Muhafazakâr moment varlık nedenini, Fransız Devrimi’ne borçludur ve siyasi bir düşünce olarak modernliğin en önemli kırılma noktalarından birisinin ürünü olmak hasebiyle de, premodern bir tarihi yoktur, Muhafazakârlık tarihinin ihtiyaç duyduğu bu moment için modern Türkiye tarihindeki okazyonun Cumhuriyet İnkılâbı olduğunu tespit etmek gerekecektir. Cumhuriyel’in sadece bir siyasal rejim değişikliğine işaret etmediğini, aynı zamanda Osmanlı’dan toplumsal, siyasal, kültürel ve ideolojik radikal bir kopuş istemini de yansıttığını biliyoruz. Dolayısıyla Türk muhafazakârlığının kendisini anlamlandıracağı, pozisyonunu belirleyebileceği tarihsel an, bu istemin boyutlarının genişliği ve derinliği nedeniyle ancak Cumhuriyet olabilecektir. Devrim ve Cumhuriyet arasındaki ilişkiyi kurmamıza izin veren bir karşıtlıklar paralelliği de var: Kral ve aristokrasi için padişah ve saray, kilise ve ruhban sınıfı için şeyhülislam, hilafet ve ulema, ancien regime için de Osmanlı nizamı. Buna karşılık modern Türkiye tarihinde, demokrasi ya da Cumburiyet’e karşı Meşrutiyet’i ve padişahı, seküler kurumların dinsel olanlarla yer değiştirmesini ve Osmanlı nizamına geri dönülmesini savunan ve bu geri dönüşü erdemli bulan siyasal bir hareket ortaya çıkmamıştır.