Göz korkunç bir şahit, değil mi? Yahut korkunç ayna… Her şeyi, ifşa ediyorlar. hele hislerimizi gizlemek isteyince bakışlarımız nasıl değişir? Kaskatı olurlar. Ve biz gizledik sanırız.
Kağnılar kırılgan bir ahenkle duruyor. Zaman düzensiz, mekân karışık. Budala diller sözdizimini bölmedeler. Akılsızlık cazip geliyor akla ve akıl ifşa ediliyor akılsızlık diye. Ama ya ihanet. Okuduklarım karmakarışık aklımda. Tasım ustalığımın hükmü yok. Tek hakikat: İnanmak istediğimize inanırız. Öyleyse irade önce gelir, gerisi sadece maskedir. Ya halkın iradesi? Tek tek bireylerin iradesinin toplamı değildir. Körlüğünden güç alan kozmik bir maddedir. Faydası yok bunu söylemenin. Filozoflar yan bakar, emniyettedirler zira, zarafetle, hitabetle ve tasım sağlamlığıyla gizledikleri için aç iradeyi, muzafferdirler.
Göz korkunç bir şahit, değil mi? Yahut korkunç ayna. Her şeyi, ifşa ediyorlar. Hele hislerimizi gizlemek isteyince bakışlarımız nasıl degişir? Kaskatı olurlar. Ve biz gizledik sanırız.
"İnsanın insandaki gerçek değerini,ondan
'vazgeçme eşiği' ifşa ediyor.
Hiç şaşmaz.
O vazgeçiş eşiği neyse, ne kadarsa birinin gözündeki hakiki değeriniz orada saklı. Kalan her şey süslü cümleler, münasip kılıflar, kendini aklayan serzenişlerden ibaret."
youtu.be/9INB8uWhPjc?si=...
Küfr-i zülfün salalı rahneler îmânımıza
Kâfir ağlar bizim ahvâl-i perîşânımıza
Seni görmek müteazzir görinür böyle ki eşk
Sana bakdıkda dolar dîde-i giryânımıza
Cevri çok eyleme kim olmaya nâgeh tükene
Az idüb cevr ü cefâlar kıluban cânımıza
Eksik olmaz gamımız bunca ki biz den gam alub
Her gelen gamlu gider şâd gelüb yanımıza
Var her halka-i zencîrimizin bir ağzı
Muttasıl vermeğe ifşâ gam-ı pünhânımıza
Gam-ı eyyâm Fuzûlî bize bî-dâd itdi
Gelmişüz acz ile dâd itmeğe sultânımıza
Öyleydi işte, doğunun kendisine has bazı örflerinde bir evladın, babasına olan sevgisini doya doya yaşayamama ve babanın da bu sevgisini her ortamda ifşa edememe gerçeği vardı. Alışılmış bir gerçekti bu, babalar, evlatlarını akrabalarının yanında sevmezlerdi.
""Şöhret kaygısı aynı zamanda en sert, en hırçın ve en inatçı budalalıktır. "Quia etiam bene proficientes animos tentare non cessat erdem yolunda gelişme kaydedenleri de ayartır.) Akıl övünmeyi açıkça eleştirir ve ifşa eder ama içimize öyle bir yerleşmiştir ki övünme, ondan gerçekten kurtulabilen var mıdır, çok merak ediyorum. Her şeyi söyleyip, vazgeçmek için her şeyi yaptığınıza inandığınızda, sizin kararlılığınıza karşı öyle derin bir arzu yaratır ki çok az direnme şansınız olur. Çünkü Cicero'nun dediği gibi, onunla mücadele edenler bile, bu konuda yazdıkları kitaplarda adlarının mutlaka göze çarpıcı yazılmasını ister ve küçümsedikleri, hor gördükleri bir olgudan şan şöhret çıkarmak isterler!""
Ve dahi Perviz böyle buyurdu: "Dört kişinin kabahati es geçilmez: Birisi memlekete kasteden, diğeri onun haremine kasteden, diğeri sırları ifşa eden, diğeri dilde melikle bir, gönlünde melik düşmanlarıyla iş tutup onların yolunu yol bilenlerdir.