Belli gün, belli saatte bunca kalabalığın içinde başka bir ses, başka bir tavır, başka dünyanın şarkılarını söyler, adeta umutsuzca söyler. Ya da bu ötüşü akla zarar olup da, durup kimsenin hangi dalda diye dikkat etmediği ama gırtlağı, dili ve tuhaf bir yüreği olan bir kuş gibi söyler. Söylemesi gerektiği için söyler, söylemek kendi keşfi olduğu için söyler, söylerken keşfettiği için söyler.