Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tarım Devrimi teist dinlerin doğmasına neden olurken Bilimsel Devrim de tanrıların yerine insanaların geçtiği hümanist dinleri yarattı.
Hümanist devrim, toplumda radikal bir “ihtilal”, köklü bir değişmedir. Sonunda “Türk hümanizmi”, “bu fikir akımı”, yeni bir eğitim sistemiyle gerçekleşecektir.
Sayfa 276 - İş bankası Kültür Yayınları
Reklam
Hümanist devrim, toplumda radikal bir “ihtilal”, köklü bir değişmedir. Sonunda “Türk hümanizmi”, “bu fikir akımı”, yeni bir eğitim sistemiyle gerçekleşecektir.
Sayfa 276 - İş bankası Kültür Yayınları
On dokuzuncu yüzyılın başlarında Hümanist Devrim artık insanlardan diğer duyumlu varlıklara genişletilecek, önce hayvanlara karşı sadizmin en belirgin türleri olan kanlı sporlar, ardından da yük hayvanlarının, çiftliklerdeki besi hayvanlarının ve laboratuvar hayvanlarının istismarı hedef alınacaktı. 1821'de Britanya Parlamentosunda bu önlemlerinden ilki olarak, at istismarının yasaklanması önergesi verildiğinde, bu önerge bunun sonunda köpeklerin, hatta kedilerin korunmasına kadar genişletileceğini söyleyen milletvekillerinin kahkahalarıyla karşılandı. Yirmi yıl sonra olan tam da buydu. On dokuzuncu yüzyıl boyunca Britanya'da hümanizm ile romantizmin karşımı bir yaklaşım hayvanların diri diri kesilip biçilmesine karşı örgütlere, vejetaryen hareketlere ve hayvanlara zulmü önleme derneklerine ortam hazırladı. 1859'da The Origin of Species (Türlerin Kökeni) kitabının yayımlanmasından sonra biyologların evrim teorisini kabul etmeleriyle, bilincin yalnızca insana özgü olduğunu savunmak imkansız kılındı ve aynı yüzyılın sonlarına doğru Britanya'da hayvanların diri diri kesilip biçilmesini yasaklayan yasalar oluşturuldu.
Sayfa 512Kitabı okudu
İslam neden bildiği yoldan gitti ve Bir Akıl Çağı, bir Aydınlanma ve bir Hümanist Devrim yaşamadı? Bazı tarihçiler Kuran'daki savaşa çağıran bölümlere işaret ediyorlar, ama bizim soykırıma çağıran kutsal metinlerimizle karşılaştırıldığında bunların hiçbir önemi yok ve hiçbiri zekice tefsirlerle ve zamanla değişen normlarla üstesinden
Sayfa 404Kitabı okudu
Modern Batı dünyasında ve yeryüzünün geriye kalan bölümlerinin büyük çoğunluğunda ölüm cezası ve bedensel cezalar etkili bir şekilde ortadan kaldırıldı, devlet yönetimlerinin yurttaşlarına karşı şiddet kullanma gücü ciddi biçimde engellendi, kölecilik yasaklandı ve halklar artık zulüm seyretmekten zevk almıyorlar. Bütün bunlar küçük bir zaman diliminde gerçekleşti; dönüşüm 17. yüzyıldaki Akıl Çağında başladı ve 18. yüzyılın sonundaki Aydınlanmayla doruğa ulaştı. Bu ilerlemenin -bu bir ilerleme değilse, ne olduğunu ben bilmiyorum- bir bölümünü fikirler tetikledi; bunlar açıkça kurumsallaşmış şiddetin en aza indirilmesini ya da ortadan kaldırılmasını savunan fikirlerdi. Bir bölümü de duyarlılıklarda gerçekleşen değişikliklerle tetiklendi. İnsanlar hemcinslerinin duygularını paylaşmaya başlamışlardı; artık onların çektikleri acılar karşısında kayıtsız kalamıyorlardı. Bu güçlerden, yaşamı ve mutluluğu değerlerin merkezine yerleştiren ve kurumların tasarımında aklı ve kanıtları temel alan yeni bir ideoloji şekillendi. Bu yeni ideolojiye hümanizm ya da insan hakları adı verilebilir; Batı dünyasında 18. yüzyılın ikinci yarısında ansızın ortaya çıkışı da Hümanist Devrim olarak adlandırılabilir.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
