"Fareler ve sıçanlar gibi diğer zararlı hayvanlar da bir başka problemdi, zira tahıl ambarlarında oyuklar açıyor ve tahıllara zarar veriyorlardı. Bu kemirgen nüfusunu sınırlı tuttukları için de kediler Mısır'da evcilleştirildi ve onlara ibadet edildi."
Mutfak ve Kültür
Mutfak ve Kültür
s.16
O tövbekârlar, ibadet edenler, hamdedenler, dünyada yolcu gibi yaşayanlar, rükûa varanlar, secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten alıkoyanlar, Allah’ın sınırlarını gözetenler; müjdele o müminleri!
Reklam
Mircae Eliade'nin söylediği gibi mit modern insan içindir. Antik dünyada mit yoktur, gerçeklik vardır. Tanrılar, inançlar, ibadet, ritüel ya da insanüstü alana ait her şey gerçektir ve özel bir gelenekle mümine ulaşır.
Şeytan Kadınları tuzak olarak kullanır
Şeytan) Dedi ki: “Rabbim, beni (nefsime ağır gelen imtihanla) kışkırttığın (Adem’e hürmet ve tâbiiyet emrinle beni hırçınlaştırdığın) şeye karşılık, andolsun ben de yeryüzünde onlara, (Adem’in evlatlarına Sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp saptıracağım.” hicr 39. Âyet meali
Adaletsiz ve dengesiz sistemler zenginle fakir arasındaki geçişi engelliyorsa, kalitesiz dindarlık da dindarlaşmanın önünü tıkıyor. İşin bir başka yönü çok fakir bir toplumda bir arabası olanı bile zengin saydığımız gibi, kalitesiz dindarlık ortamında sadece namaz kılanı dindar saymaya başladık. Halbuki İslam; inanç, ibadet ve ahlak bütünüdür. Bunların birindeki eksiklik, dindarlığın tamamını olumsuz etkiler.
Sayfa 96 - Diyanet İşleri Bakanlığı
Bazı insanların şöyle bir hadis işittiği rivayet edilir: "Kim kırk sabah Allah'a ihlasla yönelirse, hikmet menbaları o kimsenin kalbinden diline çıkar"* Bunu duyan birisi hikmete nail olmak için bunu aynen uygular. Fakat hernasılsa hikmet kapısı kendisine bir türlü açılmaz. Durum fazıl bir zata iletilir. O zat der ki: - Bu adam, Allah için değil, hikmete ermek için ihlas da bulundu! Hülasa ibadetlerde asıl gayeden sapıp onun üzerine nisyan toprağını serpen, ikinci planda gelen fer'i maksatları ön plana çıkarıp bütün gayretini onun üzerinde yoğunlaştıran her çağrı batıldır. Çünkü bu hal, ibadetin asıl gayesiyle çatıştığı gibi, dinin gayesiyle de, hatta insanın yaratılış gayesiyle de çatışmaktadır. *İbni Abbas'tan rivayet edilmiştir.
Reklam
Esasen sanat yapıtının geleneksel bağlamla iç içeliği ibadette ifadesini bulmuştur. Bildiğimiz gibi en eski sanat yapıtları -önce büyüsel, sonra ise dinsel- ritüellerde kullanılmak üzere yapılmıştır. Sanat yapıtının bu aurasal varoluş biçiminin ibadet işlevinden hiçbir zaman tamamıyla ayrı tutulamaması da oldukça kayda değerdir
“Sofular, içtenlikle sevemeyecek ölçüde Tanrılarından korkarlar. Büyüklük ve kuvvetinin pençesinden kurtulmak olanaksızlığı karşısında dalkavukluk etmek zorunda olan ve yalan söyleye söyleye, sonunda efendilerini sevdiklerine kendilerini ikna eden esirler gibi Tanrı'ya ibadet ederler. Kaçınılmazlığı erdem yaparlar.”
Risâle-i Nur dünya işlerine âlet olamaz, dünya işlerine siper edilmez. Çünkü,ehemmiyetli bir ibâdet-i tefekküriye olduğu cihetle, dünyevi maksatlar onunla kasten istenilmez; istenilse, ihlâs kırılır; o ehemmiyetli ibâdet sekli değişir. Yani, çocuklar gibi, döğüstükleri vakit Kur'ân'ı başına siper eder. Başına gelen zarar Kur'ân a geldiği gibi, Risâle-i Nur, böyle muannid hasımlara karşı siper istimâl edilmemeli.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.