Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza

Beyza
@iaamsmurfette
9 Ocak 1997
152 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Onun kedi sevmeyebileceği hiç aklıma gelmemişti. Aslında kedi sevmeyen bir insan olabileceğine hiç inanmıyordum.
Reklam
Tıpkı sonradan görmelik gibi sonradan sevmelik de kendini 'aşırılık'la gösteren bir tutum. Gerçi önceden ya da sonradan çok sevmenin, fazla, aşırı sevmenin kimseye bir zararı yok ama, yoksa var mıydı, daha çok ilgilenmek için insan gençken sevmeli. Öyle değil mi?
Rejimin maviden karaya doğru hızla çökmesi, havanın, ruhların, kalplerin, akılların, fikirlerin kararması sonucunda, doğadan, hayvanlardan ve birbirlerinden uzaklaşan, sadece Tanrıdan günahlarının bağışlanmasını dilerken bir araya gelen bir topluluğun, toplum değil, ağaçtan, sudan, yapraktan, maviden, kediden, köpekten, kuştan da bir şey anlamayacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Yozyobaz, düzyobaz, azyobaz, çokyobaz olanlar, yani Nâzım Hikmet'in "Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim" dediği, "akar suyun,/meyve çağında ağacın/serpilip gelişen hayatın düşmanı" olan çoğunluk.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne zaman bir zevk anını hissedersen, onu bir medi­tasyon durumuna dönüştür. Ne zaman kendini zevk dolu, mutlu, neşeli hissedersen, gözlerini kapat ve içe dönerek nereden geldiğine bak. Bu anı kaybetme; çok değerlidir. Bilinçli değilsen, hâlâ dışarıdan geldi­ğine inanmaya devam edebilirsin; işte dünyanın yan­lış mantığı budur.
Size bir anlık mutluluk verebilecekse, her şeyin bir cazibe­si vardır. O kısacık an dışarıdan geliyormuş gibi görünebilir, ama daima içinden gelmektedir. Dış kısmı sadece bir ayna olabilir. İçinde akan mutluluk, dışa yansıdığında, buna zevk denir. Biz mutluluk arıyoruz. Zevk değil.
Reklam
Mutsuz olan bir kişi, arzulara dalmaya hazır­dır. Arzular, mutsuz zihnin mutluluk arama yoludur.
Patanjali'nin savunduğu görüş şöyledir: İnsanların mutsuz­luğuna baktığımızda, insanın bizzat sorumlu olduğunu görü­rüz. İnsan, bunu yaratmak için bir şey yapmaktadır. Bu faaliyet alışkanlık haline gelmiştir; bu yüzden yapmaya devam ediyor­dur. Tekrarlayıcı, mekanik olmuştur, robot misali. Tetikte olur­san, buradan çıkabilirsin. Sadece, "İşbirliği yapmak istemiyo­rum." diyebilirsin.
Bağlanmak, koşullanma faktörüyse bağlanmamak da ko­şullanmadan çıkmanın yolu olacaktır. Beklentiler seni mut­suzluğa götürüyorsa, beklentisiz olmak seni mutluluğa götü­recektir. Öfke, içinde bir cehennem yaratıyorsa, merhamet bir cennet yaratacaktır. Mutsuzluğun işlemi neyse, mutlulu­ğun işlemi de onun tam tersi olacaktır.
Son nokta olan arzusuzluğa erişmek istiyorsan, talepsiz­lik durumuyla başla. Patanjali'nin formülünü yirmi dört sa­atliğine bile olsa dene. Sadece yirmi dört saat -hiçbir şey ta­lep etmeden hayatın akışına kendini bırakmak. Hayat sana ne veriyorsa, onun için minnettar olmak, müteşekkir olmak.
Son hedefin ne olursa olsun, burada ve şimdi, ta başlan­gıçta içinde saklı olmalıdır. Başlangıçta orada değilse, sonda ona ulaşamazsın.
Reklam
Başlangıç ve son iki farklı şey değildir. Başlangıç sondur.
Patanjali der ki: Bu ikisi, vairagya ve abhyasa, zihnin dur­masına yardımcı olurlar. Ve zihin durduğunda, ilk kez ger­çekten olman gereken şeysin, alınyazın olan şeysin.
Gurdjieff, "İnsan, şu andaki haliyle bir makinedir." derdi. Sadece bilinçlendiğin zaman insan olursun. Ve kendi içinde yerleşmek için verdiğin çaba, seni bilinçli yapacaktır, seni mekanik olmaktan çıkartacak, önceden tahmin edilemez ya­pacaktır, özgür kılacaktır.
Sadece dene. Ne zaman harekete geçeceğini veya herhan­gi bir şey yapacağını hissedersen, önce içe dön, çün­kü bugüne kadar ne yaptıysan, robot misali olmuş­tur, mekanik olmuştur. Tekrarlayıcı bir devirde sü­rekli olarak yapmaya devam edersin. Otuz günü kap­sayan bir günlük tutun -sabahtan akşama kadar otuz gün; kalıbı göreceksin. Bir makine gibi hareket ediyorsun; insan değilsin. Tepkilerin ölüdür. Ne ya­parsan yap, önceden tahmin edilebilir şekildedir. Ve günlüğünü titiz bir şekilde incelediğinde, kalıbın şif­resini çözebilirsin -Pazartesi günü, her Pazartesi günü sinirlisin; her Pazar günü cinselliğin ön planda; her Cumartesi kavga ediyorsun. Ya da sabah iyisin, öğleden sonra kendini tatsız hissediyorsun, akşam ise tüm dünyaya karşısın. Kalıbı görebilirsin. Ve kalı­bı bir kez gördükten sonra, bir robot gibi çalıştığını görebilirsin. Ve robot gibi olmak mutsuzluktur. Bi­linçli olmak zorundasın; mekanik bir şey değil.
726 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.