Kişilerin tutum ve davranışları gelecek olan doğmamış neslin yaşantısını derinden etkilediğini okuyucaya gösteren bir romandı..
Özellikle Heathcliff karakteri kötülüğün doğasının doğuştan olmadığını bize göstererek kendi yaşantısındaki acıları öfke ve intikam duygusuna çevirmesi ve bunun bedelini ise ağır bir şekilde ödemesi konusuyla Aşk’ın ızdırabını iliklerine kadar yaşayan bir karakter olarak adeta okuyucunun aklına kazınıyor..
Ayrıca kitapta hikayenin sadece belli yerlerde geçmesi ve romandaki karakterlerin tekdüzeliği yazar Emily Bronte’nin kendi yaşadığı dönemin kadın üzerindeki baskısını gösterir nitelikte...
İnceleme bu kadar :)
Daha sağlam bir eleştiri-incelemesi için kardeşi yazar Charlotte Bronte’nin Emily Bronte’nin ölümünden sonraki Uğultulu Tepeler üzerine yaptığı roman eleştiri-incelemesinin çevirisi okunabilir.. :)
Kendimiz için, hakikati yaratmayız; böyle bir tarz, cinneti veya izafiyetçilik bataklığını ortaya koyar. Fakat biz, her birimiz kendimiz için doğrunun peşinde olmak zorundayız ve felsefenin özü budur.