Sen de yalan söylüyorsun Tanrım
Onu son gördüğümde gene gelirim demişti
Hani nice akşamlarımız olacaktı onunla
Kollarımda çöl gecelerinden sıcak
Nice şarkılar dinleyecektik hiç söylenmemiş
Hani yeşil yeşil bakacaktı gözlerime
Hani evimiz olacaktı denize karşı
Sonra küçük bir soframız
Rakıdan mezeden nasibi olan
Sonra uzaklarda çok uzaklarda
Köpekler havlayacaktı hisli ve uzun
Hani mesut olacaktık
Oysa nice sabahlarım oldu martılarla beraber
Nice şiirler söyledim yapayalnız
Geçen sene en çok dinlediğim şarkıydı bu ,tam altmış altı kez dinlemişim (bence bu daha fazladır da neyse ) . Bazı şarkılar insanın yüreğine, ruhuna dokunuyor. Dokunması için o hisleri yaşamak da gerekmiyor sadece çok hisli şarkılar/türküler.
open.spotify.com/track/0aQFsNltI...
En çokta şimdi yoksun. Şarkılar daha bir içli. Boşluğa tutunan ellerim, eskisinden daha bitkin, daha da hisli içim. Şimdi her şeyim senden yoksun
Mustafa Cihat
Proleterlerin edebiyatı, müziği, tiyatrosu ve eğlencesiyle ilgilenen pek çok daire vardı. Spor, cinayet haberleri ve astrolojiden başka bir şey içermeyen beş para etmez gazeteler, iç gıcıklayıcı ucuz romanlar, seks sahneleriyle dolu filmler, uyakdüşüren diye bilinen özel bir kaleydoskopta tümüyle mekanik bir biçimde bestelenen hisli şarkılar buralarda üretiliyordu. Dahası, mühürlü kutular içinde dağıtılan ve hazırlayanlar dışında hiçbir Parti üyesinin bakmasına izin verilmeyen, en bayağısından pornografik yayınlar üreten koca bir alt bölüm -Yenisöylem'de Pornoböl deniyordu- vardı.
Sayfa 55 - Nineteen Eighty-Four, Can Sanat Yayınları, 56. Basım Ekim 2016, İstanbul [ISBN: 978-975-07-1853-3]Kitabı okudu
“Spor, cinayet haberleri ve astrolojiden başka bir şey içermeyen beş para etmez gazeteler, iç gıdıklayıcı ucuz romanlar, seks sahneleriyle dolu filmler, uyakdüşüren diye bilinen özel bir kaleydoskopta tümüyle mekanik bir biçimde bestelenen hisli şarkılar buralarda üretiliyordu.”
“Millî Şair”imiz Mehmet Emin Yurdakul hakkında beylik birkaç söz, birkaç şiir haricinde ne biliriz? 14 Ocak 1944 tarihinde İstanbul’da öldüğünde Türk gençliğine ne bıraktı? Bu konuda kendimi eksik hissettiğim için çok seneler önce baskı yüzü gören Türk Sazı eserinin pdf'sini bulunca derhal okumak ve internette pek de bulunmayan bu şiirleri
Bastırılmış kışlar ve şarkılar kalır aklımızda
Sen hisli bir yalnızlık dersin adına, ben öfkeli yorgunluk
Şu köşeyi dönen arkadaşlar var ya, boş ver hepsini
Zenginin malı aşığın dilinde iltihap, sırtında hançer
Böyle böyle unutuyoruz geçmiş günlerin güzelliğini
Kimsenin ağrısı kimsenin umurunda yeşermiyor artık
Her koyunun bacağı yani kendine müstahak
Böyle değildik aslında ne olduysa hep sonradan işte
Konu çok dağıldı nerde kalmıştık en son
Evet hatırladım, çok güzel şaşıyorsun dünyaya
Sıradaki şarkıyı benim için vurur musun?
"Spor, cinayet haberleri ve astrolojiden başka bir şey içermeyen beş para etmez gazeteler, iç gıcıklayıcı ucuz romanlar, seks sahneleriyle dolu filmler, tümüyle mekanik bir şekilde bestelenen hisli şarkılar buralarda üretiliyordu."
Dünya değişmedi...
Severek dinlenen tüm o hisli şarkılar değişmedi...
Her defasında ilk baştan okuyormuş hissi veren o mânâlarını yitirmeyen şiirler değişmedi...
Hayat değişmedi...
Şehirler kentsel dönüşüme uğradı, insanlar yobaz ve bencilleşen varlıklar haline dönüştü, sonra yaptıkları hatalı davranışlarının bokunu zamana, yaşama sevinçlerinin ellerinden alındığını başkalarına düşman tavırlarla yük etti.
Esasında, dünya değişmedi; dünyayı değişti kabul eden insanlar çoğaldı yalnızca.
Bir de sorumluluk bilincinden kaçarak yanlarında taşıdıkları ip boynuna dolanır dolanmaz -ah kâm- kesenler çoğaldı yalnızca.
Hala 1984 kitabını okumayan varsa aşağıdaki incelemeyi okumasını ve sonra dilerse kitabı okumasını öneririm.
1984 kitabını hala okumadıysanız, kendinizi kitap okumuş biri olarak görmeyin. Şimdiye kadar okuduğunuz kitaplar bir tarafa, 1984 diğer tarafa… Çünkü 1984 kitabı; 100 yıllık geçmişi, savaşlar sonrası dünyanın yeniden kuruluşunu,