Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz.
Sayfa 363Kitabı okudu
''Falih Rıfkı Atay 30 Ağustos zaferi için şöyle yazacaktı: 'Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batının pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz.' ''
Reklam
ATSIZ'DA TÜRK-TÜRKÇÜLÜK-MİLLİYETÇİLİK: 1943 yılındaki En Sinsi Tehlike broşüründe "Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür." (Atsız 1992: 68) diyen Atsız'ın Türkçülüğüne geçmeden önce onun genel olarak "milliyetçilik” hakkındaki düşüncesini aktarmak doğru olacaktır. Ona göre milliyetçilik sosyal bir kanundur: "Tarihin
Kozaklar ve Kazaklar
İranîlerin Batı Türkistan'daki bozkırlarda göçebeleşmesi bir nevi Rusların Kozaklaşması olayına benzer. Yerleşik hayat süren ana Rus kitlesinden kopan-kaçan kimseler önce Don ve İdil boylarında, ardından Turgay ve Yedisu gibi Türk ülkelerinde tıpkı Türk Kazaklar gibi hür ve göçebe bir hayat sürmeye başlamışlar ve isimlerini de onlardan almışlardır.
Sayfa 69
İnsanın yaşamının temelini, saygınlık ve izzet-i nefsini korumak oluşturduğunu dikkate alarak, bu ilahî bağışı zedeleyecek her iş İslâm açısından yasaktır. Daha açık bir tabirle, her türlü kötü sultayı kabul etmek kesinlikle yasaktır. Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Başkalarının kulu olma; Allah seni hür yaratmıştır.
Kurana, Tevrat ve İncil'e Tanrı sözü demek akıl işi değildir. Eğer varsa bir Tanrı, bu kitapları Tanrı'ya addetmek aslında o Tanrıya hakaret etmektir. Eğer olsaydı bir Tanrı ve de insanlara mesaj verecek olsa idi, sanırım şöyle bir mesaj vermeli değil miydi; Bir köyde aç, çıplak, barınaksız bir kişi bulunur ise o köy tümü ile cehennem azabı ile cezalanacaktır, bir kasaba, şehir, ülke de eğer aç açık barınaksız insan varsa o şehir, kasaba, ülke insanına cennet helal olmaz demesi gerekmez miydi? Sonuç olarak insanları: Kadın / erkek diye cinsiyet ayırımı yapmaktadır. Köle / hür ayırımı yapmaktadır. İnanan / inanmayan olarak ayırmaktadır. Çocuklar arasında ana ve babalarının hareketlerine göre ayırım yapmaktadır. Hiç suçu ve günahı olmadığı halde çocukları Veled-i zina diye aşağılamaktadır.
Reklam
Çocuklar arasında da ayırım yapar
Dünyaya gelen her çocuk masumdur, günahsızdır. Ana ve babasının suçlarından dolayı çocukları sorumlu tutmak onu babasının mirasından mahrum bırakmak hangi Tanrı vicdanı ile örtüşür düşünmek gerekir. Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hür veya cariye bir kadınla kim zina yaparsa, bundan hasıl olacak çocuk veled-i zinadır ne o babasına, ne de babası ona varis olamaz:' Kütübü Sitte Hadisidir HadisNo: 4712
Falih Rıfkı Atay 30 Ağustos zaferi için şöyle yazacaktı: "Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batının pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz
607 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.