Yaklaşık 3 yıl önce büyük bir beklentiyle aldığım, başlayıp sonra bıraktığım bir türlü elimin gitmediği bir kitaptı. Nihayet okuyabildim. Tabii bu arada çok değişmişim, belki büyümüşüm biraz.
Spritüel alanlara ve bütüncül sağlık meselelerine aşina olmayan biri için içeriğin harika olduğunu düşünüyorum. Bir doktorun böyle bir farkındalığa sahip olması elbette büyük bir artı. Ama benim beklentimin oldukça altındaydı. Bazı yerlerde yazarın kadınlara karşı takındığı üslubu da beğenmedim. "Serseri mayın gibi dolaşan kadın" diye bir tabiri var mesela. Bana garip geldi açıkçası.
Dil olarak değerlendirmem gerekirse aynı cümleler aynı kelimeler neredeyse kitabın sonuna kadar tekrar etti. Gereksiz yere uzun olduğunu düşünüyorum. Başlıkların altında daha özet ve okurun anlamasını kolaylaştıracak sade yazılar olabilirdi. Okurken çok yoruldum ve oldukça zorlandım. Böyle zamanlarda sırf sayfa sayısı fazla olsun diye yazar aynı konunun etrafında 10 kere dolaşıyormuş gibi hissediyorum. Giriş, gelişme ve sonuç bütünlüğü olmuyor. Daha fazla yaşanmış hikaye de konulabilirdi ayrıca.
Elbette beğendiğim ve altını çizdiğim yerler de oldu. Özellikle doğum, cinsellik ve menopoz konularıyla ilgili yazarın bakış açısı hoşuma gitti.
Kadınlığıyla derdi olan tüm kadınlara tavsiyemdir. Zira bu topraklarda doğup da kadın olmayı feda etme güdüsü olmadan içselleştirebilenini görmedim.