Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir bizlik hikayesi kitabından alıntıdır...
"Şimdi kitabın bir bölümünü daha yaşamak için İstanbul'a doğru gidiyordu. Umduğuda bulduğuda hiç şüphesiz kaçtığı kendisiydi. Şimdi sadece gönlüne sükuneti muhafız kılmalıydı. İçeride yaşanacak olan büyük hesaplaşmaları bir küçük kafes içinde çözecek, gerisin geriye en baştan gelecekti. Şu vakte kadar hangi yolu denediyse sonu intihar ile biten can ve zaman, artık bir kuş gibi süzülmeliydi. Artık başın sonunda ve nefesi daralıyordu. Bilmiyordu daha kaç hikaye yaşanacak ama kendisi de umuda kelepçe vuramıyordu..." #Eyüp Sultan Hz. Kabristanı
Hikaye (alıntıdır)
Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına " Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş. " Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave etmiş. Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş. Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş. Usta ressam şöyle demiş: "İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi." ●️ Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın. ️●Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma. ️●Asla bilmeyenle tartışma... 
Reklam
Uzaklara dalan bir göz varsa, yakınlarda yarım kalan bir hikaye vardır (alıntıdır)
Çok Anlamlı Bir Hikaye Okuyun Lütfen..
BIR ÖĞRETMENIN ACI HATIRASI... 1988 yılının aralık ayıydı. Üniversiteden yeni mezun olmuştum. Bir devlet okulunda heyecanla derslere giriyordum. Sınıflardan birinde, şartlı cümleleri anlatırken tahtaya İngilizce bir cümle yazdım. “Evet çocuklar, tahtada ‘Eğer çok zengin olsaydım anneme… alırdım.’ yazıyor. Cümledeki boşluğu, hayal gücünüzü de
Kendime not ;
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın. Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illaki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burda mı” diye kokuyu
Sizin 6 kelimelik yaşam öykünüz nedir?
Dünyanın En Kısa Hikayesi; Dünyanın en kısa hikayesi Ernest Heminhway'e atfedilir. Rivayete göre Hemingway, bunu bir öğle yemeğinde arkadaşlarıyla 6 kelimelik bir hikaye yazabileceğine dair girdiği iddia sonucu yazmıştır. "For sale: Baby shoes.Never worn." "Satılık bebek ayakkabısı. Hiç giyilmedi." (Alıntıdır)
Reklam
2017’nin En Çok Ses Getiren 20 Romanı (Alıntıdır, http://kitapeki.com/)
Okumazsanız Pişman Olabileceğiniz 2017’nin En Çok Ses Getiren 20 Romanı 1. Yeraltı Demiryolu – Colson Whitehead Eleştirmenlerden tam not alan, çoksatarlar listelerinde aylar boyunca bir numarada kalan ve ödüllere doymayan Yeraltı Demiryolu, Sefiller’den Sevilen’e uzanan bir yelpazede yer alan engin çağrışımlarıyla son yılların en önemli ve en çok
FRANZ KAFKA HİKAYELER
Tapınan’la Söyleşi: Dua eden kıza gönlünü kaptırır ve onu görmek için her akşam kiliseye gider. Tapınanları seyredip gözlemlerken genç bir adam dikkatini çeker. Artık gönlünü kaptırdığı kızdan ziyade rahatsız davranışlarıyla genç adamı izler. Bir gün genç adamı kiliseden yaka paça çıkarır sert bir şekilde sorgular. Her zamanki gibi sarhoş olan
Şem’ ü Pervâne
Bu hikaye, Şem (Mum) ile O’na kör kütük aşık olan Pervane’nin (Kelebek) hikayesidir. Özellikle yazın her akşam gözlerimizin önünde aşklarını yaşarlar. Her gece bir aşık, sevgilisine olan tutkusu için kendini sevgilinin ışığına bırakarak ruhunu teslim eder. Hani şu avizelerin içinde biriken minik kelebekler varya, onlardan bahsediyorum. Kısacık
9 Canlı
9 CANLI (Bir Kedinin Hatıra Defteri) … “Şu insanları hiç anlamıyorum doğrusu. Hem kuyrukları yok, hem elbise giyiyorlar. En anlamadığım ise hepimiz gibi dört ayak üstünde değil, iki ayak üstünde durmaları. Sence de tuhaf değil mi bu?” “Bana tuhaf gelmiyor artık. Bu dünyada insanlarla birlikte oldukça uzun bir süredir yaşıyorum. Hepsinin de bir açıklaması var ama zamanımız yetmez bunları açıklamaya. Ben de gençliğimde eve yiyecek paketleriyle geldiklerinde avlandıklarını sanırdım.” “A-aa, avlanmıyorlar da nerden buluyorlar peki?” “Para adını verdikleri kâğıt parçalarını verip istediklerini alıyorlar.” “Ben hiçbir şey anlamadım. O dediğin şeyi yani parayı nereden buluyorlar peki?” “Hepsi de çalışıyor, üretiyor, taşıyor, bitki ve hayvan yetiştiriyor, bunları verip karşılığında para alıyorlar. O parayla da ihtiyaçlarını karşılıyorlar.” “Offf, ne kadar karışık bir düzen kurmuşlar şu insanlar. Zaten ön ayakları arka ayaklarına benzemiyor. Arka ayaklarıyla yere basıp yürürken ön ayaklarıyla birçok şey yapabiliyorlar.” “Haklısın, ben de yıllarca uğraştım bunları anlayabilmek için. Hatta kitap okumayı bile öğrendim, biliyor musun? Artık ‘hav’ ve ‘hev’ kelimelerinin nasıl yazıldığını biliyorum.” “İnanılmaz, çok güzel ama insanların dilinde o kadar çok kelime var ki, ben birçoğunu anlamıyorum. Ama merak etme, işime gelenleri öğrendim. Mama ve su ne demek, onları biliyorum.” ... 9 Canlı kitabımdan alıntıdır. Kitap yazım aşamasındadır. Yılmaz Örmeci
92 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.