244 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Giyotin sürekli işler ve devrim kendi çocuklarını da yemeye başlar
Anatole France, insan doğasını betimlemede usta tragedya yazarı Euripidie’nin “Oreste” adlı yapıtına atıfta bulunurken, sanatçı Gamelin’in Cumhuriyete adanmışlığını, ancak aşırı şiddete giden yolda kendisini nasıl yokoluşa sürüklediğini dile getiriyor. İhtilalden sonra Fransa 'da halkın en büyük kaygısı adaletin sağlanmasıdır.Rejim değişikliği bunu mümkün kılacak mı? Fransız Senatosu'nca Cumhuriyet'in devamlılığı için İhtilal Mahkemeleri kurulurken kahramanımız Evariste Gamelin gibi yurtseverler arasından yargıçlar atanıyor. Yazar burdan hareketle ihtilal sonrası Fransa'yı betimliyor.Eski aristokratlar,halk kuşku içinde , yurttaşlar ihtilal mahkemelerince körü körüne verilen cezalar yüzünden huzursuz ve gerçek bir adalete ihtiyaç duyuyorlar.Bu durumda ihtilalin getirdiği eşitlik ilkesine inançları sarsılmış durumda. Maurice Brotteaux adlı hümanist ve eski bir aristokratın, halka salınan bu korkuların, bir gün yurtsever Cumhuriyetçilerin de “başına yıldırımlar yağdırmasına engel olunamayacağı” öngörüsü haklı çıkıyor kitabın sonunda. Evariste Gamelin 'in ki sanatçı bir kişiydi, kendisine verilen devrim mahkemesi yargıcı konumu "monarşi ve aristikrasiye son vermek adına"insan kanına susayan bir puta dönüştüğünün resmi oluyor. Bir de bu arada kitabın gayet akıcı bir dili var. Sadece açıklamalara göz atarken yavaşlıyorsunuz. Hem tarihe tanıklık ediyoruz hem tutkulu bir aşka, hem de ihanete. Tarihi olarak olmasa da aşk konusunda kitabın sonunda oldukça şaşırdım.
Tanrılar Susamışlardı
Tanrılar SusamışlardıAnatole France · Ötüken Neşriyat · 2018633 okunma
412 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
gerçekçi, orijinal, şaşırtıcı
çok gerçekçi bir bakış açısı var. Ancak dini ve manevi konularda ön yargılı buldum. İlgimi çeken kısımları not almıştım. - 19: insan kelimesi gerçekte homo cinsine mensup bir hayvan anlamına gelir. Homo sapiens dışında pek çok tür mevcuttur. - 20: Homo neandertalensis, Homo erectus, Homo soloensis, Homo denisova, Homo rudolfensis, Homo
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,3bin okunma
424 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
erguvan kapısı
Oya Baydar ın bu eserine bayıldım , tek eleştirim gereksiz tekrarlarla çok uzatılmış.Toplumun sosyo ekonomik her katmanından karakterlerle harmanlamış eserini.Bana göre siyasi olarak görmemiş toplumsal sorun ve ötekileştirmeden hümanist bakış açısıyla anlatmak istemiş meseleyi.Derin devlet ve diplomat bir babanın ölümüyle ve onun kızının bu ölümü araştırırken Ülkü ve ölen oğlunun hikayesi.Derin bu iki ölümle bir şeyleri açığa çıkartır öğrendikleri tepelerin ötesindeki