Deniz'in hareketleri de yıldırım gibiydi. Birden parlar. Bana çektiği telgraf iki sözcük: Acele gel!
Çok özlü, çok sade... Kendisi de öyleydi.
Ve aceleci! Sevdaları, tutkuları, özlemleri, arzuları çok ateşliydi. Özlediği Türkiye, özlediği dünya bir an önce olsun istiyordu.