalır
Sayfa 102 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hezarfen Değilim Ben Kıyam secde bilirim Rükû bilirim eğilirim.
Sayfa 597 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
" Uçmak Özgürlüktür."
Sayfa 7 - Kâşif Çocuk Yayınları/ Duran Çetin
" Benim bu kadar çeşitli ilimlerle ve sanatla uğraşmam sebebiyle bana 'bin fenli' anlamında 'Hezarfen' deniliyor."
Sayfa 27 - Kâşif Çocuk Yayınları/ Duran Çetin
" İnsanın kanatları bilim olursa yapamayacağı bir şey yok. "
Sayfa 29 - Kâşif Çocuk Yayınları/ Duran Çetin
Reklam
" Öğrendikçe kanatlanır insan."
Sayfa 29 - Kâşif Çocuk Yayınları/ Duran Çetin
Hüseyin Hezarfen, 1670 lerde ideal padişah idaresini, Yavuz Selim ve Kanuni Süleyman döneminde tasvir ederek kendi zamanında padişah idaresindeki bozuklukları eleştirir. Yazar, yavuz Selim’i şu özellikleriyle över: yüksek ahlak sahibi, saygın, fazilet sahibi, konuşması, anlaması güzel; Farsça, Türkçe ve Kırım Tatarcasını bilir, yaratıcı şiirleri dünyaca beğenilir, özellikle Farsça şiirlerinde sanatları kullanmakta usta, yiğitlik de eski efsanevi yiğitleri andırır ve savaşta kurt gibidir, tüm düşüncesi savaştır; eli açık olup olgun kişilere bağışlar yapmakta cömerttir. Dünya sefası onun gözünde önemsizdir; aşağı mertebe değerli bir askere yüksek dirlik vermekten çekinmez, kişiliğe önem verirdi. Ve reayanın zulme uğramamasına çok dikkat ederdi, alçakgönüllü olup “kendilerini padişah bilmezlerdi. Reayaya, “Zulm ve cevr olduğun bilmemek yanlarında ulu günah idi” (adalet anlayışı).
Sayfa 157 - Hezarfen HüseyinKitabı okudu
Osmanlı toplumunda pratik ilimleri, fenleri öğrenip devlet adamları hizmetinde katiplik veya müsahiblik yapan bir sınıf, hizmet sahibi vardı, bu gibilere hezarfen (her çeşit fen, pratik bilgiler sahibi) denirdi. Evliya Çelebi ve Hezarfen Hüseyin efendi bu hezarfenlere iyi birer misaldir.
Sayfa 153 - Hezarfen HüseyinKitabı okudu
"Avrupa bizden daha mı akıllıdır?" Hayır, elbette bizden daha akıllı değildi. Ancak bizden hızlıydı ve aklı başka sistemde çalışırdı. Erken kalkan biz olsak bile, bizden evvel yol alırdı. Yoksa bugün garbın sahiplendiği nice fikir ve keşiflerin kökü Müslüman âlimlere aitti. Ama kibrine düşkün Avrupalı, İbni Sina'dan öğrendiğine bakmadan, bugün hekimlerimize burun kıvırıyordu. Gökyüzünde süzülen demirden kuşlarıyla caka satarken, semaya ilk yükselenin Hezarfen olduğunu, ilk demir kuşu İbn Firnas'ın yaptığını unutuyordu. Şimdi, geldiğimiz noktaya bakmak ve tohumlarını attığımız ağaçların meyvesini neden toplayamadığımıza kafa yormak boynumuzun borcuydu.
429 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.