varoşların örgütlenmesine bakılan empatiden yoksun ve ön yargılarla dolu toplumun 2000 li yıllarda çürümüşlüğünü veriyor bize.siyaseten yaşanılan kaos insanların içindeki ikircikliği ve görünürün ardındakini araştırmadan belli kalıplar doğrultusunda otomatik davranışlara sevkeden aşağılayıcı ötekileştiren hareketlerin yıkıcılıklarını gösteriyor,bir babanın çocuğa kardeşi kardeşe kırdıran sadece büyüklerin değil insansanların kendi personalarının zayıflıklarından akılcı olamadıklarından kaynaklandığını bilmemizi istiyor adeta .2000 li yıllardaki ekonomik krizin insanları nasıl böldüğü uçurumun daha da derinleşip fakirin,gecekonduculuğun bir de üstüne dava,devrim,Kürt Türk sorunsallarıyla görülmek istenmeyen bastırılmaya çalışıldıkça sert tepkiler alınan ortamlar yazarımız siyasi bir yazar kurgularını hep bu eksende yazıyor iyi de yapıyor severek okudum #tavsiyekitap .#okuyorum #neokudum #oyabaydarkülliyatı
Erguvan Kapısı
Erguvan KapısıOya Baydar · Can Yayınları · 2004518 okunma
·
Puan vermedi
Feuerbach ve Yabancılaşma
Bir önceki incelememde
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
’in yabancılaşma konseptinde doğanın ve insanın, Tanrı'nın yabancılaşmış hâlleri olduğunu ve her ne kadar Hegel'in teolojisini reddetmiş olsalar da birçok Alman filozofun yabancılaşma fikrini ithal ettiğini belirtmiştim. Bu isimlerden biri ve Alman felsefesinde materyalizme geçişin ilk durağı {Dolayısıyla
Hıristiyanlığın Özü
Hıristiyanlığın ÖzüLudwig Feuerbach · Öteki Yayınevi · 200436 okunma
Reklam
Camus, Tanrı’yı ahlaki açıdan sorgularken Nietzsche’yi taklit eder. İki yazar da oldukça hümanist bir noktadan başlarlar. Tanrı yaratılmış bir varlıktır. İsimlendirilmiş bir soyut bir varlıktır, neyin ahlaki olarak doğru ve neyin yanlış olduğuna karar veren yüceltilmiş bir varlık.
Sayfa 206 - Kafe Kültür Yayıncılık
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Dar Kapı
Merhabalar :) Bugün, Fransız yazar André Gide'ın "Dar Kapı" adlı eseriyle geldim. Yazarın bugün doğum günü. İyi ki bu dünyadan geçmiş büyük usta. Kitaba geçmeden yazarı biraz tanıyalım. Andre Gide'ın; *Goethe, Hugo, Dostoyevski, Mallarmé, Nietzsche, Oscar Wilde gibi büyük ustalardan edebi anlamda etkilendiğini, *1947'de
Dar Kapı
Dar KapıAndré Gide · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20232,826 okunma
"• • • Tarım Devrimi teist dinlerin doğmasına neden olurken Bilimsel Devrim de tanrıların yerine insanların geçtiği hümanist dinleri yarattı. Teist dinler Yunancada tanrı anlamına gelen theos'a taparken hümanistler insana taparlar Liberalizm, komünizm ve Nazizm gibi hümanist dinlerin temelinde, Homo sapiens'in evreni anlamlandıran ve ona hükmeden özgün ve kutsal özüne duyulan inanç yatar."
Sayfa 142Kitabı okudu
Hümanist devrim Batı kültürlerinin üst zihinsel durumlara duydukları inancı ve ilgiyi ortadan kaldırarak (
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
nin söylemiyle "Tanrı Öldü!" ) sıradan vatandaşın gündelik deneyimlerinin yüceltilmesine sebep oldu.
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.