" Bitince zencir-i saat,durur rakkas demez tık tık,
Çün an ömrün hitamında denir cana hemen çık çık."
Sayfa 7Kitabı okudu
Siz lezzetleri yok edici olanı ( ölümü ) çok hatırlayın.
Sayfa 72Kitabı okudu
Sizden biriniz,gideceği yerin neresi olduğunu bilmedikçe ve cennetteki veyahut cehennemdeki yerini görmedikçe dünyadan asla çıkmaz.
Sayfa 91Kitabı okudu
Hanefiler cenazeyi takipte efdal olan cenazenin arkasından,Şafiiler ise cenazenin önünden gitmektir derler...
Sayfa 109Kitabı okudu
Kabirleri ziyaret ediniz.Çünkü kabirler size ahireti hatırlatır.
Sayfa 160Kitabı okudu
Kırk yaşını geçib de hayrı şerrinden < sevabı günahından > fazla olmayan kimse cehenneme hazırlansın.
Sayfa 247Kitabı okudu
Hz.Ömer ( ra ) :
Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz,amelleriniz tartılmadan önce onları tartınız.
Sayfa 297Kitabı okudu
“Kim Allah’a kavuşmayı severse Allah da ona kavuşmayı arzu eder.Kim de Allah’a kavuşmaktan hoşlanmazsa Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz.”
"Bütün esrarın ortaya döküleceği (ayan beyan olacağı) o kıyâmet günü, artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı."
"Kul kıyâmet ( mahşer yerinde ) Allahu Teâlâ'nın huzuruna getirilip kendisine şöyle denir : " - Sana ben işitme ( organı ) görme ( organı ) vermedim mi? Sena ben mal, ( çoluk-çocuk ) vermedim mi? Seni ben bütün hayvanata ve tarıma hakim kılmadım mı? ( düşün, dünyada iken ) seni bıraktım ( da bunlara ) reislik yapar yükselirdin. Sen bana bugün mülaki olduğunu sanırdın. ( Öyle değil mi? ) Bunun üzerine kul : Hayır ( senin karşına çıkacağımı sanmazdım ) der. Allahu Teâla da kula : " Sen beni ( dünyada iken ) unuttuğun gibi, ben de bugün senu unuturum ( seni azabımın içinde terk ederim ) buyurur. "
Sınıfımızın en sevilen hocalarından rahmetli Hüseyin Suudi Erdoğan Hoca’nın “Talebe Kızlarıma Tavsiyelerim” başlıklı nasihatleri. O yıllarda 17-18 yaşlarında olan biz mezunlara hocamız özetle şunları tavsiye etmiş: “Allah’tan nasıl korkulması gerekiyorsa öylece kork. Nasıl sevilmesi gerekiyorsa öylece sev. Âlemlerin Rabbinin haram kıldığı şeylerden kesinlikle kaçın. Ama bu kaçınman, âdet kabilinden (haramlar kötü ve öldürücü olduğundan) değil; ibadet kabilinden (Allah yasakladığı için) olsun... Çok laf etmekten, lüzumsuz konuşmaktan kendini alıkoy. Seni ve başkasını güldüren kelamdan sakın. Müslüman kardeşlerinle tartışıp onlarla bozuşma. Makbul ve makul olanı söyle. Aptal ve ahmakla dostluk etme. Hele Allah’a isyan edenle hiç. O akraban olsa dahi. İkbal günlerinde dostluk yapanla kötü günlerinde dostluk eden iki insan tipini iyi seç... Kızım! İyi bil ki her şahıs nefsini bıraktığı yerde bulunur. Nefsi neye sarılıp kalmışsa kendisi de o sıfata bürünür. Zarif görünümlü olanlara fazla ilgi gösterme. Ve de insanın dış görünüşüne aldanma. Çünkü insan; kalbi, düşüncesi ve sözü ile insandır. İnsandaki insani cevhere kıymet ver. Kıymet verip düşünülmesi gereken nefisler değil, İslam müesseseleridir. Tüm hayatın Kur’an’a ve İslam’a uygun olsun. Bugünkü toplumun gayr-ı İslami,yanlış ve yıkıcı tesirlerinden yakınlarını ve din kardeşlerini kurtarmak için ne yapılması gerekiyorsa onu yap.”
