'Hey oğul; sana öğüdüm ve vasiyetimdir; hutbeden sonra kimsenin ve benim dahi elini öpmeyesin ve Orhan'a dahi öğütleyip vasiyet edesin ki, hanlık kendisine müyesser olursa, kimsenin ve senin dahi anasının dahi elini öpmeye.'
Sayfa 334 - ötüken yayınlarıKitabı okudu
Namazla Diriliş
Anlatılır ki; Selahaddin, "İslam Birliği" ni kurup "namaz seferberliği" başlattığı günlerde Şam Emeviye camiinde Kudüse dair duygusal bir hutbe verir. Hutbeden çok etkilenen bir genç bağırır : "Ya Selahaddin! Kudüse yürümek için ne bekliyoruz? Emredin, Kudüse yürüyelim!.." Bu gencin sorusuna hiçbir cevap vermeyen Selahaddin Eyyubi, sabah namazını yine Emeviye camiinde kılar, namaz sonrasında ayağa kalkar. "Dün cuma namazında bana soru soran genç nerde?" der. Gencin camide olmadığı söylenince şöyle konuşur:"O gencimiz dahil tüm gençlerimiz ve halkımız sabah namazlarında da camilerimizi cuma namazlarındaki gibi doldururlarsa, işte o zaman Kudüse yürüyeceğiz. "
Sayfa 62Kitabı okudu
7 Şubat'ta Gazi Paşa, Balıkesir'de idi. Barış olmuş, normal günler gelmiş gibi camiye cuma namazına gitti. Minbere çıktı ve bir hutbe verdi: Hutbelerin, halkın anlamayacağı bir dille olması; üstelik anlatılanların da gücün icaplarına ve ihtiyaçlarına cevap vermemesi; halkı cahil bırakmak içindi. "Oysa hutbeden maksat: Halkın uyarılması, uyandırılmasıdır. Yüz, iki yüz, hatta bin yıl önce ki hutbeleri halka tekrarlamak, halkı cehalet ve gaflet içinde bırakmak gayesinden başka bir şey değildir! dedi ve günümüzde süren Türkçe cuma hutbesi geleneğini kurmuş oldu!
Sayfa 52
Cabir anlatıyor: Bayram günü Resulullah ile beraberdim. İşe hutbeden önce namazla başladı. Namazı ezansız ve kametsiz olarak kıldırdı. Namazı bitirince Bilal'e yaslanarak ayağa kalktı. ALLAH'a hamdü senada bulundu. İnsanlara vaaz etti. Onlara hatırlatmalarda bulundu ve ALLAH'a itaat etmeye teşvik etti. Daha sonra kadınların yanına geçti. Yanında Bilal vardı. Kadınlara ALLAH'tan korkmayı emretti ve vaazü nasihat edip hatırlatmalarda bulundu. ALLAH'a hamdü senada bulunup onları ALLAH'a itaat etmeye teşvik etti. Daha sonra: "Sadaka verin, zira sizin çoğunuz cehennem odunusunuz" buyurdu. Bunun üzerine ileri gelenlerden olmayan kara yağız bir kadın: "Ne sebeple ya Resulallah!" diye sordu. ALLAH Resulü: "Şikayeti çok yapmanız sebebiyle, kocalarınıza karşı nankörlük etmeniz sebebiyle" cevabını verdi. Bunun üzerine kadınlar bileziklerini, gerdanlıklarını, küpelerini ve yüzüklerini çıkarıp sadaka olarak Bilal'in giysisine atmaya başladılar.
M. Kemal Paşa, Balıkesir'de verdiği hutbeden sonra Kazım Karabekir'in düşüncelerini öğrenmek ister.
«Akşam M. Kemal Paşa bugünkü beyanatını nasıl bulduğumu sordu. Bende kendilerine olan samimi bağlılığım kadar kendilerinden aynı karşılığı gördüğüme dayanarak fikrimi söyleyeceğimi bildirdim ve dedim ki :
- Dünya işlerini camilere soktuğumuzun acısını çektiğimiz yetmez mi Paşam? Milli işlerimizi neden yine camilere sokuyoruz? Ve neden siz başkumandan olduğunuz halde dinle hilafetle bir din adamı gibi hatta daha ileri giderek meşgul oluyorsunuz? Münevverlerimiz haklı olarak bu gidişi iyi telakki etmeyeceği gibi bu yol da esasen tehlikelidir. ...
Sayfa 76
Hutbeden
Yeryüzünde her 3-4 saniyede bir insan açlıktan, her 3-4 saniyede bir insan da fazla yemekten ölüyor.