Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

hi

hi
@hilallalala
24 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Tanrının ne olmadığına ilişkin ne kadar çok şey bilirsem, Tanrı hakkında o denli çok şey öğrenebilirim.
Reklam
Eğer kendinizi severseniz, başkalarını da kendiniz kadar seversiniz. Bir başkasını, kendinizi sevdiğinizden daha seviyorsanız, kendinizi sevmekte gerçek bir başarı sağlayamazsınız. Fakat kendiniz de dahil herkesi bir severseniz, onları tek bir kişi gibi severseniz, bu kişi hem tanrı, hem insandır. Böylece, kendini ve diğerlerini aynı şekilde seven kişi yüce ve dürüst bir kişidir. Meister Echart
Sevgi bir başkası tarafından ‘etkilenme’ anlamında bir etki değildir. Kökleri insanın sevebilme yetisine uzanan, sevilen insanın gelişip, mutlu olması için harcanan çabadır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kişinin kendi yaşamını, mutluluğunu, gelişmesini, özgürlüğünü olumlamasının kökleri onun sevebilme yetisine bağlıdır. Ya da ilgi, sorumluluk ve bilgisine dayanır. Eğer bir kişi üretken bir biçimde sevebiliyorsa, kendini de seviyor demektir. Eğer sadece başkalarını seviyorsa, o hiç sevmiyor demektir.
Kendimi ve karşımdaki insanı, onun gerçeğini görebilmek, ya da daha çok onunla ilişkin sahip olduğum hayalleri ve onun saçma düşüncelerle bozulmuş resminin üstesinden gelmek için nesnel olarak bilmek zorundayım. Ancak bir insanın nesnel olarak olarak tanıyarak, onun değişmeyen özüyle, sevgi edimi ile kavrayabiliriz.
Reklam
Bir insanı tanımadan (bilmeden) onu saymak olanaksızdır. İlgi ve saygı eğer bilgi tarafından yönlendirilmezse kör kalırlar.  Eğer ilgiyi bilgi doğurmazsa, boştur. Bilginin birçok katları vardır, sevginin bir görüntüsü olan bilgi, dışta kalmaz öze işler. Bu bilgiyi ancak, kendime gösterdiğim ilgiyi, diğer insanları oldukları gibi görmeye çevirdiğim zaman kazanmak mümkündür.
Saygı, diğer kişinin olduğu büyük gelişmesini duyulan ilgi anlamına gelir. Böylece saygı, sömürünün yokluğunun kanıtıdır. Ben sevdiğim insanın, bana hizmet etmesi için değil, kendi istediğince, dilediği gibi büyüyüp gelişmesini isterim. Eğer bir başkasını seviyorsam , onu benim yararlanacağım bir nesne olarak değil, o olarak alır, ister erkek olsun, ister kadın, onunla kendimi bir kılarım. Saygının, ancak ben bağımsızlaşmayı başarmışsam, eğer birisini sömürüp hükmüm altına almadan koltuk deyneksiz ayakta durabiliyor, yürüyebiliyorsam, işte o zaman gerçekleşeceği açıktır. SAYGI ANCAK ÖZGÜRLÜĞÜN TEMELLERİ ÜZERİNDE VAR OLABİLİR.
Gerçek anlamıyla sorumluluk, tamamıyla iradi bir edimdir. Benim başka insanların, ister belirgin, ister gizli olsun gereksinimlerine verdiğim yanıttır. Sorumlu olmak demek yanıt vermeye hazır olmak demektir. 
Kişi, uğrunda emek harcadığı şeyleri sever ve kişi sevdiği şeyler için emek harcar.
 Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etken ilgidir.
Reklam
Özellikle sevgiyi ele alırsak, anlamı; sevgi, sevgi üreten bir güçtür. Güçsüzlük, sevgi üretememektir. Bu düşünce Marks tarafından çok güzel açıklanmıştır: “insanı insan olarak düşünün ve onun dünya ile ilişkileri de insanca olsun, o zaman sevgiyi sadece sevgiyle, güveni güvenle vs değiştirebilirsiniz…. eğer sevginiz sevgi doğurmuyorsa bu, sevginizin, sevgi üretmediği anlamını taşır. Eğer seven kişi olarak yaşamınızı ortaya koyuyor ama sevilen bir kişi olamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür. Şansızlıktır. ”
Maddeler dünyasında vermek, zengin olmak anlamına gelmektedir. Çok şeyi olan değil, çok veren zengindir. Bir şeyi yitirmekten korkan istifçi ne kadar çok şeyi olursa olsun, ruhbilim dilinde yoksul ve yoksun bir kişidir. 
Sevmek bir eylemdir edilgen bir duygu değil. Bir şeyin içinde olmaktır bir şeye kapılmak değil. En genel biçimiyle sevmenin etken yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir.
Ortak yaşam birliğinin tersine, olgun sevgi kişinin kendi bütünlüğünü, bireyselliğini koruyarak gerçekleştirdiği birliktir. Sevgi, kişiyi diğer insanlardan ayıran duvarları yıkan, onu diğerleriyle birleştiren, insanın içindeki etkin bir güçtür. Sevgi kişinin soyutlanma ve ayrı olma duygularını yenmesini sağlar, kendisi olmasına, bütünlüğünü yitirmemesine yol açar. Sevgide, bir olan iki varlığın, iki ayrı varlık olarak da kalmalarının ikilem yaşanır.
Hitler halka karşı ilkel bir sadizmle davrandı. Fakat kadere, tarihe ve doğanın üstün güçlerine karşı mazoşist bir tavır içindeydi. Sonu genel yok ediş içinde, intihar, başarı düşü ve her şeye hakim olma isteği gibi, tipiktir.
196 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.